Bakanlar Kurulu tarafından onaylanan "İslamcı ayrılıkçılıkla mücadele" yasa tasarısıyla ülkede İslam'a karşı mücadele ve Müslüman toplumun fişlenerek din ve inanç hürriyeti açısından baskı altında tutulması hedefleniyor.
İslam'a yönelik düşmanlığın merkezi konumundaki Fransa'da, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un "İslam'ın yapılandırılması gerektiğine" dair açıklamaları tüm dünyada Müslümanların tepkisine neden oldu. İslam'ı "bugün dünyanın her yerinde krizde olan bir din" şeklinde niteleyen Macron, "Fransa'daki Müslümanların ayrılıkçı olduğunu" ileri sürerek İslam dinini hedef gösterdi.
İçişleri Bakanı Gerald Darmanin ise yaptığı açıklamada, "radikal İslamcılık ile mücadele" iddiasıyla, sadece bu yıl 100'e yakın cami, özel okul ve iş yerinin kapatıldığını belirtti. Bununla da kalmayan Fransız bakanın marketlerdeki helal gıda reyonlarından rahatsız olduğunu açıklaması, hükümet yetkililerinin İslam'a bakışını ortaya koydu.
16 Ekim'de Hazreti Muhammed'e (Sallallahu Aleyhi Vesellem) hakaret içerikli karikatürleri derste öğrencilerine gösteren bir öğretmenin öldürülmesinin ardından, Fransız hükümeti İslam'ı ve Müslümanları hedef alan açıklamalarına devam etti.
23 Ekim günü ise Fransız Charlie Hebdo dergisi tarafından yayımlanan ve Peygamberimiz Hazreti Muhammed'i (Sallallahu Aleyhi Vesellem) sözde karikatürize eden görseller, Fransa'nın Montpellier ve Toulouse şehirlerinde devlet kurumlarına ait binalarda gösterildi.
10 yaşındaki öğrenciler hakkında "terörü övme" suçlamasıyla soruşturma başlatıldı
6 Kasım'da Fransa, Peygamber Efendimize yönelik çirkin karikatürleri öğrencilere gösterdiği için öldürülen öğretmenin ardından tüm okullarda anket çalışması yaptı. Özellikle Müslüman öğrencilere, "Karikatürleri nasıl buldukları" soruldu. Albertville'de yaşayan 4 Müslüman öğrenci, bu soruya "Öğretmenin öldürülmesine karşıyız ama o da keşke o karikatürleri göstermeseydi." cevabını verdi.
Anketleri inceleyen Fransız yetkililer cevabı polise bildirdi. Fransız polisi sadece bu cevap yüzünden 10 yaşındaki öğrenciler hakkında "terörü övme" suçlamasıyla soruşturma başlattı. Öğrencilerin evleri yüzleri maskeli, ellerinde uzun namlulu silahlar olan polisler tarafından basıldı. Polis merkezine götürülen çocuklar burada sorguya alındı. Sorguda çocuklara namaz kılıp kılmadıkları, babalarının kendilerini camiye götürüp götürmedikleri ve ailelerinin inançları ile ilgili sorular soruldu. Sorgu ve diğer işlemlerle birlikte çocuklar tam 11 saat gözaltında tutuldu. Fransız medyası benzer şekilde en az 17 küçük çocuğun daha benzer davalarının olduğunu duyurdu.
Macron, dünya çapında tepkiler sonrasında geri adım attı
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile hükümet yetkililerinin, İslam'a ve Müslümanlara yönelik bu saldırıları, İslam dünyasında çok sert tepkilere neden oldu. Türkiye ile birlikte birçok İslam ülkesi tek ses halinde Fransa'nın İslam'a karşı eylemlerini kınarken sosyal medyada Fransız mallarına karşı boykot kampanyaları başlatıldı. Bazı ülkelerde Fransız ürünleri market raflarından indirildi.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, dünya çapında tepkiler sonrasında geri adım attı. Fransa'da bir derginin söylediği şeyin hükümetin pozisyonu olmadığını öne süren Macron, "Bu karikatürlerle şok olabileceğinizi anlıyor ve saygı duyuyorum." dedi. Sözlerinin siyasi liderler tarafından çarpıtıldığını savunan Macron, "İnsanların, karikatürlerin Fransız devletinin bir eseri olduğuna inandırıldığını" söyleyerek, "Tepkilerin, sözlerimin çarpıtılmalarının bir sonucu olduğunu düşünüyorum çünkü insanlar bu karikatürleri desteklediğimi sandı." ifadelerini kullandı.
