YKS öğrencilerine kritik uyarılar: Disiplin, devamlılık ve sınav modu başarıyı getirir

Eğitimci Hakkı Erol, YKS maratonunda öğrencilerin başarıya ulaşması için düzenli çalışma, devamlılık ve sınav psikolojisine girmenin önemini vurguladı.
Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) için yaklaşık bir buçuk ay gibi bir süre kaldı. Yaklaşan sınav maratonunda sona gelinirken, eğitimcilerden öğrencilere önemli tavsiyeler yapılıyor.
21 Haziran Cumartesi – 22 Haziran Pazar yapılacak olan YKS-AYT sınavına hazırlanan öğrencilere tavsiyelerde bulunan özel eğitim kurs eğitmeni Hakkı Erol, sınava hazırlanan öğrencilerin başarıya ulaşmasının temelinde düzenli ve planlı çalışmanın yattığını vurguladı.
“Devamlığı olmayan öğrenci başarılı olamaz”
Sınavlara hazırlanan öğrencilerde devamlılığın yanında kararlılığın da olması gerektiğini ifade eden Hakkı Erol, “YKS, zorlu ve uzun bir maratondur. Bu süreçte çalışan öğrencilerin, hele hele 17-18 yaşındaki bir öğrencinin kendini disipline etmesi gerçekten çok zordur. Öğrencilerin bu süreci verimli bir şekilde geçirebilmesi için düzenli ve disiplinli bir programa ihtiyaçları vardır. Masaya oturduğu zaman öğrenci, "Bugün ne çalışacağım?", "Bugün geometri çalışacağım, sıkıldım, ben bugün Türkçe çalışayım." dememeli. Öğrencinin 2 gün ya da 5 gün öncesinden neyi çalışacağını, hangi konulara çalışacağını rehber öğretmenleri ya da kendisi, eksik olduğu konuları belirleyerek ona göre bir program yapması gerekiyor. Bir öğrenci masaya oturduğu zaman eğer neye çalışacağına yeni karar veriyorsa, bu öğrenci kesinlikle başarıya ulaşamaz. Tabii bu düzenli ve disiplinli programın yanında elbette devamlılık da olması gerekiyor. Programı oluşturmuş, ne çalışacağını biliyor, hangi soruları çözeceğini biliyor ama devamlılık yoksa öğrenci başarılı olamaz. Dolayısıyla birinci gün çalıştı, ikinci gün düğün vardı gelemedi, üçüncü gün çalıştı, dördüncü gün "Ben bugün sıkıldım, yoruldum, çalışamayacağım." diyorsa öğrenci başarıya ulaşamaz. Devamlılığın yanında tabii kararlılık da olması gerekiyor. Bir öğrenci eğer programında kararlı ise kesinlikle başarıya ulaşacaktır. Moral ve motivasyon için öğrencinin gelecekteki hayatını düşünmesi gerekiyor. "Ben gelecekte ne durumda olurum, nasıl bir saygınlığım olacak, nasıl bir maaşım olacak, nasıl bir işim olacaktır?" Gerçekten bunları düşünerek çalışan bir öğrenci hem daha verimli çalışmış oluyor hem de daha başarılı olmuş oluyor. Bu yüzden öğrenciler gelecekteki hayatlarını düşünerek çalışmaları gerekiyor.” sözlerine yer verdi.
“Bir öğrenci telefonla fazla uğraşamaz, sosyal medya hesapları olamaz”
Sosyal medya tuzağına dikkat çeken eğitimci Erol, “Öğrencilerin sınav moduna girmeleri gerekiyor. Bu süreç çok zor bir süreçtir. Öğrencilerin sınav moduna girmesi gerekiyor. Bir öğrenci eğer evden çıkarken aynaya bakıyorsa, "Ben yarın ne çalışacağım?" değil de "Yarın ne giyeceğim?" diyorsa bu öğrencinin başarılı olması biraz zordur. Dolayısıyla öğrencilerin sınav moduna girmeleri gerekiyor. Bir öğrenci arkadaşlıklarla fazla vakit geçiremez, bir öğrenci telefonla fazla uğraşamaz, sosyal medya hesapları olamaz. Bir öğrenci aynaya bakmadan evden çıkar, bir öğrenci yarın ne giyeceğini düşünmez, yarın ne çalışacağını düşünerek gelir. Bu tür öğrenciler sınav moduna girmiş öğrencilerdir ve kesinlikle başarıya ulaşacağına inanıyorum. Bir diğer konu ise sosyal medya ve sosyal hayat tuzağı. Öğrenciler bu bir yıllık süreçte şuna dikkat etmesi gerekiyor: Kesinlikle sosyal medyayı hayatlarından kaldırmaları gerekiyor, sosyal medyaya girmemeleri gerekiyor. Kısa sürede olsa sosyal medyaya giriyorsa bu onun büyük bir zaman kaybına sebep olacaktır.” diye belirtti.
