15 Temmuz'da darbecilere karşı direnirken uçaksavar mermisinin isabet etmesi sonucu sol kolunu kaybeden Üzeyir Civan, kalkışmaya "tiyatro" ve "senaryo" diyenlere tepki göstererek, bin kolu da olsa bu yolda feda etmeye hazır olduğunu söyledi.
249 kişinin şehit edildiği ABD destekli FETÖ darbe girişiminde uçaksavar mermisinin koluna isabet etmesi sonucu sol kolunu kaybeden Üzeyir Civan (51), o zorlu gecede şahit olduklarını İLKHA'ya anlattı.
Darbe kalkışmasının yaşandığı gece bir akrabasının evine çay içmeye gittiklerini ve orada durumu öğrendiklerini belirten Civan, bunun üzerine darbe girişimine karşı koymak amacıyla akrabalarını da yanına alarak meydanlara indiklerini söyledi.
Tanık olduğu 1980 darbesi ile 28 Şubat postmodern darbesinin Türkiye'nin 20-30 yılının heba olmasına neden olduğunu dile getiren Civan, bir daha aynı kötü günlerin yaşanmaması adına alanlara çıkarak, canla başla darbecilere direndiklerini ifade etti.
Yaptıkları istişarenin ardından iki otomobille Tuzla üzerinden Sabiha Gökçen Havalimanı'na doğru yola çıktıklarını anlatan Civan, yoğun trafik nedeniyle araçlardan inmek zorunda kaldıklarını ve havaalanına 3-4 kilometre kala gişelerin bulunduğu alanda silah sesleri duyduklarını söyledi.
Civan, orada yaşananları şöyle anlattı: "400-500 metre ileride bazı insanlar vardı. O insanların getirdiği tekbirler adeta kulaklarımızdaydı. Onlar bizden önce gelmişlerdi ve polis kardeşlerimize yardım etmek için mücadele ediyorlardı. Asker kılığına girmiş o hainler topluluğu ise o esnada onlarla çatışmaya girmişti. Ben o esnada ateş hattına gitmem gerektiğini düşündüm. Tam o esnada bir kardeşimizin korku dolu bir ifadeyle geri geldiğini gördüm. Ona yaklaşarak 'Hayırdır, ne oluyor orada' dedim. 'Orada 3-4 polisi vurdular.' dedi. Ben gişelere doğru ilerlemeye devam ediyordum. Gişelere vardığımda belki darbe yaptıklarının farkında değiller hesabıyla onları uyarmak için bariyerlere çıkıp, oradaki topluluğa 'Asker-polis kardeştir' sloganı attırdım. Etrafımdaki insanlar beni oradan inmem için uyarıyorlardı. O hainlerle aramızda siper amaçlı kamyon ve tanker tarzı araçlar vardı. O araçlara isabet eden kurşunların sesleri kulağımızda çınlıyordu. Oradaki gençlerle istişare edip, 'Biz sivil insanlarız, bize ateş etmezler. Bir araya gelelim de çatışmayı durduralım.' diyorduk."
"İlk defa korku içinde mevzi değiştiren askerleri gördüm"
Bulunduğu mevzii terk edip araçların önüne çıktığında ilk defa ellerinde silah, kafasında miğfer olan ve korku içerisinde mevzi değiştiren askerleri gördüğünü belirten Civan, iki elini havaya kaldırarak askerlere doğru gidip "Yapmayın, durun! Silahlarınızı bırakın! Hepimiz kardeşiz." diye bağırdığını söyledi.
Askerlere 5-10 metre yaklaştığında hayatında hiç duymadığı bir çınlama duyduğunu, ardından da sanki koluna elektrik çarptığını hissettiğini dile getiren Civan, o an vurulmamak amacıyla yere uzandığını daha sonra ise araçlardan yapılan mevzie doğru gittiğini ifade etti.
Sol kolunu oynatmaya çalıştığı an kolunda bir ağırlık olduğunu fark ettiğini anlatan Civan, koluna baktığında kolunu sadece bir deri parçasının tuttuğunu gördüğünü belirtti.
