Aralarında çocuk ve kadınların da olduğu PKK cinayetlerine tanıklık eden Xanikêliler, son olarak Muhammed Şerif Şimşek ile Abdulcelil Talayhan'ın HDP'liler tarafından katledilmesiyle dünden bugüne yaşadıkları zulümleri anlatmaya devam ediyorlar.
Şırnak'ın İdil (Hezex) ilçesine bağlı olan Kozluca (Xanikê) köyünde 7 Haziran seçimleri öncesi PKK/HDP'liler tarafından uzun namlulu silahlarla yapılan saldırıda Muhammed Şerif Şimşek ile Abdulcelil Talayhan'ın şehid edilmesiyle, 90'lı yıllardaki zulümler, yaşanan acılar tekrar hafızlarda canlandı.
PKK'nin kendilerini hedef almalarının İslami kimliklerinden kaynaklandığını söyleyen Xanikê köyü sakinleri, yaşadıkları acı dolu günleri unutamıyor.
PKK/HDP'liler tarafından katledilen Mehmet Şerif'in eşi Emine Şimşek, kocasının tek isteğinin şehadet olduğunu ve bugün tek arzusuna kavuşmasının hüznünü değil mutluluğunu yaşadıklarını söyledi.
7 Haziran seçimi öncesi 29 Mayıs 2015 tarihinde köylerine gelen PKK/HDP'li gurubun silahlı saldırıları sonucu katledilen Mehmet Şerif Şimşek'in eşi Emine Hanım, annesi Rabia Teyze ve babası Mahmut Amca yaşadıklarını anlattılar.
"Şehitlerimiz iftiharımızdır"
Mehmet Şerif'in eşi Emine Hanım, "Eşim sürekli bana köydeki şehitlerin yolunu sürdüreceğini ve onların yolundan gideceğini söylüyordu. Bugün o şehitlerin misafiri oldu. Çok şükür. İnşallah bizler de onun yolundayız. Ben çocuklarımı Kur'an'ı okuyan ve amel eden bireyler olarak yetiştireceğim. Allah'ın, Resulullah'ın ve Şerif'in yolunu sürdüreceğim. Yarabbi sen bana sabır ver. Çok zordur, ama inşallah sabredeceğiz. Sürekli İslam'ı okuyup yaşamayı ve başkasına anlatmayı tavsiye ederdi. Eşim şehit edilmeden bir gün önce bir paket ıslak mendil getirdi ve ‘Bu misafirlerim içindir, misafirlerim geldiğinde onların önüne koyacaksın' dedi. İşte şimdi de misafirleri geldi. Şehit edildiği sabah ise kundurasını boyadım. Çıkarken hatır aldı ve ‘Çocuklar önce Allah'a sonra sana emanettir.' dedi. İnşallah ben emanetine sahip çıkacağım. Cizre'de sürekli PKK'lilerin baskılarıyla karşılaşıyorduk. Cizre'de işyeri yakıldı, talan edildi ama hiçbir zaman dünya malı için üzülmedik. Şehadetine de üzülmedik, çünkü şehadet her kese nasip olmuyor. İnşallah çocuklarımı da İslam davası üzerinde büyüteceğim. Birer şehit adayı olarak yetiştireceğim. Onlar da şehit olsa üzülmeyip sevineceğim." diye konuştu.
"Oğlum Kur'an ile büyüdü"
Oğlu Muhammed Şerif'in küçüklükten beri İslam ile hemhal olduğunu ifade eden anne Rabia Şimşek, oğlunun hem malını hem de canını Allah için feda ederek sözünde durduğunu belirtti. Rabia Şimşek, "Çük şükür, Allah'a ne kadar şükür etsek azdır. Bizler ömrümüzün sonunda şehid annesi olduk, şehid ailesi olduk. Eskiden bugünkü gibi yaz Kur'an kursları yoktu, hatta Kur'an dersi verenler tutuklanıyordu. Ben de oğlumun elinden tutup bazı Müslümanların yanına götürüp Kur'an dersi aldırıyorum. Oğlum Kur'an ile büyüdü." dedi.
"Biz Müslümanlardan razıyız Allah da onlardan razı olsun"
Muhammed Şerif'in babası Mahmut Şimşek de oğlunun şehadetiyle iftihar ettiğini söyledi. Baba Şimşek, "Allah, şehadetlerini yeryüzünde küfrün, zulmün kalkmasına vesile kılsın. Allah, hem oğlumu hem de Abdulcelil'i çok sevdi ki yanına aldı. Belki ciğerimiz yandı ama şehadeti kazandıklarına seviniyoruz. İnanın birileri bizi ziyaret ettikleri zaman sanki Mehmet Şerif onlarla beraber geliyormuş gibi seviniyorum. Biz Müslümanlardan razıyız Allah da onlardan razı olsun."
