Anuda el-Ali, oğlu İbrahim el-Ali, 2013 yılında Suriye’deyken çalışmak için Şam’a gitmesiyle Baas rejimi tarafından kaçırılıp Sednaya Hapishanesi’ne konuldu. 12 yıldır oğlundan haber alamadıklarını belirten anne Anuda el-Ali, üç gün önce vefat haberini aldığını söyledi.
Suriyeli anne Anuda el-Ali, 12 yıl önce oğlu İbrahim el-Ali’nin Esad rejimi tarafından tutuklanıp, Sednaya Hapishanesi’ne ölüme terk edildiğini ifade ederek, acısını İLKHA’ya paylaştı.
2013 yılında askerden henüz yeni gelen İbrahim el-Ali, babasının yükünü hafifletmek için çalışmaya karar vererek, Şam’a gitti. Şam’a gitmesiyle bir daha kendisinden haber alamadıklarını belirten anne Anuda el-Ali, Esad rejimi tarafından tutuklanıp Sednaya Hapishanesi’ne konulduğu haberini aldığını aktardı.
Şam’da oğlunu bulabilmek için arazisini satıp aramaya koyulduğunu belirten acılı anne Anuda, kendisinden oğlunu hep sakladıklarını, para alabilmek için sürekli telefondan dolandırılmaya maruz kaldıklarını ifade etti.
Baas rejiminin çökmesiyle oğlunu bulacağı ümidiyle beklemeye koyulduklarını aktaran Anuda, türlü işkenceler maruz kalan oğlu İbrahim’in bundan üç gün önce vefat haberini aldığını söyledi.
“Baas rejimi çöktükten sonra tutukluların serbest bırakıldığı haberini aldığımızdan sevindik ve oğlumu göreceğim umuduyla beklemeye koyulduk”
Oğlu İbrahim el-Ali’nin tutuklanma sürecini aktaran acılı anne Anuda, “Oğlum İbrahim el-Ali, 2013 yılında henüz askerden yeni gelmişti. Bana ‘anne yükümüz ağır, babamın maaşı bize yetmiyor. Çalışmam gerekiyor. Ben Şam’a çalışmaya gideceğim’ dedi ve bende gidebilirsin dedim. Ardından oğlum, Şam’a çalışmaya gitti. Belli bir zaman geçtikten sonra oğlumdan haber alamadım. İlk başlarda bana oğlumun tutuklu olduğunu söylemediler fakat daha fazla saklayamadılar tabi. O zamandan beri oğlumdan bir daha haber alamdık. Ardan birkaç ay geçtikten sonra bana oğlumun tutuklandığı haberi verildi. Durumunu sorup soruşturmaya gittiğimizde ‘eğer çok kurcalarsanız sizi de tutuklayıp hapse atarız’ dediler. Bizde mecburen geri döndük daha sonra bir evladım gitti diğerleri de gitmesin diye onları Türkiye’ye getirdim. Türkiye’ye sığındık, Allah buradakilere selamet versin. Bize baktılar ve bu güne kadar yardımcı oldular. Baas rejimi çöktükten sonra Sednaya Hapishanesi’nden tutukluların serbest bırakıldığı haberini aldığımızdan bayağı sevindik ve oğlumu göreceğim umuduyla beklemeye koyulduk. Ancak bundan üç gün önce bana ulaşan habere göre oğlumun vefat ettiğini söylediler.” ifadelerini kaydetti.
“Oğlum İbrahim’den kalan yetimlere bakıyorum”
Oğlunun 2013’ten beri Sednaya Hapishanesi’nde olduğunu belirten El-Ali, “Oğlum İbrahim, 2013 ten beri Sednaya Hapishanesi’ndeydi. Tutuklandığından beri hiçbir şekilde haber alamıyorduk. Zalim Esad’ın hapishanesinde yıllardır işkence çekti. Suriye’de elimde bulunan araziyi satarak o parayla Şam’da oğlumu aramaya gittim. Orada bulunanlar oğlum İbrahim’in Kamışlı kentinde olduğunu söyledi. Bunun üzerine 6 bin lira bozdurup Suriye parsını oğluma göndermeye çalıştım. Para gitti ama oğlum dönmedi. Oğlum İbrahim’den kalan bu yetimlere bakıyorum. Onlara hem anne hem de babalık yapıyorum. Allah'tan başka kimsem yok.” dedi.
Oğlu üzerinden para karşılığı dolandırıldıklarını ifade eden El-Ali, “Biri kardeşimi telefonla arayıp oğlumun hapishanede olduğu söyleyerek, 50 bin Suriye parası göndermemizi istedi. Bunun üzerine kardeşim, evini barkını oğlumun kurtuluşu ümidiyle sattı. Para vermekten çekinmeyiz fakat bu haberin doğruluğunu araştırmaya koyulduk. Eğer bize telefon aracılığıyla oğlumu görüştürdükleri vakit gerekirse, 500 bin de vereceğimizi ilettik. Ondan sonra bir daha da aramadılar. Sonradan anlaşıldı ki bizi dolandırıyorlardı. Parayı isteyen kişi, daha önce oğlunuz Kamışlı’daki bir hapishanede olduğunu söyleyenle aynı kişiydi. Oğlumu çeşitli işkencelerle öldüler. 30 yaşında hakkın rahmetine kavuştu. Allah bilir ne şekilde katletmişlerdir.” diyerek acısını paylaştı. (İLKHA)
تنبيه: وكالة إيلكا الإخبارية تمتلك جميع حقوق نشر الأخبار والصور وأشرطة الفيديو التي يتم نشرها في الموقع،وفي أي حال من الأحوال لن يمكن استخدامها كليا أو جزئياً دون عقد مبرم مع الوكالة أو اشتراك مسبق.