Dünya Kudüs Haftası ile ilgili açıklamada bulunan Diyanet-Sen Şanlıurfa Şube Başkanı Mehmet Hadi Gündüz, “Kudüs ve Mescid-i Aksa için Dünya Kudüs Haftasını sadece bir haftayla sınırlandırmak doğru olmaz; hayatımızın tüm alanlarında, her gününde yer almalıdır.” dedi.
Diyanet-Sen Şanlıurfa Şube Başkanı Mehmet Hadi Gündüz, Dünya Kudüs Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada, Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın Müslümanlar için taşıdığı öneme vurgu yaptı.
Dünya Kudüs Haftası dolayısıyla İLKHA’ya konuşan Hadi Gündüz, Kudüs’ün yıllardır işgal altında olduğunu belirterek, Allah Resulü’nün ilk namaz kılıp Allah'ın huzuruna çıktığı bir mekânı korumak ve değer vermemiz gerektiğine dikkat çekti.
Müslümanların birleştiği gün, küfür diye bir şeyin ortada kalmayacağını söyleyen Gündüz, çocuklarımızın kalbine Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın aşkını yerleştirmemiz gerektiğini vurguladı.
“İlk kıblemiz olan yer, yıllardır barikatlarla kapalı”
Kâbe ve Medine’den sonra Mescid-i Aksa’nın ilk kutsalımız olduğunu söyleyen Gündüz, “İçimizi kanatan büyük bir acı... Kudüs denince bizim ilk kıblemiz, Peygamber Efendimiz Cenab-ı Allah'ın huzuruna çıktığı zamanki ilk duraklarından bir tanesi akla geliyor. Bunun için bulunduğu yer, Efendimiz bütün peygamberlere namaz kıldırdığı bir mekândır. Müminlerin ilk kıblesidir. Dolayısıyla, ilk kıblemiz olması hasebiyle Müslümanlar için manevi açıdan ciddi bir önem arz etmektedir. Bu, bizim kutsalımızdır. Kâbe ve Medine’den sonraki ilk kutsallarımızdan biridir Mescid-i Aksa. Bunun bu hafta içerisinde kutlanması elbetteki önemli ancak bunu bir haftaya sığdırmak olmaz. Mescid-i Aksa ve Kudüs, hayatımızın tüm alanlarında, her gününde yer almalıdır. Neden derseniz, yıllardır bizim ilk kıblemiz olan yer, barikatlarla kapalı, siyonistler tarafından kuşatılmış durumda. Müslümanların ve müminlerin rahat ibadet edebilecekleri bir mekânken, barikatlarla engeller konuldu. Müslümanların ibadetleri, cumaları engellendi; erkek ve kadın Müslümanlar coplandı, kurşunlarla yaralandı, şehit edildi. Dolayısıyla böyle bir mekândan bahsederken sadece bir mabet olarak değil, Efendimiz Aleyhisselatü Vesselam'ın bir hatırası olarak değerlendirmek gerekir. Bize, ilk namaz kılıp Allah'ın huzuruna çıktığı bir mekânı korumak ve değer vermek düşer. Bunu hem şimdiki nesillere hem de gelecek nesillere iyi bir şekilde anlatmamız lazım. Sadece bir haftayla sınırlandırmak doğru olmaz.” dedi.
“Kudüs bilincini şimdiki nesillere ciddi bir şekilde anlatmamız lazım”
Özellikle çocuklara ve gençlere Kudüs ve Mescid-i Aksa davasının anlatılmasının önemini vurgulayan Gündüz, “Mescid-i Aksa'nın yıllardır siyonist işgal rejiminin eli altında kalmasından dolayı, Müslümanlar buranın özgürleşmesi adına ciddi bir gayret gösterdiler. Bunu Gazze’deki kardeşlerimiz ve Filistin’deki kardeşlerimiz mücadelesini verdiler. Bunun dışında başka yerlerde bu mücadelenin verilmediğini görüyoruz. Oradaki kardeşlerimiz sanki Mescid-i Aksa ve Kudüs sadece orada yaşayan insanların bir sorunuymuş gibi algılandı. Kimse el uzatmadı. Ama oradaki mücahit kardeşlerimiz bunun büyük bir mücadelesini verdiler, yıllardır da veriyorlar. Binlerce şehit verdiler, hiçbir zaman davalarından vazgeçmediler. Peki, bunun özgürleşmesi adına ne yapmamız lazım? Vahdet ve ittihat lazım. Ama bunu Müslümanlar arasında görüyor muyuz? Müslümanlar, eğer siyonizme tükürse, siyonizmi tükürüğünde boğar. Ama işte o ittihat, Müslümanlar arasında yok. Çok bölündük. Her bir Müslüman bir tarafa yayıldı. İttifak olmadığı için de oradaki Müslüman kardeşlerimiz çok ciddi eziyet gördüler, sıkıntı yaşadılar. Bunu aşmamız için ne yapmamız lazım? Kudüs bilincini şimdiki nesillere ciddi bir şekilde anlatmamız lazım. Gençlerimize de iyice anlatmamız lazım. Evdeki çoluk çocuğumuza iyice anlatmamız lazım. Çünkü şimdiki nesil, yıllardır orada ne mücadeleler veriliyor, bundan habersiz. Ancak Aksa Tufanı meydana çıktığı andan itibaren biraz Gazze, Mescid-i Aksa, Kudüs insanların gündemine girmeye başladı.” şeklinde konuştu.