Çizilen her karikatürü kişisel olarak desteklemediğini ancak hakaret karikatürlerinin bir "hak" olduğunu savunan Macron, bir konuşmasındaki "Karikatürlerden vazgeçmeyeceğiz" ifadesinin, kendisinin Hazreti Muhammed'e (Sallallahu Aleyhi Vesellem) yönelik hakaret içerikli karikatürleri desteklediği şeklinde yorumlandığını ancak durumun böyle olmadığını öne sürdü.
Yasa tasarısı hangi düzenlemeleri içeriyor?
Dünya çapında tepkiler yatışınca Fransa İslam'a ve Müslümanlara yönelik düşmanlığını bir kez daha gösterdi. Ülkede radikalizm ile mücadele adı altında "Fransız İslam'ı oluşturmaya yönelik yasal düzenleme" yapıldı. Laiklik ilkesini güçlendirme ve "İslamcı ayrılıkçılıkla mücadele" yasa tasarısı çarşamba günü bakanlar kurulu tarafından onaylandı.
Tasarı, 3 yaşından itibaren tüm çocukların evde eğitim almasını engelliyor. Ailelerin çocuklarına evde eğitim vermek için yetkili kurumlardan izin alması gerekiyor. Okul çağındaki her çocuğa ulusal okul numarası verilecek. Böylelikle özellikle kız çocuklarına evde eğitim veren Müslüman ailelerin devlet tarafından takibi kolaylaşacak.
Camilere yurt dışından gelen fonlar denetlenecek. 10 bin Euro'yu aşan yabancı maddi destekler kaynak beyanına tabi olacak. Ayrıca, özellikle camilerin yıllık hesapları kanuni denetçi tarafından denetlenecek.
Cinsi sapkınlığa yönelik eleştirilerde bulunan ibadet yerleri kapatılacak. Fransa kanunlarına göre bir üyesi tarafından bile olsa işlenen "suç" derneğin kapatılması için yeterli olacak.
Devletten maddi destek alan dernekler Fransa'nın sözde medeni değerlerine saygı gösterme taahhüdüne tabi olacak.
Müslüman kadınların erkek doktorlara veya Müslüman erkeklerin kadın doktorlara muayene olmayı reddetmesi suç haline getirilecek.
Çok eşli yabancılara oturum izni verilmeyecek. Çok eşli kişilerin oturum izni iptal edilebilecek. Birden çok sevgiliye sahip olan kişiler ise herhangi bir yaptırıma tabi olmayacak. Sağlık çalışanlarının, "bekâret sertifikaları" vermeleri yasaklanacak.
Devleti temsil eden, devlet hizmeti sunan sözleşmeli özel şirketler de dâhil olmak üzere herhangi bir kişi veya kuruluş, "laiklik ilkelerini ve kamu hizmetinin tarafsızlığını" sağlamak zorunda olacak. Örneğin halka açık yüzme havuzları, dini gerekçelerle kadınlar ve erkekler için ayrı saatlerde olmayacak.
BM: Müslümanların fişlenmesi konusunda endişeliyiz
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından 2 Ekim'de açıklanan yasa tasarısının, dün Bakanlar Kurulunda görüşülmesinin ardından kabul edilmesi tepkileri de beraberinde getirdi.
Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) Hareketinin lideri Jean-Luc Melenchon, hükümetin yasa tasarısı ile Müslümanları fişlemeyi amaçladığını belirtti. Melenchon, tasarı parlamentoya sunulduğunda çok sayıda değişiklik talebinde bulunacaklarını söyledi.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet ise "Yasanın Afrika kökenliler ve etnik azınlıklar üzerindeki olumsuz etkileri hakkında endişe duyulmalıdır. Müslümanların olası fişlenmesi konusunda endişeliyiz." ifadelerini kullandı.
USCMO: Bu yasayla Müslümanların hedef haline getirilmesi meşrulaştırılmakta
ABD Müslüman Organizasyonları Konseyi de (USCMO), konu ile ilgili yaptığı yazılı açıklamada "Bu yasayla açık bir şekilde sadece Müslümanların hedef haline getirilmesi meşrulaştırılmakta ve Müslümanlar diğer Fransız dini toplulukları ile gittikçe tehlikeli hale gelen laik bölücü hareketlerden olumsuz yönde ayrıştırılmaktadır." denildi.
"Fransız hükümeti ve Emmanuel Macron'un, Fransa Müslümanlarına karşı kitlesel, ayrım gözetmeyen ve genel olarak tüm İslam dinine karşı küstah saldırıları nedeniyle dehşete düştük." denilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Fransa'nın bu gaddar bölücü yasasıyla, Müslüman ülkelerin Fransa'daki cami ve cemaatlere imam ataması engellenebilmekte, Müslüman kadınların erkek doktorlara veya Müslüman erkeklerin kadın doktorlara muayene olmayı reddetmesi suç haline getirilmektedir. Yine bu yasayla Müslümanların evlerini eğitim amacıyla kullanması yasaklanmaktadır. Bütün kurumların 'radikalleşme işaretleri' olarak tanımlanan sakal bırakma, İslami elbiseler giyme ve açık alanlarda namaz kılmayı rapor etmesi zorunlu hale getirilmektedir."
