Mardin sivil toplum kuruluşları, Gazze’de varılan ateşkes antlaşması neticesinde Gazze halkının göstermiş olduğu direnişe dikkat çekti.

Cuma namazı sonrası Şakir Nuhoğlu Camii önünde STK’lar tarafından Gazze halkına destek ve işgal rejimin saldırgan politikalarını kınamak amacıyla bir basın açıklaması gerçekleştirildi.

Basın açıklamasını Mardin STK Platformu Dönem Sözcüsü Necmettin Başboğa okudu. Filistin davasına olan güçlü destek ve dayanışma vurgusuyla başlayan Başboğa, işgal rejimin 15 ay boyunca süren yoğun bombardımanlarına rağmen Gazze halkının direnmeye devam ettiği ve sonunda işgalcileri ateşkese zorladığını ifade etti.

Başboğa, Gazze halkının direnişiyle tarihe geçen bir “destan” yazıldığını belirterek, “İşgalci ve soykırımcı israil, 15 ay süren hukuksuz ve orantısız saldırılarının ardından, hedefine ulaşamadan ateşkese mecbur kalmıştır. Gazze’nin kahraman halkı, tarihte eşine az rastlanır bir direniş göstererek yalnızca Filistin için değil, tüm mazlum halklar için bir ilham kaynağı olmuştur. Bu ateşkes anlaşması, israilin yenilmezlik efsanesini yerle bir etmiş, Gazzeli mücahitler bir avuç inanmış insanın iradesinin, işgalci rejimin tüm askeri gücünü ve küresel desteğini alt edebileceğini tüm dünyaya göstermiştir.” şeklinde aktardı.

Ateşkesin işgalin sona erdiği anlamına gelmediğini vurgulayan Başboğa, şu ifadeleri kullandı:

“Ateşkes, işgali kabul etmek değildir. Ateşkes, Filistin’in haklı davasını gündemden düşürmek anlamına gelmez. Aksine, bu süreç saflarımızı sıklaştırmak, kardeşlik ve birliğimizi pekiştirmek, eksiklerimizi gidermek ve hatalarımızdan ders çıkarmak için bir fırsat olarak değerlendirilmelidir. siyonist rejimin saldırgan politikalarına destek veren tüm firma ve ürünlerin boykotu etkin bir şekilde sürdürülmeli, işgalcilerin ekonomik desteği kesilmelidir.”

İşgal rejimin ateşkesi defalarca ihlal ettiğine dikkat çeken Başboğa, uluslararası hukukun hiçe sayıldığı belirterek, “Gazze’nin yeniden inşası ve halkın temel ihtiyaçlarının karşılanması için bölge ülkeleri ve uluslararası yardım kuruluşlarına önemli görevler düşüyor. Gazze’nin yeniden ayağa kalkması için insani yardımın kesintisiz sağlanması, tıbbi malzemelerin ulaştırılması ve yaralıların tedavi edilmesi konusunda hızla harekete geçilmelidir. Bu doğrultuda, küresel, ulusal ve yerel düzeyde yardım kampanyaları düzenlenmelidir.” ifadelerine yer verdi.

“Mescid-i Aksa’nın özgürlüğü ve Gazze halkının temel haklarının korunması, tüm İslam ümmetinin ortak davasıdır”

Başboğa, Mescid-i Aksa, tüm İslam ümmetinin ortak davası olduğunu vurgulayarak, “ABD ve israilin Filistin topraklarını tamamen işgalcilere teslim etmeyi hedefleyen projelerine karşı, İslam dünyası dikkatli olmalıdır. Filistin davasının yalnızca Müslümanların değil, tüm insanlığın ortak davasıdır. Filistin’in bağımsızlığı, Mescid-i Aksa’nın özgürlüğü ve Gazze halkının temel haklarının korunması, tüm İslam ümmetinin ortak davasıdır. Bu uğurda işgal rejimine karşı daha güçlü bir dayanışma sergilenmeli ve Filistin halkının haklı mücadelesine topyekûn bir seferberlik anlayışıyla destek verilmelidir. Gazze’nin kahraman halkını, mücahitlerini ve direniş gruplarını bu destansı başarılarından dolayı tebrik ediyoruz. Ayrıca, ‘Şam’ın özgürlüğü, Kudüs’ün özgürlüğünün habercisidir’ şiarıyla Şam’ı özgürleştiren Suriye halkına da selamlarımızı gönderiyoruz.” diye kaydetti. (İLKHA)