Yargıtay’ın, Ergenekon’un varlığını reddeden kararının ardından değerlendirmelerde bulunan Hukukçu-Yazar Emin Güneş, 28 Şubat sürecinde İslami çalışmalardan dolayı uydurma delillerle zindanlara atılan Müslümanların hâlâ zindanlarda tutulmasının haksızlık olduğunu belirterek bu haksızlığa karşı sessiz kalmanın da Gayretullah’a dokunacağını söyledi.

Yargıtay'ın Ergenekon kararının ardından değerlendirmelerde bulunan hukukçular, özellikle 28 Şubat sürecinde İslami kimliklerinden dolayı kumpaslarla mağdur edilen ve hâlâ mağduriyetleri devam eden mahkûmların yaşadıkları hukuksuzluklara dikkat çektiler.

İslami kimliklerinden dolayı kumpaslar kurularak yıllardır büyük mağduriyetler yaşayanların özellikle görülmek istenmediğine dikkat çeken Hukukçu-Yazar Emin Güneş, bir taraftan Ergenekon ve benzeri davalarda yargılanıp hüküm giyenlerin serbest bırakılmasının, diğer taraftan inancından dolayı mağdur edilenlerin masumiyetinin görülmemesinin Gayretullah'a dokunacağını söyledi.

"Kamuoyu vicdanı, askerin içerisinde böyle bir örgütlenmenin olduğu görüşündedir"

Yargıtay'ın Ergenekon kararının konjonktürel olduğunu ve bu kararı doğru bulmadığını belirten Güneş, "Herkes biliyor ki böyle bir örgütlenme var. Bizim zaman zaman derin devlet olarak nitelendirdiğimiz, bazen genç subaylar rahatsız diye medyaya yansıyan, bazen askeriyenin içerisinde böyle bir darbe hazırlığının olduğunu kimse inkâr edemez. Ancak Yargıtay, Ergenekon diye ileri sürülen örgütün oluşumundaki usule bir takım eksiklikler nedeniyle tam olarak ortaya çıkarılmadığını iddia etmiş. Kamuoyu vicdanı, askerin içerisinde böyle bir örgütlenmenin olduğu görüşündedir. Geçmişte de bunların post modern darbe yapmış olmaları, muhtıra vermiş olmaları ve tankları yürütmüş olmaları bu tür örgütlenmelerin ordu içerisinde var olduğunu gösteriyor. Belki kapsamı bu kadar değildi, gereksiz yere kapsam genişletildi. İlgili ilgisizler de bunun içine konulmuş olabilir, ama hiç kimse bu insanlar için sütten çıkmış ak kaşıktırlar diyemez." dedi.

Hükümetin bugün üzerine gittiği ‘Paralel Yapı'yla arasının bozulmasından dolayı Ergenekon'la işbirliği yapmak zorunda kaldığını belirten Güneş, sözlerine şöyle devam etti:

"Ben, FETö örgütünün başından itibaren masum bir yapı olmadığını düşünüyorum. Hükümet, askeriye içerisindeki vesayetçilerin ya da güç odaklarının üzerine gitmek için belki de bu örgütün polis veya yargı içerisinde ki birimlerinden istifade etmek istemiş olabilir. Bu benim şahsi görüşüm değil, toplumda genel böyle bir kanaat var. Bir müddet sonra o örgüt güç zehirlenmesine uğrayınca hükümet bu sefer Ergenekon'la işbirliği yapıp o örgütü çökertmek durumunda hissetti kendini."

"Uyarıyoruz bu Gayretullah'a dokunur"

Ergenekon ile ilgili yaşananlar ortadayken özellikle 28 Şubat sürecinde yaşanan hukuksuzlukların hâlâ giderilmemesinin kamuoyu vicdanını rahatsız ettiğini belirten Güneş, "Gerçek bir yargılanma olduğu zaman bunların meşru müdafaa sınırları içerisinde işledikleri bir cinayet falan olsa bile bunun cezasız da neticeleneceği kanaatindeyim. önemli bir kısmının hiç böyle bir şeyi yok tamamen uydurma şeklinde zindanlara konulduğunu biliyoruz. Biz Allah'ın mühlet vereceğini ama ihmal etmeyeceğini biliyoruz. 28 Şubat'ta Müslümanlara kan kusturan FETö örgütü şu an bunun hesabını ödüyor. Bugün bu zulümlere lakayt kalmak, zindanda olan insanları görmezden gelmek ve 14 yıldır bunlarla ilgilenmemek diğerlerinin suç ortağı olmak anlamına gelir. Uyarıyoruz! Bu Gayretullah'a dokunur." şeklinde konuştu. (Mustafa Gül, Ramazan Casuk-İLKHA)