Darbeci Sisi için kırmızı halı serdi
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, 7 Aralık'ta Elysee Sarayı'nda, Mısır'ın darbeci Generali Abdulfettah es-Sisi'yi kırmızı halıyla karşıladı. Uluslararası toplum ve insan hakları savunucuları, "Sisi gibi bir diktatörün özgürlüklerden dem vuran Fransa'da karşılanmasına" tepki gösterdi.
Görüşme öncesi 17 insan hakları örgütü Macron'a mektup yazarak Mısır'a silah satılmamasını istedi. Ülkesindeki insan halkları savunucularının çağrılarını reddederek Mısır'a silah satışı için insan haklarının ilerletilmesi şartını koşmayacaklarını söyleyen Macron, Kahire'ye silah satışını sürdüreceklerini belirtti. Macron, Mısır'ın bölgede Müslümanlara yönelik baskı ve zulmünü "terörle mücadele" ediliyormuş gibi göstererek darbeci Sisi yönetimini bu konuda zayıflatmak istemediklerini belirtti.
Sisi'ye, resmi ziyarette ayrıca şeref ve onur nişanı takdim edildiği ortaya çıktı. Fransız basınından saklanan görüntüler, sözde Mısır Cumhurbaşkanlığının resmi sitesinde yayımlanan videonun paylaşılmasıyla öğrenildi.
Şeref Nişanı olarak da bilinen Ordre national de la Légion d'honneur, Napolyon Bonapart'ın 19 Mayıs 1802 tarihinde imzaladığı bir kanun ile Fransa'nın en yüksek dereceli sivil nişanı olarak kabul ediliyor.
Avrupa ve Fransa, İslam'a açtığı bu savaşı kazanamayacaktır
Batı tarih boyunca insanlığa faydalı hiçbir çalışmanın içine girmemiştir. İslam coğrafyasında yaptıkları zulüm ve oluşturdukları sömürü sistemi bunun en bariz örneğidir. Batı hiçbir zaman uygar olamamıştır. İnsanlığın inanç ve değerlerini sömürerek insanlığı baskı ve tahakküm altına almaya ve yeraltı ile yerüstü zenginlikleri sömürmeye çalışmıştır.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron şimdilerde "Fransa Müslüman'ı" adıyla kendilerine göre bir Müslüman tipi oluşturmaya çalışıyor. Sözde demokrasisi ve özgürlükleri ile övünen Fransa, bu düşmanlık ve ötekileştirme ile İslam düşmanlığı furyasının başını çekiyor. Söz konusu Müslümanlar ve İslam olunca bütün özgürlükçü ilkeleri helvadan birer puta dönüşen Fransa, kendi vatandaşı Müslümanları bile haklarından mahrum ediyor. Fransa'nın toy, cahil ve kaprisli Cumhurbaşkanı Macron, açıklama ve uygulamalarıyla İslam'a olan kin ve nefretini artık aleni bir savaşa dönüştürmüş durumda.
Bütün bunlar İslam ve Müslümanlara açılan topyekûn bir savaş olarak karşımızda duruyor. Avrupa ülkelerinde Müslümanlara mal edilmeye çalışılan şaibeli saldırılar, İslam'ı Batı'da yok etme projesinin bir parçası. Avrupa ve Fransa, İslam'a karşı açtığı bu savaşı kazanamayacaktır. Aziz İslam'a karşı mücadele etmeye çalışanlar, dün olduğu gibi bugün de kaybedenlerden olacaktır.
Dünya genelinde Müslümanların hak ve hukukunu koruyacak bir mekanizma mutlaka kurulmalıdır. Avrupa İslam'a gebedir. Bir gün mutlaka bu kutlu doğum gerçekleşecektir. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Aralarında işgalcilerin sözde Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in de olduğu binlerce siyonist yerleşimci Batı Şeria’nın El-Halil kentindeki tarihi İbrahim El-Halil Camii’ne baskın düzenledi.
İşgalci siyonistler bu sabah Batı Şeria’nın kuzeyindeki birçok kente baskın düzenlerken, baskınlar sırasında işgalcilerle Filistinli direnişçiler arasında çatışmalar yaşandı.
İrlanda Başbakanı Simon Harris, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) işgal rejimi sözde Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında verdiği tutuklama emrine destek verdi.
İşgalci siyonistler, Lübnan'ın başkenti Beyrut'un şehir merkezinde bir binaya çok şiddetli hava saldırısı düzenledi.