"Bayılmamak için koluma bakmadan araçların olduğu tarafa doğru koştum"
Baygınlık geçirmemek için tuttuğu koluna fazla bakmadan araçların olduğu tarafa doğru koştuğunu söyleyen Civan, sözlerine şöyle devam etti: "Araçlara ulaştığımda oradaki gençler 'Yaralı var.' diyerek yanıma geldiler. Yanıma gelen o gençler, Iraklı Türkmen kardeşlerimizdi. Bizden önce gelmişler, hayatlarını ortaya koymuşlardı. Üzerimdeki tişörtü çıkardım, o gençlerden biri koluma tampon yaptı. Yaklaşık 10 dakika boyunca o ateş hattında kaldık. Gençler de bana bir araç bulmak için uğraş veriyorlardı ama araç bulamadık. Sonra bir motosikletli kardeşimiz çıktı. Beni arkasına alıp götürmek istedi ama ben o halimle binemedim. Daha sonra 500-600 metre arkamızda bulunan topluluğa kadar yürüdüm. Orada bir araç buldum ve ben araca binerken bir akrabamız beni gördü ve 'Eyvah!' dedi. Derken benim yaralandığım bilgisi eşime ulaşmıştı..."
"Kapı tıkırtısından korkan kızım o gece aslan kesildi"
Darbe girişiminden birkaç gün önce evde kapı tıkırtısından korkan kızının o gece Allah'ın yardımıyla adeta aslan kesildiğini dile getiren Civan, o gece öleceklermiş gibi bir düşüncenin akıllarına bile gelmediğini söyledi.
"Keşke bin kolum olsa da feda etsem"
Hastanede verilen narkozun etkisiyle uyutulduktan bir müddet sonra uyandığında yanında duran yeğenine son durumu sorduğunu belirten Civan, olayların sona erdiğini duyduğunda Allah'a şükrettiğini belirterek, 'Keşke bin kolum olsa da şu cennet vatan uğruna feda etsem." dedi.
"15 Temmuz'dan sonra 2 bin 506 kardeşim oldu"
"15 Temmuz'dan önce 6 kardeşim vardı ama 15 Temmuz'dan sonra 2 bin 500 gazi kardeşimle birlikte 2 bin 506 kardeşim oldu." şeklinde konuşan Civan, her kesimin birlik ve beraberlik içerisinde yaşamasının önemine değindi.
"Bizi siyasi emellerinize alet etmeyin!"
15 Temmuz darbe girişimine tiyatro diyenlere "yazıklar olsun" diye karşılık verdiğini sözlerine ekleyen Civan, "O gün ülkenin başında bir siyasi irade olmasaydı bizler yine çıkıp, bu vatan ve millet için seve seve canlarımızı verirdik. Seve seve yine kolumu verirdim. Keşke ben canımı da verebilseydim. O yüzden kimse buna tiyatro ya da senaryo demesin. Nitekim Cumhurbaşkanımız daha sokağa çağırmadan bu halkın yüzde 20'si sokağa çıkıp mücadele ediyordu. O yüzden biz o siyasilere 'Bizi siyasi emellerinize alet etmeyin. Tiyatro, senaryo diye dalga geçmeyin. O akan kanlara ihanet etmeyin. Yazıktır, günahtır…' diyoruz. Bizler o gece şahıslar için sokağa çıkmadık. Vatanımız ve milletimiz için çıktık." (Osman Gülebak, Mustafa Bikeç, Zeki Aras - İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu " (Yenidoğan) Çeteyi ortaya çıkartan, onu takiple delillendiren, bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa istenir? Onları yakalattığımız için mi?" dedi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Demokrasi ve insan haklarına inanan ülkeler ve uluslararası mekanizmalar ivedilikle harekete geçmeli, bebek katillerinin hak ettiği cezayı almaları için gereğini yapmalıdır." dedi.
Tarihçi-Yazar Dr. Abdulkadir Turan, "Kudüs küresel hakimiyetin, cihan hakimiyetinin simgesi durumundadır. Dolayısıyla bir çekişme konusu haline gelmiştir." dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin işgalci siyonistler Benjamin Netanyahu ve Yoav Galant hakkında savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar nedeniyle tutuklama emri çıkarmasını memnuniyetle karşıladı.