“Sınav çok önemlidir ama sağlığımızdan daha önemli değildir”
Öğrencilerin sınavda strese gireceğini düşünerek strese girdiklerini söyleyen Hakkı Erol, “İki farklı öğrenci çeşidi var: çalışmayan öğrenci ve çalışan öğrenci. Çalışmayan öğrencinin kesinlikle stres yaşayacağını, strese gireceğini düşünmüyorum. Onlarda sadece aile korkusu, arkadaş korkusu var. Ama sınava giren, çalışan öğrenciler için mutlaka bir stres yaşanıyor. Bu stresin sebebi psikolojik olarak rahat olmamalarıdır. Öğrenciler zihinsel olarak rahat olmalı. Bunu şu şekilde başaracaklar: "Ben bu konuyu bitirdim, bu konuyla alakalı soru çıkarsa ben kesinlikle yapabileceğim." Ama bir muamma varsa, "Bu konuyla alakalı soru çıkarsa ben yapamam, ben başarısız olurum." diye düşünüyorsa bu öğrenciler başarılı olamaz ve strese girerler. Stresin sebebi olarak sınavı çok abartmalarıdır. Haklı olarak abartıyorlar, hep de söylerim sağlıktan sonra hayatımız için ikinci önemli faktördür. Sınav yarın bir gün benim nerede olduğumu, nerede olacağımı belirleyen bir faktördür. Dolayısıyla hayatımızı tümden değiştirecek olan bir sınavdır. Sınav çok önemlidir ama sağlığımızdan daha önemli değildir. Şunu bilmeleri gerekir: Defalarca sınava girebilirsin. Bu düşünceyle sınava girersen strese düşmezsin. Bir diğer konuda öğrenciler sınavda strese gireceğini düşünerek strese giriyorlar öğrenciler. Şunu söylemek istiyorum: En fazla 5 dakika sürecektir. Bu stres anı 5 dakika sonra bitecektir. Bizim yapmamız gereken olay şudur: İlk 5 dakikayı kontrollü bir şekilde eline geçirmesi gerekiyor.” şeklinde konuştu.
Öğrenciler son yıllarda soru çözme yerine video izlediğini ifade eden Erol, “Çalışma yöntemleri sorusuna aslında klasik bir cevap vereceğim: Konuyu çok iyi dinleyip çok fazla soru çözmemiz gerekiyor. Öğrencilerin yaptığı bir hata var aslında: Öğrenciler çok fazla video izleyip az soru çözmektedir. Hâlbuki öğrenci çok fazla soru çözüp tek bir defa dinlese konuyu tamamıyla çözmüş olacaktır. Soru çözmeden konunun detayına inemezsiniz. Bunu çözmeden o konuyu tamamıyla anlayamazsınız. Sadece bir hocadan konuyu dinlemeniz yeterlidir, aynı konuyu defalarca farklı farklı hocalardan dinlemenize gerek yok. Bir defa konuyu dinleyeceksin sonra çok farklı, çok fazla soru çözeceksin, farklı kaynaklardan soru çözeceksin, soru çözmen gerekiyor. Yani çalışma tekniği olarak da sadece önümüzde bir telefonla ders çalışmayacağız. Önümüzde kalem olacak, bir defter olacak, bir soru bankası olacak. Sorular çözeceğiz, gerekirse özet geçeceğiz, notlarımızı alacağız. Sadece videolarla, sadece kulaklıkla olabilecek bir iş değildir.” İfadelerine yer verdi.
“Günlük en az bir deneme çözülmesi gerekiyor”
Erol, “Son bir buçuk ayımız kaldı sınava artık. Çoğu öğrencimiz konularını bitirdi, hocalarımız konularını bitirdi. Bir buçuk ay son düzlük dediğimiz süreçtir. Bu süreçte bizim çok fazla branş denemesi ve çok fazla denemeye girmemiz gerekiyor, deneme çözmemiz gerekiyor. Minimum bizim her gün bir tane denemeye girmemiz gerekiyor. Özellikle AYT ile alakalı her gün bir tane deneme çözmemiz gerekiyor.” diye konuştu.
Son olarak sınavların bir son olmadığını vurgulayan uzman eğitimci Hakkı Erol, “Yani sınavı "Ben bu sınavı başaramazsam ölürüm" gibisinden ya da "Ben bu sınavı başaramazsam hayatım tümden bitecek" gibisinden kesinlikle düşünmemeleri gerekiyor ki bunları düşünürse strese girmelerine sebep olacaktır.” dedi. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Hukukçular Derneği Olağan Genel Kurul Toplantısı, eski dönem başkanları ve dernek üyelerinin katılımıyla gerçekleşti. Kurulda yapılan seçimde, mevcut başkan Av. Mehmet Melih Gülseren güven tazeleyerek yeniden başkanlığa seçildi.
İzmir'in Beydağ ilçesinde traktör ile otomobilin çarpışması sonucu meydana gelen kazada, 4 kişi yaralandı.
Mersin'in Tarsus ilçesinde orman yangını çıktı.
Malatya'da, Kudüs Kardeşlik Platformu tarafından Gazze'de devam eden soykırıma tepki göstermek amacıyla düzenlenen yürüyüş ve basın açıklamasında, Gazze'de yaşanan insanlık dramına dikkat çekildi.