"Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlerin kadro talepleri karşılanmalıdır"

Eğitim-Bir-Sen Adıyaman Şube Sekreteri Mehmet Demir, sözleşmeli personel ve özellikle de eğitim sektöründe ücretli öğretmen ve benzeri isimler altında çalıştırılan personelin özlük hakları açısından dezavantajlı duruma düşürüldüğünü belirtti.
Ücretli öğretmenlerle aynı işi yapan ancak farklı haklara ve müktesebata sahip olan çalışanlar arasında iç barış ve çalışma huzurunun zedelendiğini dile getiren Demir "Sözleşmeli ve ücretli öğretmen alımları sorunları çözmüyor, sürekli yeni sorunlar üretiyor. Hâlihazırda sözleşmeli veya ücretli olarak çalışmakta olan öğretmenlerimizin kadro talepleri henüz bir sosyal maliyet oluşmamışken karşılanmalıdır." ifadelerini kullanan Demir, "Ücretli, sözleşmeli gibi uygulamalardan vazgeçilmeli, öğretmenlik kariyer mesleği olmalıdır." dedi.
Sözleşmeli durumunun, hem mevzuatıyla hem de varlığıyla sorunlar ve tepkiler yumağı oluşturduğunun altını çizen Demir, "Bugün, kendine emanet edilen çocukları eğitip hayata hazırlayan bir sözleşmeli öğretmenimiz, kendi çocuklarını eğitmek bir yana, bir ebeveyn olarak onların yüzüne hasrettir. Bu, ne insan haklarına sığar ne eğitimin niteliğine katkı sağlar ne de geleceğimize hizmet eder." ifadelerini kullandı.
"Sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi mutlaka sağlanmalıdır"
Sorunlarından arınmış bir eğitim sistemine kavuşmadan hedeflere ulaşmanın mümkün olmadığını ifade eden Demir, öncelikle sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına son verilmesi gerektiğini dile getirerek "Sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi mutlaka sağlanmalıdır. İlk adım olarak, ilgili kanunların revize edilerek tüm haklarının kadrolu personelin mali, sosyal ve özlük hakları ile eşitlenmesi sağlanmalıdır. Sözleşmeli personele, kadroya geçirilmeleri süreçlerine ilişkin kalıcı bir düzenleme yapılması beklenmeksizin, mazerete ve isteğe bağlı yer değişikliği hakkı tanınmalıdır. Personel istihdamında güçlük çekilen yerlere atananların kadrolu statüye geçmek için çalışmak zorunda kaldıkları mecburi sürelerin kaldırılması gerekmektedir." şeklinde konuştu.
Demir daha sonra şöyle devam etti: "Atama yapılacak sözleşmeli pozisyonu sayısının üç katı kadar adayın mülakata çağrılması, mülakatın ise esasen güvenlik soruşturması aracı olarak kullanılması, adayların neden kazanıp neden kaybettiklerine ilişkin değerlendirmelerin şeffaf olmaması ve adayların bir komisyon tarafından birkaç dakikalık mülakatla elenmesi adalet duygusunu zedelemekte; atanan kamu görevlisi sayısının iki katı kadar küskün, güvensiz, mutsuz, umutsuz ve toplum nezdinde damgalanmış bir mağdur kitlesi oluşturmaktadır. Kamuda istihdam türleri karmaşasının ortadan kaldırılarak kadrolu memur statüsünün esas alınması sağlanmalı; sosyal adalet ve hakkaniyet gözetilerek sosyal devlet ilkesinin gereği mevcut sözleşmeli personelin kadroya geçişine ilişkin takvim oluşturulmalı ve hızla uygulanmalıdır." dedi. (Cemil Özdaş - İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) bütçe süreçlerini dijital platformlarla hızlandırıyor, yapay zekâ destekli projelerle kamu kaynaklarını daha verimli ve veriye dayalı şekilde yönetiyor. Bu kapsamda yürütülen çalışmalar, kamu kaynaklarının tasarruflu kullanımını hedefliyor.
Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanlığınca, 2025 Milli Eğitim Bakanlığı Akademi Giriş Sınavı kapsamında gerçekleştirilecek 2025 Akademi Giriş Sınavı (AGS) ve 2025 Öğretmenlik Alan Bilgisi Testi (ÖABT) oturumlarına başvuran adayların sınava giriş belgeleri erişime açıldı.
Bağımlılıkla mücadelede farkındalık oluşturmak ve toplumsal bilinç düzeyini artırmak amacıyla hazırlanan "Güçlenmek: Bağımlılıktan Esenliğe" bülteni yayımlandı. Bülten bağımlılığın bireyler üzerindeki etkilerini, önleyici müdahale programlarına ilişkin bilgileri ve toplumsal yansımalarını içeriyor.
Siirt'te yaz Kur'an kursunun açılış programında konuşan Vali Dr. Kemal Kızılkaya, çocukluk yıllarında Kur’an kursuna gitmiş biri olarak, Kur’an-ı Kerim’in ve dini bilginin hayatına olan etkilerini dile getirdi.