2000’li yıllarda sırf İslami kimliklerinden dolayı Ankara’da gözaltına alınarak ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırılan baba ve oğulun tekrar yargılanmasını isteyen aileleri, Ergenekonculara ve Balyozculara verilen imkânın kendilerine de sağlanmasını istiyor.
İslami kimliklerinden dolayı Ankara'da gözaltına alınarak cezaevine konulan ve haklarında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilerek mahkûm edilen baba Mehmet Emin Alpsoy ile oğul Şehmus Alpsoy'un yeniden yargılanması talebinde bulunan aileleri, mağduriyetlerinin giderilmesi için yeniden yargılanmalarının önünün açılmasını istiyor.
2000'li yıllarda sırf İslami kimliklerinden dolayı devletin içindeki karanlık ve derin yapılar tarafından hedef alınarak mağdur edildiklerini belirten aileler, bugüne kadar mağduriyetlerinin giderilesine yönelik hiçbir adımın atılmadığını, bu durumun da yaşadıkları mağduriyeti her geçen gün daha da ağırlaştırıldığını dile getirdiler.
Sadettin Tantan'ın İçişleri Bakanı olduğu dönemde dindar insanlara yönelik yapılan tutuklama furyasından nasibini alan baba Mehmet Emin Alpsoy ile oğul Şehmus Alpsoy'un yaklaşık 15 yıldır cezaevinde bulunduğunu belirten yakınları, Ankara'da ikamet etikleri sırada Hizbullah dosyasından gözaltına alınan yakınlarının bir komplo ile ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm edildiklerini söyledi.
Babalarının haksız bir şekilde, binlerce insanın katili imiş gibi ağırlaştırılmış müebbet cezaya çarptırılmasına tepki gösteren Alpsoy ailesi, ihtiyaçlarını gideremeyecek kadar hasta ve yaşlı olan babaları ile hiçbir suçu olmadığı halde ceza alan abilerinin mağduriyetlerinin giderilmesi için yeniden yargılanmanın önünün açılmasını istiyor.
Konuyla ilgili mağduriyetlerini İlke Haber Ajansına (İLKHA) anlatan mağdur aile, ihtiyaçlarını gideremeyecek kadar hasta ve yaşlı olan babalarının ise serbest bırakılmasını istiyor.
"Eşim hasta olduğu halde hastaneye götürülmüyor"
Gözyaşları içerisinde eşinin yaklaşık 15 yıldır cezaevinde olduğunu anlatan Mehmet Emin Alpsoy'un eşi Rabia Alpsoy, "Eşim şu an 70 yaşında ve tek başına kendi ihtiyaçlarını gideremeyecek kadar da hasta. Bel fıtığı ve ayağındaki problemden dolayı ayağa kalkmakta ve yürümekte zorluk çekiyor. Onu tedavi amaçlı hastaneye götürmüyorlar. Ayrıca gardiyanlar tarafından kötü muameleye tabi tutuluyorlar. Kısacası perişandırlar. Ona hakkının iade edilmesini istiyorum." şeklinde konuştu.
Şehmus Alpsoy'un eşi Suat Alpsoy ise eşinin binlerce kişinin ölümünden sorumlu tutulan öcalan ile aynı cezaya çarptırılmış olmasının bir zulüm olduğunu söyleyerek, "Bizim ailemizden iki kişi yıllar önce kaçırıldı. İki kişi de yani eşim ve kayınpederim de hapse mahkûm edildi. Yine iki kişi de hicrete çıktı. Bilmiyorum bunlar bu zulmü neden bize reva görüyorlar?" şeklinde konuştu.
"Adalet istiyoruz"
Eşinin sadece İslami yaşantısından dolayı cezalandırıldığını söyleyen Suat Alpsoy, "Eşim dilekçe yazdı ama dilekçesine ret çıktı. Bizler yeniden yargılanma hakkı istiyoruz ancak bir karşılık bulamıyoruz. Ergenekonculara, Balyozculara tanınan hakların aynısının bize de tanınmasını istiyoruz. Herkese bu hak tanınmışken neden bize tanınmıyor. Görüyoruz ki arkasında birileri olanlara her türlü haklar verilirken Müslümanlara ikinci sınıf insan muamelesi uygulanıyor." diye konuştu. (Osman Gülebak – İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Önümüzdeki Temmuz ayında, yılın ilk 6 ayındaki enflasyona göre, emekli maaşlarını tekrar masaya yatıracağız." dedi.
Yerel seçimler nedeniyle 1 Nisan'da okullar tatil edildi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri'ni takip etmek isteyen ulusal ve uluslararası basın mensuplarına yönelik Ankara ve İstanbul'da "basın merkezi" kurulacağını açıkladı.
Cumhurbaşkanı ve Recep Tayyip Erdoğan, "Terör devleti israilin Filistin halkına yönelik katliamları hepimizin yüreğini kanatıyor. Filistin halkı, destansı direnişleriyle tüm dünyaya insanlık, onur ve cesaret dersi verdi." dedi.