Diyarbakır'da düzenlenen Mevlid-i Nebi etkinliğine HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ve Mersin Milletvekili adayı olan Faruk Dinç, Müslüman Kürt halkının İslam ile tanışmasından sonra bir daha küfre teslim olmadıklarını ve bir daha da teslim olmayacaklarına dikkat çekti.

Peygamber Sevdalıları Vakfı, 3 yıl aradan sonra "En Güzel Örnek Hazreti Muhammed" temasıyla Diyarbakır'da düzenlediği Mevlid-i Nebi etkinliğine yüz binler katıldı.

Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından Diyarbakır Nevroz Parkı Miting Alanı'nda düzenlenen "En Güzel Örnek Hz. Muhammed (Sallallahu Aleyhi Vesellem)" temalı etkinliğin yankıları sürüyor.

Seçim çalışmalarına Mevlid-i Nebi molası veren HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Mevlid-i Nebi etkinliğinin inançlı ve dindar Kürtlerle ilgili kara bir propaganda yaparak olumsuz algı oluşturmaya çalışanlara çok güzel bir cevap verdiğini ifade etti.

Mevlid-i Nebi etkinliğine katılan AK Parti listelerinden Mersin Milletvekili adayı olan Faruk Dinç, Hazreti Peygamber'in (Sallallahu Aleyhi Vesellem) hakkın ve adaletin bulunulacağına dikkat çekti.

Kürtlerin hep İslam Peygamberine bağlı kaldıklarını vurgulayan Dinç, Kürtlerin yüreklerinde hep İslam'ın olduğunu ifade etti.

"Müslüman Kürt halkı 639 yılında İslam ile tanıştı"

HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu

Mevlid-i Nebi etkinliğinin dindar Kürtlerle ilgili kara bir propaganda yaparak olumsuz algı oluşturmaya çalışanlara bir mesaj verdiğinin altını çizen Yapıcıoğlu, "Coronavirus dolayısıyla ara verilen etkinlikler; Diyarbakır halkının heyecan ve özlemini biriktirmiş, bugün meydan bunu gösteriyor. Seçimlere iki hafta kala yoğun bir şekilde çalışmalara devam ediyorduk fakat bir mevlid molası iyi oldu. Bugün seçim çalışmalarına hatta seçimlerden konuşmaya da ara verdik. İnşallah bugün mevlid konuşacağız ve mevlid dolayısıyla söylenmesi gereken kadarını söyleyeceğiz. Bu alan aynı zaman da şöyle bir mesaj veriyor. Özellikle Diyarbakır ve Kürt halkını inancından uzaklaştırmaya çalışan ya da inançlı ve dindar Kürtlerle ilgili kara bir propaganda yaparak olumsuz algı oluşturmaya çalışanlara da bu alan çok güzel bir cevap veriyor. Bu mesajı alması gerekenler almıştır diye ümit ediyorum. Bu meydandaki yüzbinlerce insan aynı anda salavat ve tekbirler getiriyor. Bu Müslüman Kürt halkı 639 yılında İslam ile tanıştı ve bir daha küfre teslim olmadı. İnşallah bir daha da teslim olmayacaktır.

"Eskiden tarihte olduğu gibi bugün de Kürtler hep İslam Peygamberine bağlı kalmışlar"

Faruk Dinç

Mevlid-i Nebi etkinliği tablosunun Türkiye'ye rengini veren bir tablo olduğunu dile getiren Dinç, "Diyarbakır'daki bu meydan, elinde bayrak tutan kardeşlerimiz Türkiye'nin her karşı toprağına hatta dünyaya şu sesi veriyorlar; biz Peygamber ile (Sallallahu Aleyhi Vesellem) hakkı bulacağız, adaleti bulacağız, kardeşliği, huzuru Peygamber ile (Sallallahu Aleyhi Vesellem) bulacağız. Geçmişte olduğu gibi şimdi de gelecekte de aslında bizi bir yapan, kardeş yapan, bize huzur getirenin Resulullah (Sallallahu Aleyhi Vesellem) olduğunu biz bu tabloyla görüyoruz. Özellikle bu tabloda Kürt kardeşlerimiz de bir mesaj veriyor. Eskiden tarihte olduğu gibi bugün de Kürtler hep İslam Peygamberine bağlı kalmışlar. Hep İslam Peygamberine de bağlılıklarını ifade etmişler. Bu Kürt kardeşlerimiz kalplerinde, yüreklerinde hiçbir zaman İslam çıkmamıştır. İslam Peygamberi'ne hayranlığını da aslında bu tablo çok güzel şey anlatıyor. Bu tablo çok şey anlatıyor. Bu tablo Türkiye'nin rengini değiştirecek tablodur. Türkiye'ye rengini veren bir tablodur. Bu tablo ihmal edilmemeli. Kürtlerin bu özelliğini asla ama asla ihmal edilmemeli. Bu yönüyle Kürt kardeşlerimizin ve tüm İslam ümmetinin, sadece Türkiye'deki vatandaşlarımız değil tüm İslam ülkelerinin de bu tabloyu görüp, değerlendirip, analiz edip bir çıkarımda bulunması gerektiğine inanıyorum." dedi.

"Toplumsal sözleşmeyi yapan Hazreti Muhammed'dir"

Medine Vesikası'nın ne kadar önemli olduğuna dikkat çeken Dinç, "İslam Peygamberi yeryüzünde ilk adaleti sağlayan Peygamberdir. Yeryüzünde ilk anayasa, vesika olarak 'Medine Vesikası' tarihe geçmiştir. Toplumun, her etnik grubun, farklı dinlerin, mezheplerin bir arada uyum içerisinde beraber yaşayabileceği bir ortamı ilk İslam Peygamberi sağlamıştır. Medine Vesikası bu yönüyle önümüzde duruyor. Bazıları 'diğerleri vesikalar yapmış' diyebilirler ama o vesikaların çoğunu diktatörlerin kendileri yazmıştır. Anayasa demek; toplumun birbiriyle uzlaştığı toplumsal bir sözleşmedir. Toplumsal sözleşmeyi yapan Hazreti Muhammed'dir (Sallallahu Aleyhi Vesellem). Bugün de eğer bizim memleketimizde huzurun gelmesini istiyorsak Hazreti Peygamber'in (Sallallahu Aleyhi Vesellem) Medine Vesikasından ilham almamız gerekir. Peygamber o vesikayı yaparken sadece kendisinin ismini, kendi kavminin ismini o vesikaya yazmadı. O anlaşma yaptığı tüm kabilelerin isimleri vesikada vardı. Bugünde memleketimizin bu anlayışa çok ihtiyacı olduğunu düşünüyorum." ifadelerini kullandı. (İLKHA)