Kur'an Nesli Platformu, Mekke'nin Fethi münasebetiyle yaptığı açıklamada, bir fethin de Kudüs için gerçekleşmesi dileğinde bulundu.

Yeni miladi yıl dolayısıyla ve Mekke'nin fethi hasebiyle açıklama yapıldı. Açıklamayı Kur'an Nesli Platformu Konya Koordinatörü Celal Ödemiş okudu.

Ödemiş, "Bilindiği üzere miladi yeni bir yıla giriyoruz. 2023 yılını bitiriyoruz. 2024'ün başındayız. Bu aynı zamanda Mekke'nin fetih yıl dönümü anlamına da geliyor. Mekke'nin fethini gerçekleştirecek Peygamber ordusu, 1 Ocak'ta Medine'den ayrıldı, 11 Ocak'ta fetih gerçekleşti. Onun için fetih Ocak'ın ilk günlerine denk geliyor. 1394 yıl önce gerçekleşen fetih münasebetiyle, İslam'daki fetih olgusunu irdelemek istiyoruz." dedi.

Hazreti Peygamber'in (Sallallahu Aleyhi Vesellem) Mekke'de tevhidi haykırdığı zaman birçok düşman ve engelle karşılaştığını belirten Ödemiş, "Zamanın müşrikleri bu günküne benzer şekilde, O'na ve ashabına en olmadık işkenceler yaptılar. Sahabesini şehit ettiler. Bütün bunların ardından Müslümanlara ambargo uyguladılar. Artık iyice daralan Peygamber ve ashabı Medine'ye hicret etmek durumunda kaldı. Hicretten 10 yıl sonra Peygamberimiz, 10 bin kişilik bir ordu ile geri döndü. Allah Mekke'nin anahtarlarını Hazreti Peygamber'e verecekti. Şimdi siyerden bu olayı hatırlayalım. Allah Resulü (Sallallahu Aleyhi Vesellem) fatih bir komutan olarak Mekke'ye girerken, devesinin üzerinde hemen hemen secde eder vaziyetteydi. Bu kesin bir zaferdi. Üstelik savaş yapılmadan -küçük çaplı bir çatışma hariç- fetih gerçekleşmişti. Böylece Mekke ve Kâbe putlardan temizlendi." ifadelerini kullandı.

Hazreti Peygamber'in Kâbe'nin içindeki putları yere serdiğini, ardından kendisine işkence yapan Kureyş halkına seslendiğini belirten Ödemiş, şunları kaydetti:

" 'Ey Kureyş topluluğu! Şimdi hakkınızda ne yapacağımı düşünüyorsunuz.' dedi. 'Sen kerem ve iyilik sahibi bir kardeşsin. Kerem ve iyilik sahibi bir kardeş oğlusun. Senden iyilik ve hayır bekleriz.' dediler. Bunun üzerine fethin ne anlama geldiğini belirten şu cümleler döküldü o Resulün dilinden; 'Benim halimle sizin haliniz, Yusuf (Aleyhisselam) ile kardeşlerinin hali gibidir. Bugün sizi kınamak yok, başınıza kakmak yok. Allah sizi affetsin. O, merhametlilerin en merhametlisidir. Gidiniz! Sizler azad ve serbestsiniz.' Selahaddin Eyyubi'nin Kudüs'ü fethetmesine ne kadar çok benziyor değil mi?" şeklinde konuştu.

Hazreti Ömer'in Kudüs'ü silahsız ve kansız bir şekilde fethettiğini ancak Haçlıların 1099 yılında Küdüs'ü işgal ettiğinde 70 bin civarında Müslümanı şehit ettiğini belirten Ödemiş, son olarak şu ifadelere yer verdi:

 "Bir Müslümanı katletmek için dizlerine kadar kana bulanıyorlardı. Onların kendi tarihçilerinin kaydettiğine göre Haçlılar, Müslüman çocukları şişlerden geçirip pişirdikten sonra yiyorlardı. Kudüs 88 yıl Haçlıların elinde kaldı. 1187'de yapılan Hittin savaşı sonucu, Kudüs'ü tekrar fetheden Selahaddin Eyyubi'nin tutumu örnek edindiği Peygamberiyle aynıydı. Çünkü o günkü şartlarda Hristiyanlar bir katliam beklentisi içerisindeydiler. Halk, Selahaddin-i Eyyubi'nin ne yapacağını merakla bekliyordu. Eyyubi, Peygamberin sünnetine uyarak, diyetini ödeyen herkesin serbest olduğunu bildirdi. Hristiyan ahali buna şaşıyordu. Çünkü onlar böyle bir kültüre sahip değillerdi. Biraz da yakın tarihe bakalım. Fransızların Cezayir'de katlettiği Müslüman sayısını herhalde kendileri de bilmiyordur. Ya da İtalyanların Libya'da işledikleri cinayetlerin hesabı tutulmamıştır herhalde. ABD'nin Irak'a girdiğinde katledilenlerin sayısı milyonu geçti. Myanmar, Doğu Türkistan, Çeçenistan, Suriye, Filistin. Oluk oluk Müslüman kanı akıtıyorlar. Mekke'nin fetih günlerinde bulunduğumuz şu zaman diliminde Kutan Nesli Platformu Olarak Allah'tan dileğimiz, Selahattin'e nasip ettiği gibi Ebu Ubeyde'ye de Kudüs'ün fethini nasip etmesidir." (İLKHA)