İMSİAD Başkanı Şeref Demir, 2025’te inşaat sektörünün temkinli bir süreçten geçtiğini ancak yılın son çeyreklerinde satışların arttığını belirterek, faizlerin düşmesiyle birlikte birikmiş talep, kentsel dönüşüm ve 500 bin konut projesinin sektöre 2026 yılında güçlü bir ivme kazandıracağını söyledi.

2025 yılı inşaat sektörü açısından temkinli geçti. Yüksek faizler, sıkı para politikası ve artan maliyetler nedeniyle sektör alıcı ve satıcı açısından zor bir yıl yaşadı. Yeni yılda arsa maliyetleri, kentsel dönüşüm projeleri ve birikmiş konut talebinin sektörde hareketliliği belirleyecek temel unsurlar olacağını öngörülüyor. Sektör temsilcileri, bu gelişmelerin satış, üretim ve yatırımlar üzerindeki etkilerini yakından takip ediyor.

İnşaat Müteahhitleri Sanayici ve İş İnsanları Derneği (İMSİAD) Başkanı Şeref Demir, İLKHA mikrofonuna 2025 yılını değerlendirdi ve 2026 yılında inşaat sektörünü nelerin beklediğine dair önemli değerlendirmelerde bulundu.

Demir, 2025 yılının inşaat sektörü açısından temkinli geçtiğini belirterek, "Fizibilitenin ön plana çıktığı, pozisyon alınan bir dönem yaşandı. Ancak tüm bu koşullara rağmen son iki çeyrekte satışlarda kayda değer bir artış gördük. Bu tablo, 2026 yılı için umut verici." dedi.

"Sıkı para politikası finansmana erişimi zorlaştırdı"

2025 yılında uygulanan sıkı para politikasının sektörü doğrudan etkilediğini vurgulayan Demir, "Bu süreçte hem alıcı hem de satıcı açısından finansmana erişimde ciddi sıkıntılar yaşandı. Ancak zamanla enflasyonun bir miktar gerilemesi ve faizlerin kademeli olarak düşmesi, finansmanı yavaş yavaş ulaşılabilir hâle getirdi ve sektöre ılımlı bir hava getirdi. Geçmiş dönemde en büyük sorun; yüksek faizler, krediye erişimin zorlaşması ve maliyetlerin ciddi oranda artmasıydı." ifadelerini kullandı.

"500 bin konut projesi piyasaya canlılık getirecek"

500 bin konut projesine sektör olarak destek verdiklerini ifade eden Demir, "Barınma zaruri bir ihtiyaçtır. Devletin bu ihtiyacı karşılamaya yönelik çözüm üretmesi son derece önemlidir. Kira fiyatlarının çok yükseldiği, konut talebinin karşılanamadığı bir süreç yaşadık. Bunun yanında riskli yapı stoku da ciddi bir sorundur. Tüm bu faktörler göz önüne alındığında, kamunun bu refleksi takdire şayandır. Bu proje, iç piyasada hareketlilik sağlayacak ve hem konut satan firmalar hem de müteahhitlik ve taahhüt işi yapan şirketler açısından olumlu sonuçlar doğuracaktır." dedi.

İnşaat sektörünün ekonomideki rolüne dikkat çeken Demir, "İnşaat sektörü lokomotif bir sektördür. İstihdam ve ekonomiye katkısı son derece büyüktür. İnsanlık tarihi boyunca var olmuştur ve dünya var oldukça da var olmaya devam edecektir. Barınma gibi temel bir ihtiyacı karşılayan bu sektörün sürekli canlı tutulması gerekir." diye belirtti.

"Birikmiş talep ve kentsel dönüşüm sektörü harekete geçirecek"

Küresel ekonomik gelişmelere de değinen Demir, "Global ekonomi ve yurt dışındaki ekonomik dalgalanmalar nedeniyle satışlar, talebi karşılayacak seviyede gerçekleşmedi. Buna rağmen birikmiş ve oldukça güçlü bir talep bulunmaktadır. Ayrıca ülkemizde 6,7 milyona varan riskli yapı stoku vardır ve bu yapıların acilen dönüşmesi gerekmektedir. Birikmiş talep ve kentsel dönüşüm birlikte değerlendirildiğinde, faizlerin düşmesiyle finansmana erişimin kolaylaşması hâlinde sektörün önümüzdeki dönemde sağlıklı, kontrollü ve ivmeli bir büyüme sürecine gireceğini öngörüyoruz." şeklinde konuştu.

Önümüzdeki yıllara dair beklentilerini de paylaşan Demir, "Yakın coğrafyamızda bulunan Suriye ve Ukrayna kaynaklı potansiyel talep de dikkate alındığında, inşaat sektörünün önü açık ve umut vaat eden bir süreç bizleri bekliyor." dedi.

"Arsa maliyetleri konut üretiminin önündeki en büyük engel"

Kamudan beklentilerini dile getiren Demir, "Sektörün en büyük girdi kalemi arsadır ve bir konut maliyetinin yaklaşık yarısını arsa oluşturmaktadır. Arsa üretiminin daha ucuz ve ulaşılabilir hâle gelmesi şarttır. Arsanın bir rant aracı olmaktan çıkarılıp amacına uygun şekilde değerlendirilmesi gerekiyor. Arsa politikasının değişmesi gerektiğini her platformda dile getiriyoruz." ifadelerini kullandı.

"Kentsel dönüşümde yeni ve hızlı bir süreç bekleniyor"

Kentsel dönüşümün hayati önemde olduğunun altını çizen Demir, "Can kaybı yaşanmamış olsa da Balıkesir merkezli depremlerle sık sık sarsıldık. Bu da kentsel dönüşümün ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Önümüzdeki süreçte kentsel dönüşüm açısından ivme kazanan bir dönem yaşanacağını öngörüyoruz." diye konuştu. (İLKHA)