Van'da artış gösteren intihar ve genç ölümlerine ilişkin açıklama yapan HÜDA PAR Van İl Başkanı Rasim Sayğın, yaşanan süreci "toplumsal bir yara" olarak niteleyerek sessiz kalınmasının kabul edilemeyeceğini vurguladı.

Van'da art arda yaşanan şüpheli genç ölümleri, intihar vakaları ve ölümle sonuçlanan kavgalar kamuoyunda geniş yankı uyandırmaya devam ediyor. HÜDA PAR Van İl Başkanı Rasim Sayğın, konuya ilişkin bir açıklama yaparak yetkililere "acil tedbir" çağrısında bulundu.

"Gençlerimizin hayatına mal olan bu sessizliğe son verilmelidir!" 

Van'da artış gösteren adam öldürme, intihar, kavga olaylarıyla ilgili HÜDA PAR olarak alanda bir araştırma yaptıklarını ve bunu raporlaştırdıklarının altını çizen Sayğın, "Son günlerde Van'da genç yaşta çocuklarımızın ölü bulunması, kaybolması veya şüpheli şekilde hayatını kaybetmesi toplumumuzda derin bir üzüntü ve endişe yaratmıştır. Bu acılar, artık münferit olaylar olarak görülemeyecek kadar artmış, toplumsal bir yara haline gelmiştir. Bizler, bu olayların her birinin arkasında ihmal zincirleri, yapısal sorunlar ve yeterince işletilmeyen kamu mekanizmaları olduğunu düşünüyor; ilgili kurumları görevlerini eksiksiz yerine getirmeye çağırıyoruz." dedi.

"Sorumluluk çalışmayan kamu birimlerinindir"

Yaşanan intihar ve ölümlerin sorumlularına dikkat çeken Sayğın, "Bugün gelinen noktada sorumluluk; çocuk ve gençlerin psikolojik takibini yapmayan, okullardaki rehberlik sistemini işlevsiz bırakan, sosyal hizmet mekanizmalarını güçlendirmeyen, ailelere zamanında müdahale etmeyen, riskli yaşam alanlarında güvenliği sağlayamayan, olay araştırmalarını şeffaf yürütmeyen kamu birimlerinin üzerindedir. Buradan İl Milli Eğitim Müdürlüğünü, İl Sağlık Müdürlüğünü, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünü, belediyeleri ve Valiliği göreve davet ediyoruz. Gençlerin ruh sağlığı, güvenliği ve yaşam hakkı; istatistiklere değil, gerçek ve etkin politikalara emanet edilmelidir." ifadelerini kullandı.

Sayğın, çocukların psikolojik takibinden sosyal hizmet mekanizmalarının zayıflığına, güvenlik açıklarından şeffaf yürütülmeyen soruşturmalara kadar birçok başlıkta ciddi ihmal zinciri bulunduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yaptığımız incelemelerde ve sahadan aldığımız bilgiler doğrultusunda bazı sorunlar öne çıkmaktadır. Gençlerde artan psikolojik baskı ve umutsuzluk, ekonomik zorluklar, gelecek kaygısı, aile içi çatışmalar ve sınav stresi gençleri kırılgan hale getirmektedir. Yetersiz rehberlik ve psikolojik destek sistemi, Van'da okul başına düşen rehber öğretmen sayısı Türkiye ortalamasının altındadır. Bu eksiklik, risk altındaki gençlerin tespitini zorlaştırmaktadır. Sosyal hizmet mekanizmalarının zayıflığı, aile içi şiddet, ihmal, bağımlılık riski gibi durumlarda erken müdahale yeterince yapılamamaktadır. Sosyal medya kaynaklı akımlar ve yönlendirmeler, gençlerin dijital ortamda maruz kaldığı zararlı içeriklerin kontrolü zayıftır. Güvenlik sorunları ve kamusal alanlarda denetim eksikliği, birçok olayda gençlerin ölüm nedenleri uzun süre aydınlatılamamakta, kamuoyu tatmin edici bilgi alamamaktadır."

