Yedisinde camiye gelemeyenlerin yetmişinde camiyle buluşamadığını belirten Mardin İl Müftüsü İsmail Çiçek, çocukların camilerin gölgesinde büyümesini gerektiğini söyledi.

2017-2018 eğitim öğretim yılının sona ermesiyle beraber Mardin Müftülüğünce il genelinde açılan yaz Kur’an kurslarına öğrencilerin yoğun ilgisi dikkat çekiyor.

İki ay sürecek olan yaz Kur'an kurslarında Kur’an-ı Kerim'in yanı sıra İslami konularda da eğitimler veriliyor. Camilerde açılan kurslara akın eden çocuklar, Kur’an-ı Kerim ve diğer İslami bilgileri öğrenmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirtiyorlar.

Mardin İl Müftüsü İsmail Çiçek ve İl Milli Eğitim Müdürü Yakup Sarı, “Camide Çocuk Sesi Vatanımın Neşesi" sloganıyla başlatılan yaz Kur’an Kurslarını ziyaret ederek öğrencilerle bir araya gelemeye devam ediyor.

Merkez Artuklu, Yeşilli, Ömerli, Savur, Midyat ve Dargeçit ilçelerinden sonra Kızıltepe’de de öğrencilerle bir araya gelen Sarı ve Çiçek, öğrencilerle sohbet etti.

Ziyarette öğrencilere seslenen Sarı, “Siz değerli öğrencilerimizin milli ve manevi duygularla yetişmesi adına tüm eğitim öğretim yılı boyunca büyük bir özveri ve gayretle çalıştık. Eğitim öğretim yılının sona ermesi sonrası İl Müftülüğümüzce açılan yaz Kur’an kursları ile siz değerli öğrencilerimizin yaz tatilini verimli geçirmeleri adına bu kurslarımız çok önemlidir. Yaz Kur’an kurslarını açarak öğrencilerimize böyle bir hizmet sundukları için başta İl Müftümüz İsmail Çiçek ve tüm din görevlilerine teşekkürler ediyorum.” dedi.

“Hedefimiz 30 bin öğrenciye ulaşmak”

Mardin İl Müftüsü İsmail Çiçek ise İLKHA muhabirlerine, bu yılki hedeflerinin 30 bin öğrenciye uluşmak olduğunu söyledi.

Çiçek, tüm Türkiye’de olduğu gibi 25 Haziran Pazartesi günü Mardin’de de camilerde, Kur’an kurslarında ve İl Milli Eğitim Müdürlüğüne ait sınıflarda Kur’an eğitimine başladığını hatırlatarak şunları söyledi:

“Mardin’de bin 500’ü aşkın yerde bu faaliyeti yürütüyoruz. Elhamdülillah teveccüh son derece güzel ve gittikçe teveccüh artıyor. Bu sene hedefimiz 30 bin öğrenciye ulaşmak. Öğrencilerimiz burada ilk olarak camiyi sevmeyi, cami adabını, namaz kılmayı öğreniyorlar. 7’sinde camiye gelemeyenlerin 70’inde camiyle buluşamadıkları yönünde bir söz var. Bunu aşmaya çalışıyoruz. Hep birlikte meleklerin duasını alıyoruz. Bu çocuklarımızı da günahsız melekler olarak görüyoruz. Biz, İl Milli Eğitim Müdürümüz, İlçe Milli Eğitim Müdürümüz, ilçe müftülerimizle camilerimizi geziyoruz. Örgün eğitim yapan Milli Eğitim ile yaygın eğitim yapan bizler buluştuk. ‘Yazın biz, kışın siz’ diyoruz ve öğrencilerimizi eğitiyoruz. Özellikle camilerde eğitim vermeyi istiyoruz. Bunun sebebi de şu: Namaz kılmayı, Kur’an okumayı okullarda öğreniyorlar ama burası uygulama mekânı. Tekbirin nasıl alındığını, rükûa nasıl gidildiğini, cemaatin fazileti yani hepsini burada öğreniyorlar.”

“Yaşlılarımız ümmetin çocuklarına karşı tahammüllü olsunlar”

Cami cemaatine seslenerek konuşmasına devam eden Çiçek, “Yaşlılarımızdan istirhamımız var; çocuklara karşı biraz tahammüllü olsunlar. Sıkıntıları, gerginlikleri olabilir, bunları çocuklarımıza yansıtmasınlar. Bir hadisi şerifte ‘Kim bir çığır açarsa arkasından gelenlerin sevabını üstlenir.’ Biz istiyoruz ki; kendileri bu seccadeden kalktıkları zaman kendi torunları vekil olarak otursunlar. Ya da ümmetin torunları başkalarının çocukları otursunlar. Camilerde gülmeyi oynamayı sağlıklı bulmamakla birlikte onları alıştırmak maksatlı tahammül göstermemiz gerekir. Peygamberimizi (Aleyhisselam) anlatırken, Hazreti Hasan ve Hazreti Hüseyin’i güreştiğini, minberden inip çocukları omzuna aldığını, onlarla musafaha edip konuştuğunu ve onlara espri yaptığını söyleyen bizler, bazen imamın ne okuduğuna dikkat etmekten ziyade arka saflarda gülümseyen çocukların bizi rahatsız ettiği gerçeğiyle karşılaşıyoruz. Hacı amcamız gülen çocuğun kendisini rahatsız ettiğini ve hatta kimin çocuğunu olduğunu söyleyebiliyor. Ama bazen imamın ne okuduğunu kaçırabiliyor. Zihin dünyamız önümüzdeki imama yönelirse, Kur’an’ın mesajını anlamaya çalışırsak arkadaki gülümseyen çocuklar evimizdeki çocuklar gibi ancak neşe verir. Evinde namaz kılan bir babaanne ya da dede yanında koşuşan torunlarından haz almıyor mu? Alıyor. Namazında rahatsız oluyor mu? Hayır. Onların mutlu olması dedeyi mutlu ediyorsa burada da ümmetin çocukları var.” ifadelerini kullandı.

“Çocuklarımız camilerimizin gölgesinde büyüsünler”

 “Bizim elini bıraktığımız çocukların ellerini başkaları tutuyor.” diyen Çiçek, “Biz istiyoruz ki; çocuklarımız camilerimizin gölgesinde büyüsünler. Camisinin gölgesinde büyüyeni Allah hiçbir gölgenin bulunmadığı kıyamet saatinde arşın gölgesinde ağırlayacak. Rabbim bizi ve çocuklarımızı camilerin gölgesinde büyüyen, kıyamet günüde sancağı altında arşının gölgesi altında gölgelenenlerden eylesin.” diye konuştu. (M. Salih Keskin, Mehmet Aslan – İLKHA)