BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, Faşir'de yaşanan katliamları "önlenebilir feci suçlar" olarak tanımladı; destekçiler dâhil tüm aktörlere doğrudan yaptırım çağrısı yaptı.

Sudan'da ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında alevlenen çatışmaların ortasında Birleşmiş Milletlerden sert bir uyarı geldi.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, ülkede yaşanan savaşın "doğal kaynakların kontrolü için yürütülen bir vekâlet savaşı" olduğunu söyleyerek, özellikle Faşir'de HDK'nın kontrol sağlamasından sonra ortaya çıkan vahşeti "önlenebilir en ağır suçlar" olarak nitelendirdi.

Türk, Faşir'deki son saldırılara eşlik eden etnik temelli infazlar, toplu tecavüzler, kaçırmalar, keyfi tutuklamalar ve sağlık tesislerine yönelik saldırıların Sudan'da derinleşen yıkımın boyutlarını ortaya koyduğunu vurguladı. Uluslararası toplumun "ilgiliymiş gibi yapıp hareketsiz kaldığını" söyleyen Türk, savaşı körükleyen kişi ve şirketlere karşı doğrudan tedbir çağrısında bulundu.

Kürdüfan bölgesinde artan şiddet konusunda da alarm veren BM yetkilisi, köylülerin kuşatmalar ve bombardıman altında zorla göç ettirildiğini ifade ederek tüm taraflara şu mesajı gönderdi: "Biz sizi izliyoruz."

Açıklamalar, BM İnsan Hakları Konseyi'nin Sudan'a ilişkin özel oturumundan saatler önce geldi. Konseyin elindeki karar taslağı, Faşir ve çevresinde işlendiği bildirilen geniş çaplı suçları -etnik gerekçeli öldürmeler, işkence, infazlar, keyfi gözaltılar ve toplu cinsel saldırılar- açıkça kınıyor. Taslak, tüm taraflarca gerçekleştirilen ihlalleri soruşturmak ve sorumluları belirlemek üzere acil bir inceleme talep ediyor. Dış müdahalelerin çatışmayı körüklediğine dikkat çeken karar, Sudan'ın toprak bütünlüğüne saygı ve engelsiz insani erişim çağrısı yapıyor.

Sudan heyeti ise bazı BM raporlarının "meşru bir ulusal ordu ile yasa tanımaz bir milis gücünü aynı kefeye koyarak" HDK'yı cesaretlendirdiğini savundu. Sudan'ın BM temsilcisi, HDK'nın Faşir'deki bir hastaneye girerek içerideki 460 hasta ve doktoru öldürdüğünü iddia ederek bunun "belirli toplulukları hedef alan açık bir soykırım suçu" olduğunu söyledi.

Nisan 2023'ten bu yana süren çatışmalar, on binlerce insanın ölümüne ve 13 milyon kişinin yerinden edilmesine yol açtı. Ülkede giderek derinleşen insani kriz, dünya çapında en ağır felaketlerden biri olarak tanımlanıyor. (İLKHA)