Türkiye'den Küresel Sumud Filosu'na yönelik işgal saldırısına tepki: "Terör eylemidir"
Dışişleri Bakanlığı, işgalci siyonistlerin uluslararası sularda Küresel Sumud Filosu'na yönelik saldırının uluslararası hukuku en ağır biçimde ihlal eden ve masum sivillerin hayatını tehlikeye atan bir terör eylemi olduğunu bildirdi.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, "Gazze halkına insani yardım ulaştırmak amacıyla yola çıkan Küresel Sumud Filosu’na israil güçleri tarafından uluslararası sularda gerçekleştirilen saldırı, uluslararası hukuku en ağır biçimde ihlal eden ve masum sivillerin hayatını tehlikeye atan bir terör eylemidir." denildi.
Açıklamanın devamında şunlar kaydedildi:
"Şiddete başvurmadan barışçıl amaçlarla hareket etmekte olan sivilleri hedef alan bu saldırı, Gazze’yi kıtlığa mahkum eden soykırımcı Netanyahu hükümetinin uyguladığı faşist ve militarist politikaların Filistinlilerle sınırlı kalmadığının ve israilin uyguladığı zulme karşı mücadele eden herkesi hedef aldığının ispatıdır.
Söz konusu saldırının, Gazze’de ateşkes sağlanmasına dönük çabalara zarar vermemesini ümit ediyoruz.
Seyahatin başından bu yana, filodaki katılımcılar arasında vatandaşları bulunan diğer ülkelerle eşgüdüm içinde hareket edilmektedir. Bu çerçevede, israil güçlerince alıkonulan vatandaşlarımızın ve diğer yolcuların bir an önce serbest bırakılması için gerekli tüm girişimler başlatılmaktadır. Saldırının faillerinin hesap vermesi için de hukuki yollara başvurulacaktır.
BM ve ilgili tüm uluslararası kuruluşları, Gazze’ye yönelik hukuksuz ablukanın bir an önce kaldırılması, bölgeye insani yardım girişine izin verilmesi ve seyrüsefer serbestisinin güvence altına alınması için derhal harekete geçmeye çağırıyoruz." (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Ekim ayı, Gazze'de iki yıl süren soykırımın ardından varılan ateşkes anlaşması ve ardından yaşanan esir takasıyla damgasını vurdu ancak siyonist ihlaller hız kesmedi. Türkiye, bu süreçte önemli bir arabuluculuk rolü üstlenirken, iç politikada "Türk, Kürt, Arap İttifakı" vurgusu ve PKK'nın çekilme açıklamasıyla öne çıkan adımlar attı.
Âlimler ve Medreseler Birliği (İTTİHADUL ULEMA), son dönemde sosyal medyada namaza yönelik alaycı ve küçümseyici tutumlara ilişkin yazılı bir basın açıklaması yayımladı. “Namaz kırmızı çizgimizdir” başlığıyla yayımlanan açıklamada, namazın İslam’daki yeri ve müminin kimliğini belirleyen temel bir ibadet olduğu vurgulandı.
Eylül ayı, Filistin Devletinin İngiltere, Fransa, Kanada gibi önemli ülkelerce tanınmasıyla uluslararası arenada dönüm noktası yaşanırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM ve Beyaz Saray'daki temasları yoğun diplomasi trafiğine sahne oldu. Türkiye'de ise HÜDA PAR'ın anayasa çalıştayı ve hükümetin yeni eğitim yılı temasları iç politikada öne çıktı.
HAMAS, işgal rejimi ile Somaliland arasındaki karşılıklı tanıma girişiminin Filistin halkına karşı işlenen suçları örtme amacı taşıdığını belirtti.