Kaldırım taşlarında değerlerimiz mi olur?

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin kaldırımlara işlediği Kürt İslam alimlerinin sözleri ve isimleri, toplumda derin bir rahatsızlık doğurdu. DEM Partili belediyenin bu uygulamasını savunmak için öne sürdüğü "kamusal alanda Kürtçeye görünürlük kazandırma" argümanı, güzel bir niyetmiş gibi sunulsa da şekli ve yöntemi tam bir saygısızlık örneği.
Biz Müslüman Kürt halkı, sevdiklerimizi, değer verdiklerimizi başımızın üstünde tutarız. Bu, sadece mecazi bir ifade değildir. Bizim kültürümüzde saygı duyulan insanlar evin baş köşesine oturtulur, onların sözleri en güzel yere asılır. Fotoğrafları, hatıraları evin en özel yerlerine yerleştirilir. Hele hele bir alimden, bir gönül insanından söz ediliyorsa; onun adı ayakaltına serilmez, onun sözü yerlerde gezinmez.
Ehmedê Xanî, Melayê Cizîrî, Feqiyê Teyran gibi İslam'ı şiirle, irfanla halkın gönlüne nakşeden zatların isimlerini ve sözlerini kaldırımlara yazmak, iyi niyetle izah edilemez. Bu, halkın gözünde bir hakarettir. Zira yürüdüğümüz kaldırımlar, çamura da bulaşır, toza da. İnsanlar üstüne basar, çöpler düşer, hayvanlar kirletir. Bu nasıl bir kültürel vefa olabilir?
Belediye yetkilileri çıkıp bu sözlerin değerini yüceltmek istediklerini söylüyorlar. Peki soruyoruz: Değeri yüceltmek, o değeri yere mi indirerek olur? Bu halk, alimlerinin değerli sözlerini mahallenin camisinde mihrap üstünde, okul duvarlarında panolarda görmek ister. Bulvarlara isimlerini vermek, meydanlara sözlerini asmak, eserlerini halka ulaştırmak varken, niçin bu küçük düşürücü yöntem?
Kaldırımlar, bir toplumun değerlerini değil, gündelik telaşlarını taşır. Oysa alimlerimiz, bizim kültürel hazinemizdir. Biz onları baş köşeye layık görürüz; baş tacı ederiz. Bize hikmetli sözleriyle yol gösteren bu isimleri ayakaltına almak, sadece geleneklerimize değil, inancımıza da aykırıdır.
Halkın gösterdiği tepkiler bunun bir göstergesidir. Bu yapılan ne estetik bir sanat çalışmasıdır ne de kültürel bir farkındalık. Bu olsa olsa, halkın değerlerine duyarsız bir anlayışın, kibirli bir yaklaşımın eseridir. Eğer bu konuda iyi niyet varsa, en azından hatayı kabullenip, bu sözleri uygun bir şekilde halkın göğsüne, gönlüne asmak gerekir.
Alimlerin isimlerini yere değil, yüreğe kazıyın.
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Araştırmacı Yazar Nezir Tunç "Şehid Hasan Saklanan, eğer Kudüs’e kadar gitmişse ve orada siyonist çetelere ölümcül darbe vurmuşsa, işte bu İbrahimî duruşundan dolayıdır.” " dedi.
ABD Başkanı Donald Trump, FOX News'e verdiği röportajda Gazze hakkında dikkat çekici açıklamalarda bulundu. "Gazze yıllardır kötü bir yerdi. Artık bir özgürlük bölgesi olmalı" diyen Trump, bölgeyi yeniden şekillendirme vizyonunu tekrar dile getirdi.
Sosyal medya platformlarında son günlerde "Bu yaz Coca-Cola ve Pepsi'yi boykot edin" çağrıları artış gösteriyor. Aktivist gruplar, Gazze'deki soykırıma karşı dayanışma amacıyla bu markaların ürünlerinin boykot edilmesini öneriyor.