Sudan'ın en büyük hidroelektrik santrali olan Merove Barajı ve elektrik santrali, İHA'lar ile vuruldu.
Ordu, başkent Hartum'un yaklaşık 350 kilometre kuzeyinde bulunan ve Port Sudan ile diğer bölgelere hizmet veren Merove Barajı ve elektrik santralinin “bir dizi intihar dronu” tarafından vurulduğunu duyurdu.
Ordu açıklamasında “Bazı kayıplar meydana geldi, bunlar onarılacak” denildi.
Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) ile savaş halinde olan Sudan ordusu yaptığı açıklamada, Merove Barajı'na yapılan saldırının askeri tesislere yönelik sistematik saldırının bir parçası olduğunu ve aynı zamanda hayati altyapıyı hedef aldığını bildirdi.
Saldırıdan bu yana yerel medya, ordunun kontrolündeki Atbara, Dongola ve Omdurman şehirlerinin de elektrik kesintilerinden etkilendiğini bildirdi.
Geçen yıl Kasım ayında ordu HDK'yi 16 insansız hava aracıyla Merove'yi hedef almakla suçlamış, ancak o dönemde herhangi bir can kaybı ya da önemli bir hasar rapor edilmemişti.
Baraj, Sudan'ın en büyük hidroelektrik enerji kaynaklarından biri.
Saldırı, ordunun bir yıldan fazla süren HDK'nın kontrolün ardından merkezi El Cezire eyaletinin başkenti Vad Madani'yi yeniden ele geçirmesinden iki gün sonra gerçekleşti. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
İşgalcilerin Gazze Şeridi'ne yönelik 465 gündür devam eden saldırılarında şehid sayısı 46 bin 645’e, yaralıların sayısı ise 110 bini geçti.
Birleşmiş Milletler insan hakları uzmanları, Filistin Yönetimi'nin Batı Şeria'da El Cezire kanalını yasaklamasını eleştirerek, bu kararı "ifade özgürlüğüne saldırı" olarak nitelendirdi.
Suriye'de Esad rejiminin devrilmesinin ardından kurulan yeni yönetimin Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani, Türkçe yaptığı paylaşımda, "Yeni Suriye'yi temsil etmek üzere Türkiye'ye ilk resmi ziyaretimizi gerçekleştireceğiz." dedi.
HAMAS'ın merhum lideri şehit Yahya Sinvar'ın naaşının işgal rejimi ile yapılacak bir esir takasıyla HAMAS'a teslim edilmesini talep etmesine rağmen, bu talebin kabul edilmeyeceğini yazdı.