“Müslümanların birleştiği gün siyonizm diye bir şey kalmayacak”
Müslümanların birlik olup hareket etmesi gerektiğini söyleyen Gündüz, “Aksa Tufanı ile ilgili şunu da söylemek isterim: Binlerce şehit verdik. Orada 40 binin üzerinde şehidimiz var. Yüz binin üzerinde yaralımız var. Bunun dışında birçok kaybımız söz konusu. Ama elhamdülillah, bugün oradaki mücahitlerin, İsmail Haniyelerin, Yahya Sinvarların sayesinde bu mücadele devam etti. Oradaki küçük, kundaktaki bebeğe kadar olan kardeşlerimizin şehadet kanlarıyla, elhamdülillah bugün orada bir barış ortamı sağlandı. Belki, bu barış ortamı bugün sağlandı ama ilerisi için endişeliyiz. Bunu devam ettirebilmemiz için oranın özgür bir şekilde kalabilmesi adına ne yapmamız lazım? İslami cemaatler, İslami tarikatlar, İslami inanca sahip olan dernekler, vakıflar, kim olursa olsun, bu ittifakı ve vahdeti sağlamaları lazım. Şimdi şundan içimiz acıyor: Küfür tek millet olmuşken, Müslümanlar niye tek millet olamıyor? Müslümanların birleştiği gün küfür diye bir şey ortada kalmayacak. Müslümanların birleştiği gün siyonizm diye bir şey kalmayacak. Bugün dikkat ederseniz, Müslümanlar bir yere toplandığı anda ciddi bir kalabalık oluşturamıyoruz. Neden bu bölünmüşlük? Neden bir araya gelemiyoruz? İşte bu ittifakı ve vahdeti bütün İslami cemaatlerin sağlaması lazım. Bize bir önder lazım. Bize bir yol gösterici lazım. Bu İslami cemaatleri, bütün İslami tarikatları bir araya getirecek olan bir önder lazım. İnşallah bu önderler de çıkacaktır. Çünkü bu ümmetin içerisinde bu işi yapabilecek insanlar var. Umuyoruz ki o insanlar bir an önce meydana çıkar. Gazze konusunda şunu özellikle hatırlatmak isterim: Şu anda orada bir rahatlama söz konusu. Barış antlaşması ile ilgili bir ateşkes yapıldı. Bunun devamını sağlamak adına, Mescid-i Aksa’yı, oradaki Müslümanları ve El Kassam Tugaylarını özellikle korumak adına; oradaki çocuklarımızın bir daha şehit edilmemesi, kadınlarımızın hunharca katledilmemesi adına ciddi bir birliktelik sağlamamız lazım. Cenab-ı Allah Kur'an-ı Kerim'de Ali İmran Suresi 103. ayetinde buyuruyor ki: 'Ey müminler, Allah'ın ipine sımsıkı sarılın, bölünüp parçalanmayın, dağılmayın.' Umuyoruz ki Cenab-ı Allah'ın bu ayetine binaen Müslümanlar bir araya gelir, Gazze'yi gündeminden düşürmez, Mescid-i Aksa'yı gündeminden düşürmez ve oranın bir an önce özgürlüğüne kavuşması için elinden geleni yapar.” ifadelerini kullandı.
“Bu devrin Selahaddinleri bizler olacağız, çocuklarımız olacak”
Müslümanların birlikteliği ve Kudüs sevdasıyla faaliyetlerine her zaman devam edileceğini belirten Gündüz, “Özellikle boykotu çok iyi değerlendirdik. Kim ne derse desin, boykot en büyük silah. Yahudi mallarına uygulanan boykotu asla ve asla, ne pahasına olursa olsun terk etmeyeceğiz, rehavet göstermeyeceğiz. Bugün Gazze’de silahlar sustu diye hiçbir şekilde Müslümanlar rehavete kapılmayacak, meydanları boş bırakmayacaklar. Mitinglerimiz, eylemlerimiz, yürüyüşlerimiz sonuna kadar devam edecek. Bizler Selahaddinlerin gelmesini beklemeyeceğiz. Şu neslin, şu devrin Selahaddini bizler olacağız, çocuklarımız olacak. Onlara bu yolu göstereceğiz. Çocuklarımıza Kudüs'ü ve Mescid-i Aksa'nın aşkını kalplerine yerleştireceğiz inşallah. Zaten bizleri yıkan, aramızda birliktelik olmaması. Umuyoruz ki Gazze'nin bu mücadelesi, Filistin'deki bu mücadele, El Kassam'ın mücadelesi, biz Müslümanları bir araya getirecektir. Aramızdaki birliği, vahdeti, ittihadı sağlayacaktır diye umuyorum. Cenab-ı Allah, o birlikteliği, beraberliği cümle Müslümanlara nasip eylesin. Bizi de o yoldan ayırmasın. Evlatlarımızı ve gelecek nesillerimizi de Kudüs'ün ve Mescid-i Aksa'nın aşkını yüreklerine serpsin inşallah. Cenab-ı Allah, özgür bir Mescid-i Aksa’da, özgür bir Kudüs’te cümle Müslümanlara namaz kılmayı, orayı ziyaret etmeyi hepimize nasip eylesin inşallah.” diye ekledi. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Siyonist işgal rejimi ile HAMAS arasındaki ateşkes kapsamında bugün 3 işgalci esire karşılık 110 Filistinli esir serbest bırakılacak.
Katil rejimin, işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde yer alan Tubas kentinin Tammun beldesine düzenlediği hava saldırısında 10 Filistinli şehit oldu.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "Yüreklerimizi ve dualarımızı birleştirdiğimiz gibi, gücümüzü ve imkanlarımızı da Kudüs, Gazze ve Filistin için birleştirmeliyiz." dedi.