Bundestag'ın yayınladığı resmi verilere göre, Alman hükümetinin, Ekim 2023'te Gazze soykırımının başlamasından bu yana işgalci siyonist rejime 485 milyon euronun üzerinde silah ihracatını onayladı.

Kudüs Haber Ağı (Quds News Network), Bundestag'ın verilerinden yola çıkarak Almanya'nın işgalci siyonist rejime 7 Ekim'den bu yana ne kadar yoğunlukta silah desteği sağladığını gözler önüne serdi.

Sol Parti'nin Meclis araştırma komisyonuna verdiği yanıtta, hükümetin 7 Ekim 2023 ile 13 Mayıs 2025 tarihleri ​​arasında toplam değeri 485 milyon 103 bin 796 euro olan silah ve askeri teçhizat için bireysel ihracat lisansı verdiğini doğruladı.

Teslimatlar arasında ateşli silahlar, mühimmat, silah parçaları, askeri elektronikler, deniz sistemleri ve zırhlı araçlar yer alıyor. İhracatlar 21 ayrı silah kategorisi altında sınıflandırıldı ve Almanya'nın İşgalci siyonist rejim'e verdiği askeri desteğin ölçeği ve çeşitliliği vurgulandı.

Bu ifşaat, işgalci siyonist rejim Gazze'deki suçlarına yönelik uluslararası eleştirilerin artması ve ICC'nin işgalci siyonist rejimin liderlerine yönelik tutuklama emirleri verdiği sırada geldi. ICJ, Birleşmiş Milletler ve çok sayıda insan hakları uzmanı işgalci siyonist rejimi savaş suçları ve soykırım eylemleriyle suçladı.

Mart 2025'te kısa bir ateşkesin sona ermesinden bu yana işgalci siyonist rejim, Gazze'deki saldırılarını tam ölçekte yeniden başlattı. Raporlar, Gazze'de katledilenlerin %80'inin kadın ve çocuk olduğunu gösteriyor. İşgalci siyonist rejim ayrıca bölgeye gıda yardımını engelledi ve eski ve mevcut Savunma Bakanları ve başbakan da dahil olmak üzere işgalci siyonist rejim liderleri tarafından ilan edildiği gibi "tam bir yıkım" tehdidinde bulundu.

Bu gelişmeler Almanya'nın soykırıma katılımı hakkında ciddi soruları gündeme getirdi. Sol Parti'nin soruşturması, Alman hükümetinin silahlarının savaş suçları işlemek için kullanılmasını nasıl sağladığını sordu.

Alman hükümeti, vaka bazında onay sürecini savunarak yanıt verdi. Ulusal ve AB ihracat yasalarını, Silah Ticareti Anlaşması'nı ve insani risk değerlendirmelerini örnek gösterdi. Yetkililer, tüm lisansların "dış ve güvenlik politikası etkilerinin dikkatli bir şekilde değerlendirilmesini" takip ettiğini iddia etti.

Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) Nikaragua'ya karşı Almanya davasında verdiği karara yanıt olarak Berlin, mahkemenin Almanya'nın bireysel inceleme sürecini kabul ettiğini ve ihracata acil kısıtlamalar getirmeyi reddettiğini savundu.

Ancak eleştirmenler, Almanya'nın silah ihracatının sonuçlarını görmezden gelemeyeceğini söylüyor. Alman hükümeti, "ulusal çıkar ve devlet güvenliği" gerekçesiyle aylık teslimat dökümlerini veya silah üreticilerinin isimlerini açıklamayı reddetti.

Gazze'deki soykırım devam ederken ve insani koşullar kötüleşirken, işgal devletine silah sağlayan ikinci büyük tedarikçi olan Berlin'in, işgalci siyonist rejim ile askeri ticaretini yeniden değerlendirmesi yönündeki baskı artıyor. Hak grupları ve muhalefet partileri daha fazla şeffaflık, hesap verebilirlik ve uluslararası hukuka uyum talep ediyor. (İLKHA)