"PKK'liler 5 ay önce işyerini yakmışlardı"
Muhammed Şerif'in kardeşi Şükrü Şimşek de liseyi bitirdikten sonra beraber İstanbul'a gittiklerini, daha sonra ise Cizre'ye yerleştiklerini söyledi. Cizre'de esnaflık yaptığını ve tüm komşularının şehidin ahlakıyla gurur duyduğunu belirten Şimşek, ancak onun İslami ahlakının PKK'lileri rahatsız ettiğini ve 5-6 ay önce PKK'lilerin işyerini ateşe verdiğini aktardı.
"Meyve veren her ağaç taşlanır"
Ağabeyi Muhammed Şerif'in kendisini İslam'a adadığını vurgulayan Şimşek, davası için gece yarılarına kadar çalıştığını aktardı. Şükrü Şimşek, "Yaklaşık 6 önce işyerimize saldırı yapıldığında ağabeyim ‘Eğer iman etmişsek bu tür şeyler normaldir, meyve veren her ağaç taşlanır. Dükkânımın yakılması bir kişinin bile uyanmasına vesile olmuşsa ne mutlu bana.' demişti." diye konuştu.
"Çocuklarının eğitimi için özel oda yapmıştı"
Mehmet Şerif'in özelikle çocuklarının üzerinde çok durduğunu belirten Şükrü Şimşek, "Ağabeyim eve gider gitmez çocuklarına okul derslerini yaptın mı? Kur'an okudun mu? diye sorardı. Yapmamışsa yanlarına alır derslerini okuturdu. Çocuklarına özel bir oda yapmıştı ve her gün onlarla orada ilgilenirdi." dedi.
"Her fırsatta nasihatlerde bulurdu"
Babalarının hayatta olmasına rağmen ağabeyini ikinci baba olarak gördüğünü ifade eden Şükrü Şimşek, her fırsatta akrabalarını bir araya getirip nasihatlerde bulunduğunu söyledi. Köydeki hastaları sürekli ziyaret ettiğine işaret eden Şimşek, herkes tarafından sevildiğini aktardı. Şimşek, "Batman'da, Gaziantep'te, Diyarbakır ve Adana'da bizim toptancılarımız vardır. O şehid olduktan sonra hepsi arayıp şokta olduklarını ifade ettiler." diye belirtti.
"Adım adım şehadete gitti"
Şehitlerin katledildiği Cuma sabahını anlatan Şimşek, şunları aktardı: "Cuma günüydü, sabah tıraş oldu, banyosunu yaptı ve abdestini aldı. Sonra işyerine geldi. Hesap defterini açtı ve kimin borcu varsa hepsini bana gösterdi ve ölüm var dedi. Cuma namazının ardından köye gidelim, anne ve babamızın elini öpelim dedi. O gün çok heyecanlıydı, köye gidelim dediğinde gözlerinin içi parlıyordu. Köye geldik ve ardımızdan HDP'liler de geldi. Köyde sadece birkaç oyları var. Köyümüzde, çevre mezraların sandığı da kuruluyor. Genellikle mezralardan onlara oy çıkıyor. Köyde bir aile hariç kimse onları sevmiyor, çünkü geçmişte 6 insanı katletmişlerdi. Buna rağmen köye gelip PKK propagandası yaptılar. HDP'liler, ‘Hepimiz Ermeni'yiz, biz falanları evlendireceğiz.' şeklinde çıkışlarıyla köylüleri tahrik etmeye çalışıyorlardı. Ama buna rağmen biz eve doğru gittik. Silah sesi patlayınca geri döndük, Abdülcelil'in yerde yattığı gördük. Araba getirin diye bağrışmalar gelince, ağabeyim arabaya yöneldi. Aracı hemen katilin evinin önündeydi. Aracı almaya giderken katil ağabeyimi görüyor ve onu da şehid ediyor. Ağabeyimin şehadetiyle sabahtan beri söyledikleri ve şahit olduklarım yerine oturuyordu. Şehadetine adım adım yürümüştü."
"Yaşantısına gıpta ederdim"
Şehit Muhammed Şerif'in bir diğer kardeşi Salih ise şunları söyledi: "Ben şehit ağabeyimin yaşantısına sürekli gıpta ederdim. İslami çalışmalarında çok fedakârdı. Bir karıncayı bile incitmekten sakınırdı. Rabbim tüm şehitlerin şahadetini kabul etsin, bizleri de onların yolundan mahrum etmesin." (M. Salih Keskin/Mehmet Aslan – İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu " (Yenidoğan) Çeteyi ortaya çıkartan, onu takiple delillendiren, bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa istenir? Onları yakalattığımız için mi?" dedi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Demokrasi ve insan haklarına inanan ülkeler ve uluslararası mekanizmalar ivedilikle harekete geçmeli, bebek katillerinin hak ettiği cezayı almaları için gereğini yapmalıdır." dedi.
Tarihçi-Yazar Dr. Abdulkadir Turan, "Kudüs küresel hakimiyetin, cihan hakimiyetinin simgesi durumundadır. Dolayısıyla bir çekişme konusu haline gelmiştir." dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin işgalci siyonistler Benjamin Netanyahu ve Yoav Galant hakkında savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar nedeniyle tutuklama emri çıkarmasını memnuniyetle karşıladı.