Anayasa Mahkemesi, kendi Kur'an-ı Kerim nüshası cezaevine alınmayan tutuklunun başvurusunu haklı buldu.

Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında, Anayasa Mahkemesinin (AYM), ceza infaz kurumunda bulunan tutukluya kendi Kur'an-ı Kerim nüshasının verilmemesinin din ve vicdan özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasına ilişkin kararı yayımlandı.

Bu doğrultuda; başvurucu Ahmet Sil, 15 Temmuz 2016 tarihli darbe teşebbüsünün hemen ardından 17 Temmuz 2018 tarihinde "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçundan Adana Sulh Ceza Hâkimliğince tutuklanarak Adana Ceza İnfaz Kurumuna gönderildi. Sil, 29 Temmuz 2016 tarihinde Osmaniye 1 No'lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna nakledildi.

Başvurucunun talep ettiği Kur'an-ı Kerim nüshası teslim edilmedi

Sil'in beyanına göre, Adana Ceza İnfaz Kurumuna giriş yaptığı sırada yanında bulunan Kur'an-ı Kerim, Osmaniye Ceza İnfaz Kurumuna nakledilince posta ile aynı ceza infaz kurumuna gönderildi. Osmaniye Ceza İnfaz Kurumu idaresi, başvurucunun kendisine ait Kur'an-ı Kerim nüshasını talep etmesine rağmen teslim etmedi.

Ceza İnfaz Kurumu Eğitim Kurulu Başkanlığı, 7 Şubat 2017 tarihli ve 2017/12 sayılı kararında, "terör örgütü mensuplarının" ailelerinden ve kargo yoluyla gelen kitapların ceza infaz kurumuna alınmamasına karar verildiğini belirterek, Sil'in talebini reddetti.

Söz konusu karara Sil tarafından yapılan itiraz, Osmaniye İnfaz Hâkimliğinin 24 Mart 2017 tarihli kararıyla reddedildi. İnfaz Hâkimliği, Kur'an-ı Kerim'in ceza infaz kurumu kütüphanesinden bedelsiz temin edilebilme imkânı olduğu gerekçesiyle talebin reddine karar verdi.

Karara yapılan itiraz, gerekçe gösterilmeden reddedildi

Sil'in bu karara yaptığı itiraz ise Osmaniye 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 3 Mayıs 2017 tarihli kararıyla bir gerekçeye yer verilmeden reddedildi. Ret kararı başvurucuya 18 Mayıs 2017 tarihinde tebliğ edildi.

Söz konusu gelişmelerin ardından Ahmet Sil, 22 Mayıs 2017 tarihinde AYM'ye bireysel başvuruda bulundu.

AYM, başvuruyu haklı buldu

Başvuruyu değerlendiren AYM; adli yardım talebinin kabulüne, din ve vicdan özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna, anayasanın 24'üncü maddesinde güvence altına alınan din ve vicdan özgürlüğünün ihlal edildiğine 9 Mayıs 2018 tarihinde oy birliğiyle karar verdi.

Benzer müdahaleleri önlemek için kararın bir örneği Adalet Bakanlığına gönderildi

Kararın bir örneği, din ve vicdan özgürlüğüne yapılabilecek benzer müdahaleleri önlemek için tedbir almak üzere Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğüne de gönderildi. (Hamza Adiyaman - İLKHA)