​Diyarbakır Dicle Üniversitesinde organ bağışı bilincinin artırılması amacıyla ‘5. Hayata Bağış’ konulu sempozyum düzenlendi.

Her yıl 3-9 Kasım günleri arasında yapılan ‘Organ Bağışı Haftası’ nedeniyle Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastaneleri Organ Merkezi tarafından, organ bağışı bilincinin artırılması amacıyla ‘5. Hayata Bağış’ konulu sempozyum düzenlendi.

Dicle Üniversitesi Kalp Hastanesi konferans salonunda düzenlenen sempozyuma, İl Sağlık Müdürü M. Sait Avar, İl Müftüsü Burhan İşleyen, İç Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı M. Emin Yılmaz, Rektör Yardımcısı ve Başhekim Prof. Dr. Ali Kemal Kadiroğlu, organ nakli yapılmış hastalar, personel ve vatandaşlar katıldı. 

Sempozyuma başkanlık yapan İç Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. M. Emin Yılmaz, sempozyumun bir farkındalık oluşturmak ve organ bağışının önemini vurgulamak amacıyla yapıldığını söyledi.

Sağlık müdürlüğü olarak 12 ile hitap ettiklerini belirten İl Sağlık Müdürü M. Sait Avar ise "Bölgede bulunan organ hasta sayısının yarısı herhangi bir organ merkezine kayıtlı değildir. Herhangi bir organ merkezinde kaydı olmayan organ hastalarının da organ bulması çok zordur." dedi.

“Dünyadaki nakillerin yüzde 80’ni kadavradan, yüzde 20’si canlıdan yapılıyor”

Organ naklinde, canlıdan çok kadavradan yapılan nakilin önemli olduğunu belirten Başhekim Prof. Dr. Ali Kemal Kadiroğlu ise "Dünyadaki nakillerin yüzde 80’ni kadavradan, yüzde 20’si canlıdan yapılırken, ülkemizde bunun tam tersi bir durum mevcuttur. Yani Ülkemizde organ nakillerin yüzde 80’ i canlıdan, yüzde 20’si de kadavradan yapılmaktadır. Bu konuda vatandaşların duyarlı olması için organ bağışı bilincinin geliştirilmesi gerekir." dedi.

“İnsanları manen ikna edemezseniz organ bağışında çok başarılı olamazsınız”

Bölgedeki Seydaların halkı, organ bağışı konusunda bilinçlendirip ikna etmelerinin önemli olduğuna işaret eden İl Müftüsü Burhan İşleyen ise "Bu konuda halkın ikna olmaması durumunda başarı elde edilemez. İnsanları manen ikna edemezseniz organ bağışında çok başarılı olamazsınız. Bunun için de din adamlarına büyük görev düşüyor. Ruh benden çıktıktan sonra organlarının bir başkasına bağışlanması durumunda onun işlediği günah ona yazılmaz." ifadelerini kullandı. (İLKHA)