Siyonist rejim bir kez daha sivilleri vurdu: 11 şehid, 25 yaralı
Siyonist işgal rejiminin Refah kentinde sivilleri hedef alan saldırısında 11 kişi şehid oldu, 25 kişi yaralandı.
Gazze'ye yönelik katliam ve soykırımını sürdüren siyonist işgal rejimi, Refah kentinde sivilleri hedef aldı.
Görgü tanıklarının ifadesine göre, işgal rejimine ait savaş uçakları, kentin doğusunda Salahaddin Caddesi'nde sivillerin olduğu bir noktayı bombaladı.
Saldırıda en az 11 kişi şehid oldu, 25 kişi yaralandı.
Yaralıların Gazze'nin Han Yunus kentindeki Avrupa Hastanesi'ne kaldırıldığı belirtildi.
Siyonist işgal rejimi sözde ordusunun, Gazze Şeridi'ndeki katliam ve soykırımı 258 gündür devam ediyor.
Saldırılarda şu ana kadar 37 bin 396 kişi şehid oldu.
Yaralıların sayısının ise 85 bin 523'e çıktığı ifade edildi. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde, Gazze’de yaşanan insani drama dikkat çekmek ve yardımda bulunmak amacıyla okullar tarafından düzenlenen kermeslerden elde edilen gelirler, Türkiye Diyanet Vakfı aracılığıyla Gazze’ye gönderilecek.
AYBÜ’deki panelde konuşan Öğretim Görevlisi Hasan Bozdaş, Gazze’deki sistematik açlık politikasının insan haysiyetine doğrudan saldırı olduğunu vurguladı. Bozdaş, TBMM’deki kanun teklifinin gecikmeden yasalaşması gerektiğini ve soykırıma katılanların bu topraklarda güven içinde dolaşamayacağı fikrinin aşılanması gerektiğini belirtti.
Filistin Bağımsız İnsan Hakları Komisyonu Direktörü Dr. Ammar Al-Dwaik, Gazze’de yaşananların yalnızca bir insani felaket değil, uluslararası hukuk sisteminin meşruiyeti için de bir sınav olduğunu belirterek, “Soykırım bugün yeni bir aşamaya, inkâr aşamasına girmiş durumda.” dedi.
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Cengiz Köseoğlu, Gazze’deki insani kriz karşısında sessiz kalmanın tarafsızlık değil suça ortak olmak anlamına geldiğini vurguladı.