Aralarında Batman Barosunun da bulunduğu bölge baroları, açıklama ve kışkırtıcı sözleriyle 6-8 Ekim katliamına zemin hazırlayan Selahattin Demirtaş ve HDP’nin diğer yöneticilerinin suçsuz olduklarını iddia ederek serbest bırakılmalarını istedi.
6-8 Ekim vahşetinin azmettiricileri hâkim karşısına çıkıyor. Bölge halkı, onlarca masum insanın vahşice katledilmesine, bölge illerindeki camilerin, okulların, halkın iş yerlerinin ateşe verilmesine neden olan 6-8 Ekim katliamının fitilini konuşmaları, açıklamalarıyla ateşleyen, HDP/PKK mensuplarını sokağa çağıran Demirtaş ve diğer HDP’li yöneticilerin hak ettikleri cezaya çarptırılmasını bekliyor.
Ancak Batman Barosunun da içinde bulunduğu bölge baroları, skandal bir açıklamaya imza atarak adeta PKK ve HDP ağzıyla konuşarak bu katillerin serbest bırakılmasını istedi.
Taraflı ve siyasi kararlar verdiği herkes tarafından bilinen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) katilleri temize çıkaran kararına sığınan bölge baroları, açıklamada 6-8 Ekim katliamının azmettiricilerinin serbest bırakılmasını istedi.
“Onlarca masum cana kıyılmasını teşvik edenleri yargılamak hukuksuzlukmuş!”
Batman Barosunun da imzasının bulunduğu açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Bilindiği üzere HDP Eski Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile dönemin Halkların Demokratik Partisi (HDP) MYK üyelerinin de içinde bulunduğu siyasetçilerin Kobane olayları nedeniyle 26 Nisan 2021 tarihinde Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına başlanacaktır. Açıktır ki bir hukuk devleti, yurttaşları ceza hukuku aracılığıyla korumanın dışında ceza hukukuna karşı da korumalıdır. Selahattin Demirtaş’ın 4 Kasım 2016 tarihli ilk tutukluluğunun sona ermesi sonrası bu davaya konu soruşturma kapsamında benzer isnatlarla 20 Eylül 2019 tarihinde yeniden tutuklanması yargının siyaset kurumu üzerinde bir müdahale aracı olarak kullanıldığını ortaya koymaktadır.”
“PKK dostu AHİM’in yanlı kararına sığındılar!”
Emperyalist çıkarlarına hizmet eden yapı ve örgütleri korumak ve onları temize çıkarmakla bilinen Avrupa Mahkemelerinin kararına sığınan barolar, “Karar sonrası AİHM kararlarının uygulanmasını denetlemekle yükümlü olan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi de yaptığı açıklamada Türkiye'den, Selahattin Demirtaş'ın hak ihlaline uğradığı ve derhal serbest bırakılması gerektiğine yönelik AİHM kararının Haziran'a kadar uygulanmasını talep etmiştir.” açıklamasında bulundu.
“6-8 Ekim katliamının azmettiricilerinin serbest bırakılmasını istediler!”
Hukuk, demokrasi, insan hakları gibi süslü sloganları kullanarak, 6-8 Ekim katliamının azmettiricilerinin serbest bırakılmasını talep eden barolar, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Selahattin Demirtaş dahil dosyadaki tutukluların serbest bırakılması ve Türkiye’nin uymayı taahhüt ettiği Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümleriyle AİHM kararlarına uyulacak yeni bir sürecin başlatılması gerekmektedir. Aksi takdirde hukuk devleti ilkesinin onarılamayacak bir biçimde ağır yara alacağı bir dönemin yaşanacağı ve bu durumun da demokratik toplum düzenine zarar vereceği kuşkusuzdur. Biz aşağıda imzası bulunan Barolar; yargılamada hukuk devleti ilkesi ve AİHM kararının gözetilmesini ve yargılananların serbest bırakılmasını talep ediyoruz.”
Saldırılarda Yasin Börü ve arkadaşları vahşice katledildi
6-8 Ekim 2014'te HDP Genel Merkezi ve HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın çağrısıyla sokağa çıkan HDP/PKK mensupları tarafından düzenlenen saldırılarda Yasin Börü ve arkadaşları başta olmak üzere 50’yi aşkın masum insan vahşice katledildi.
Saldırılarda çok sayıda cami, Kur’an kursları, okullar, medreseler ateşe verilirken, iş yerleri ise talan edildi.
Açıklamaya destek veren barolar şunlar: Adıyaman, Ağrı, Batman, Bingöl, Bitlis, Dersim, Diyarbakır, Hakkari, Kars, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak ve Van Barosu.(İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Her yıl insan hakları raporları yayımlayan, Dünya Çocuk Hakları Günü'nü kutlayan, hak ve özgürlüklerden dem vuran ABD ve AB gibi Batılı uluslar, söz konusu Filistin, Lübnan ve Gazze'de katledilen en az 20 bin çocuk olunca utanç verici bir sessizliğe bürünüyor.
Filistin toprakları üzerinde siyonist rejimin kurulmasına, işgal ve katliamlara yol açan “Balfour Deklarasyonu”nun üzerinden tam 107 yıl geçti.
20 yıldan fazla bir süre ile Afganistan'ı işgal altında tutarak halkını sefalete mahkûm eden barbar Batı, hezimetini kamufle etmek için, Afganistan halkının yüzde 80'inin yoksulluk sınırının altında olduğu yaygarasını kopararak propaganda malzemesi olarak kullanıyor.
Yugoslavya'nın parçalanmasından sonra Sırpların Boşnaklara karşı başlatmış olduğu soykırıma karşı direnen ve nihayetinde mücadelesini zaferle taçlandıran Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç, vefatının 21'inci yılında rahmetle anılıyor.