İzlanda’da öğretmenlere yapay zekâ asistanı: Eğitimde insan faktörünün geleceği nasıl olacak
Dünyanın çeşitli ülkelerinde hızla yaygınlaşan yapay zekâ uygulamalarına bir yenisi eklendi: Amerikalı şirket Anthropic, İzlanda’daki öğretmenlere kendi büyük dil modeli Claude’u sunmak üzere ülke çapında bir pilot program başlattı.
Ancak bu çalışma, yeni fırsatlar sunduğu kadar eğitimde insan unsurunun yerini makinalara bırakması, öğretmenlerin rolünün daralması ve öğrenciler için insan sıcaklığından uzaklaşan bir eğitim ortamı oluşturması açısından ciddi eleştiriler doğuruyor.
Anthropic’nin açıklamasına göre, yüzlerce öğretmen İzlanda’da Claude’a erişecek; ders planları hazırlayacak, sınıf materyalleri oluşturacak ve idari işleri hafifletmeye çalışacak. Şirket, bu sayede öğretmenlerin asgari evrak yükünden kurtulacağını ve daha iyi öğrenme deneyimi sunulacağını belirtiyor. Ancak eleştirenler, bu tür modellerin öğretmenlik sanatını ve birebir insan-insan etkileşimini ikinci plana attığını savunuyor.
Özellikle şu riskler öne çıkıyor:
Öğretmenin evrak ve idari işlemler açısından rahatlatılması adı altında, öğretmen-öğrenci arasındaki gerçek ilişki ve iletişim zayıflatılıyor.
Yapay zekâ sistemi öğretmenin metodlarını öğreniyor; böylece öğretmen özgün rolünü kaybedip yalnızca sistemin yönlendirdiği araç kullanıcılarına dönüşebilir.
Pilot program her bölgeye yayılıyor, ancak programın süresi, kapsamı ve maliyeti net olarak açıklanmamış durumda. Öğrencilerin ve öğretmenlerin verilerinin ne kadar korunduğu, sistemin etik sınırlarının nasıl belirlendiği muğlak.
Eleştirel bakış açısıyla değerlendirildiğinde, bu tür bir girişim eğitim dünyasında teknoloji baskısının arttığını; öğretmenlerin özgür pedagojik yaklaşımlarının sisteme dönüşümünü; insan-insan ilişkisinin yerini insan-makine etkileşimine bırakma potansiyeli bulunduğunu gösteriyor.
Eğitimde yapay zekâ destekli modeller kolaylaştırıcı gibi sunulsa da, aslında eğitim sürecinin otomatikleşmesi, öğrenciye sunulan deneyimin standartlaşması ve öğretmen mesleğinin mekanikleşmesi gibi zararlar doğurabilir.
Özellikle çocuklar, ergenler ve öğrenme sürecindeki hassas bireyler açısından bakıldığında, eğitimde insan unsurunun eksilmesi sadece teknolojik araçlarla uyarlanmış içerikler üretme modeline geçilmesi değerler, motivasyon ve bireysel gelişim açısından olumsuz bir tablo çıkarabilir. İnsan öğretmeniyle karşılıklı etkileşim ve duygusal bağ yerini hızla üretilebilen içeriklere bırakabilir.
Sonuç olarak, bu pilot program yalnızca bir teknolojik yenilik olarak değil; eğitimde insanlığın, mesleğin ve öğretmenin dönüşümüne dair bir dönemeç olarak okunmalı. Teknoloji destekli eğitim araçları kaçınılmaz olabilir; ancak eğitimde makineleştirme eğilimi, öğretmenin ve öğrencinin özünü zayıflatma potansiyeli taşıyor. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Savunma Sanayii Başkanlığı iş birliğiyle Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda kalkınma ajansları tarafından yürütülen Türkiye’nin siber güvenlik uzmanı ihtiyacının karşılanması amacıyla "Siber Vatan Programı 2026 Dönemi" başvuruları başladı.
Günümüzde yaygınlaşan sohbet robotları yani büyük dil modelleri (LLM) temel bir kavramda başarısız. İnsanların sahip olduğu inanç ile bilgi arasındaki farkı ayırt edemiyorlar. Yeni bir çalışma, aralarında ChatGPT, Claude ve Gemini’nin de olduğu 24 farklı LLM’nin 13 000’in üzerinde soru üzerinden yapılan testlerde, bilgi mi, inanç mı ayrımında ciddi eksiklikler gösterdiğini ortaya koydu.
Sosyal medyanın çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri büyürken, bir ülke bunun için köklü bir adım attı. Avustralya hükümeti, 16 yaşından küçüklerin hesap açamayacağı sosyal medya platformları listesine Reddit ve Kick servislerini de ekledi.