HAMAS yetkilisi Rişk: "büyük israil" planına güçle karşı konulmalıdır

HAMAS Siyasi Büro Üyesi İzzet El Rişk, işgal hükümeti başbakanı Binyamin Netanyahu’nun sözde “büyük israil”i vizyonu ve hayali olarak gördüğünü, Hamas’ın ise bunu herkesin güç birliğiyle boşa çıkarılması gereken bir vehim olarak değerlendirdiğini söyledi.
Rişk, yaptığı açıklamada, Netanyahu’nun “yeni Nazi başbakanı” olarak, ABD’nin değişmez desteğiyle, Arap ve İslam topraklarının daha fazlasını yutmak amacıyla işgal "devletini" genişletme niyetini açıkça ortaya koyduğunu belirtti.
Netanyahu’nun bu hayallerini pazarlarken “efsanevi Talmudî hurafelere” dayandığını ifade eden Rişk, Netanyahu’nun hem şahsı hem partisi hem de temsil ettiği kitleyle gerçek anlamda aşırı sağcı Siyonizmin en uç noktasını temsil ettiğini, bunun sadece Ben Gvir, Smotrich ve Harediler gibi isimlerle sınırlı olmadığını vurguladı.
Rişk, Netanyahu’nun Filistin halkına yönelik savaşını dini inançlardan hareketle yürüttüğünü, bu nedenle savaş dosyalarını — ateşkes ve yardım girişleri de dahil — “insanlık duygusu ve düşüncesinden yoksun bu hurafelere” göre ele aldığını kaydetti.
Aşırılıkçı Netanyahu’nun “Arapları ve Müslümanları istisnasız küçümsediğini, ülkelerine ve egemenliklerine saygı duymadığını, fırsat bulduğunda onlara zarar vermekten geri durmayacağını” söyleyen Rişk, savaşın ilk haftalarında bazı işgal askerlerinin üniformasında, Netanyahu’nun işgal rejimi sınırlarına dair vizyonunu gösteren basılı bir görselin yer aldığını, bunun rastgele bir fikir olmadığını açıkladı.
“İşgalci siyonist varlık inanç ve kurucu düşünce itibarıyla yayılmacıdır” diyen Rişk, Arap ülkelerine, özellikle de cephe hattındaki ülkelere, bu gerçeği idrak etme çağrısında bulundu.
Rişk, “İşgalle yüzleşmek ve onu mümkün olan güçle dizginlemek, Arap ve İslam dünyasında en öncelikli görev olmalıdır. Aksi halde, işgal yeni askeri ve siyasi dayatmalar oluşturacak. Bugün mümkün olan yarın mümkün olmayabilir. Ordusu kardeş Arap ülkelerimizin sınırında bekleyen işgalci, onu durduracak demir bir el bulamazsa içeri girecektir.” dedi.
İşgalin kuruluşundan bu yana “böl ve yönet” politikasına dayandığını ve bundan hâlâ fayda sağladığını belirten Rişk, “Eğer bugün Gazze yalnız bırakılırsa, korkumuz odur ki yarın bir başka Arap ya da İslam başkentinin halkı ‘Gazze’nin düştüğü gün biz de düşmüş olduk’ diyecektir” ifadelerini kullandı.
Geçtiğimiz gün Netanyahu, “büyük israil vizyonu” diye tanımladığı projeye derin bağlılığını dile getirmişti. Bu, mevcut işgal altındaki Filistin sınırlarının ötesinde, Mısır ve Ürdün’ün bazı bölgelerini de kapsayan yayılmacı bir fikri kapsıyor. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Tapınak Dağı olarak adlandırılan gruplar, pazar akşamı Mescid-i Aksa’nın kapıları çevresinde olağanüstü ve eşi benzeri görülmemiş bir baskın düzenlemeye hazırlanıyor. Gözlemciler bu adımı, Kudüs’ün Yahudileştirilmesi planının tehlikeli bir tırmanışı olarak değerlendiriyor.
İşgalci ordunun iç bölünmeleri, HAMAS’ın direniş kararlarını nasıl teşvik etti? Şehit lider Yahya Sinvar’ın şehadetinden önce önüne konulan bir gizli belge, işgalin çöküşe doğru ilerlediğini açıkça ortaya koydu.
Yemen’in başkenti Sana’da, “Gazze’nin yanındayız, tehditlerden korkmuyoruz, komplolardan da yılmıyoruz.” sloganıyla büyük bir yürüyüş düzenlendi.
İşgal rejimi, Batı Şeria genelinde birçok şehir ve kasabayı hedef alan kapsamlı bir saldırı kampanyası başlattı. Baskınlarda Filistinlilerle şiddetli çatışmalar yaşanırken, binlerce zeytin ağacı buldozerlerle söküldü.