"Van'da 'gençlik kriz masası' kurulmalıdır"

Van'da yaşanan genç ölümlerinin önüne geçilmesi için kapsamlı bir yol haritası da sunan Sayğın, "İl bazında 'Gençlik Risk İzleme ve Müdahale Birimi' kurulmalıdır. Psikolog, sosyal hizmet uzmanı, pedagog ve rehber öğretmenlerden oluşacak acil müdahale ekibi vakalara anında ulaşmalıdır. Okullarda Psikolojik Destek Merkezi kurulmalıdır. Her okulda tam zamanlı psikolog istihdamı sağlanmalı; riskli öğrenciler düzenli takip altına alınmalıdır. Ailelere yönelik zorunlu sosyal destek programları uygulanmalıdır. Ekonomik, psikolojik ve sosyal sorunlar yaşayan ailelere erken müdahale yapılmalıdır. Gençlere yönelik ücretsiz spor, sanat ve rehberlik merkezleri açılmalıdır. Gençlerin sosyal destek alanları genişletilmeli; yalnızlık ve umutsuzluk azaltılmalıdır. Sosyal medya denetimleri artırılmalıdır. Tehlikeli challenge videoları, yönlendirmeler ve olumsuz içerikler için yerel ve ulusal çapta denetim mekanizması kurulmalıdır. Olayların tamamı şeffaf şekilde kamuoyuna açıklanmalıdır. Her şüpheli ölümde bağımsız bir inceleme komisyonu oluşturulmalı; ailelere ve topluma güven verilmelidir. Van'da 'Gençlik Kriz Masası' kurulmalıdır. Belediye + Valilik + STK'lar + uzmanların ortak çalışması sağlanmalıdır. Eğer bugün bu olaylar ciddiyetle ele alınmazsa, yarın başka gençlerimizi kaybetme ihtimali ne yazık ki ortadan kalkmayacaktır. Bizler parti olarak bu meselenin her aşamasının takipçisi olacağımızı, ilgili kurumları göreve davet ettiğimizi ve çocuklarımızın hayatı için sorumluluk üstlenmeye hazır olduğumuzu ilan ediyoruz. Gençlerimiz bize emanettir. Onların yaşam hakkını korumak her kurumun, her idarecinin ve tüm toplumun görevidir." diye konuştu.

"Güven duyulacak bir adalet mekanizmasına ihtiyaç var"

Van'da pazar günü baba ve oğlunun hayatını kaybettiği silahlı kavgaya ilişkin de konuşan Sayğın, sözlerini şu şekilde sonlandırdı:

"Olayla ilgili kamuoyuna yapılmış olan bir açıklama yok. Yaşanan olaylarla ilgili şeffaf bir şekilde kamuoyunu aydınlatacak bilgilerin verilmesi gerekmektedir. Çünkü aydınlatıcı bilgi ilgili kurumlar tarafından verilmediğinde tahmine, zanna dayalı bilgiler basında ve kamuoyunda maalesef dolaşıyor. Dolayısıyla dünkü olayla ilgili henüz kamuoyuna yapılmış bir açıklama yok ama genel olarak bahsettiğimiz şiddet olaylarının altında birçok sebep bulunmaktadır. Gençlerle ilgili olarak yaptığımız açıklamadaki sebeplerin bir kısmı bu toplumsal olaylarla da ilgilidir. Dolayısıyla bu toplumsal olaylarla ilgili bahsetmiş olduğunuz ruhsatsız veya ruhsatlı silahlanma ile ilgili çok aktif bir şekilde denetimler yapılmalı. Silahlanmanın önüne geçici birtakım tedbirlerin alınması gerekiyor. Ayrıca bunun altında yatan sebeplerin ne olduğu işte dünkü olayda bir barda alkol alındığı neticesinde bu tür olayların yaşandığı, ufak bir olaydan kaynaklı bir mesele olduğu haricen aldığımız bilgiler arasında… Alkol bağımlılığı, aşiretsel yapılar, bir takım güçlere sırtını dayama meseleleri, internet ile ilgili sosyal medyadaki akımlar, ekonomik sıkıntılar, aile içi şiddet, diyalog eksikliği, gençlerle ilgilenmeme, adalete olan güven mekanizmasının zayıf olması… İnsanların kendi hakkını haklı olsa dahi kendi eliyle alması kabul edilebilecek bir durum değil. Yani bu konuda güven duyulacak bir adalet mekanizmasına, bir kolluk mekanizmasına ve hızlı ilerleyen mekanizmaya ihtiyaç var." (İLKHA)