24 yıldır cezaevinde olan Hüseyin Akbalık yaşam mücadelesi veriyor

90 yıllarda İslami kesime yönelik tutuklama furyasında gözaltına alınan ve ardından tutuklanarak 24 yıldır cezaevinde bulunan Hüseyin Akbalık, beyin tümürü teşhisiyle yoğun bakıma alındı.
90'lı yıllarda İslami kesime yönelik yapılan haksız ve hukuksuz tutuklamalar sonucu oluşan mağduriyetler hâlâ devam ediyor. Dindar insanlara yönelik yapılan tutuklama furyasında Kur'an dersi veren birçok insan, haksız bir şekilde cezalandırıldı. Bunlardan birçoğu cezaevinde yakalandıkları çeşitli hastalıklardan dolayı hayatını kaybederken birçoğu da hasta haliyle hâlâ cezaevlerinde tutuluyor.
Mardin Nusaybinli Hüseyin Akbalık uzun yıllar süren mağduriyetinin ardından şimdi hayatta kalma mücadelesi veriyor. Van Cezaevinde kalan Akbalık, birkaç gün önce beyin tümürü teşhisiyle Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildi.
Burada yoğun bakıma alınan Akbalık'ın beyninde 7 santimetrelik bir ödemin oluştuğu, doktorlar tarafından yapılacak ilaç tedavisinin ardından ameliyata alınacağı belirtildi.
Cezaevinde iken talep ettiği halde vefat eden babasının cenazesine katılamayan, annesi de yaşlı olduğu için göremediği Akbalık'ın yakınları, yetkililere seslenerek yaşadıkları mağduriyetin giderilmesini istedi.
Yaklaşık 24 yıldır cezaevinde olan amcasının kaldığı Van Cezaevinden Adıyaman'a sevk edildiğini belirten yeğeni İbrahim Akbalık, "Hastalığını birkaç gün önce öğrendik. Van Cezaevinden aradılar. Dediler ki ‘Amcanızı Adıyaman'a hastaneye götüreceğiz orada ameliyat olacak' ama hangi hastalıktan ameliyat olacağını söylemediler. Biz de Adıyaman'a gelip beyin cerrahi ile görüştük. Doktor bize beyninde 7 santimetrelik tümörün solduğunu söyledi. Amcamın beyninde ödem oluştuğu için on günlük ilaç tedavisi uygulanacak. Bu tedaviden sonra ameliyata alınacak. Biz tümörün olduğunu burada öğrendik." dedi.
"Amcamın 24 yıldır dolaşmadığı cezaevi kalmadı"
Amcasının 1994 yılında Şırnak'ın İdil ilçesine bağlı Kozluca (Xanikê) köyünde kardeşini ziyaret ettiği sırada gözaltına alındığını belirten İbrahim Akbalık, şöyle devam etti:
"Amcam yaklaşık 24 yıldır cezaevinde. Tek suçu Kur'an dersi vermek ve İslam'ı yaşamaya çalışmaktı. Amcam o dönemdeki birçok insan gibi derin devletin mağduru oldu. 24 yıldır dolaşmadığı cezaevi kalmadı. Bingöl, Van, Adıyaman, Mardin kısacası birçok yer gezdi. Kendisi bir ara Midyat Cezaevine gelmek istedi. Ama onu göndermediler, aksine uzaklaştırmaya çalıştılar. Bir ara yemek de yiyemiyordu, açlık grevine girmişti. Bunun sebebini sorduğumuzda ise cezaevi yönetiminin kendisine iyi davranmadığını, yemeklerin iyi çıkmadığını söyledi. Bununla ilgili çok adım attım ama sonuç elde edemedik. Biz bu hastalığın bu yüzden çıktığını düşünüyoruz."
"Amcam buradan çıkar mı çıkmaz mı bilmiyoruz ama annesinin onu görmesini istiyoruz"
Amcasının talep etmesine rağmen vefat eden babasının cenazesine katılmasına izin verilmediğini söyleyen yeğen Akbalık, "Şu anda sadece annesi hayatta. Babası 2009 yılında vefat etti. Biz o zaman başvuru yaptık cenazeye ya da taziyeye katılsın diye onu da reddettiler. Ama Ergenekoncular başvuru yapınca onlara bir haftalık izin verdiler. Kendisi İslami kesimden olduğu için ona izin vermediler. Annesi 85-90 yaşlarında olduğu için şu an yanına gelemiyor. Annesinin tek istediği oğlunu görmektir. Buradan yetkililere seslenmek istiyorum. Bizim mağduriyetimizi görmelerini istiyoruz. Amcam buradan çıkar mı çıkmaz mı bilmiyoruz ama annesinin onu görmesini istiyoruz." diye konuştu.
"Ergenekoncular tahliye edilirken hiçbir suçu olmayan amcam ise ömür boyu ceza aldı"
Ergenekon tutuklularına yapılan muamelenin dindar insanlara karşı yapılmadığını ifade eden Akbalık, "Ergenekoncular hakkında devleti ortadan kaldırmaya teşebbüs, cephanelik ve benzeri suçlamalarla müebbet verildi. Ama tüm bunlara rağmen Ergenekoncular tahliye edilirken hiçbir suçu olmayan amcam ise ömür boyu ceza aldı. Herkesin hukuk önünde eşit olması gerekmiyor mu? Neden suçları sabit olanlar serbest kalırken suçu olmayan amcam ve onun gibi dindar insanlar hâlâ cezaevinde?" diye sordu.
"90'lı yıllarda mağdur edilen dindar insanların dosyaları tekrar açılsın"
Cumhurbaşkanı ve Adalet Bakanlığına çağrıda bulunan Akbalık, son olarak şöyle konuştu: "Amcam 24 yıldır cezaevinde ve şu an beyninde tümür oluşmuş. Bu konuda bir adım atmalarını istiyorum. 90'lı yıllarda mağdur edilen ve hâlâ cezaevinde olan dindar insanların dosyalarının tekrar açılmasını, araştırılmasını ve yaşanan hukuksuzluğun ortadan kaldırılmasını istiyoruz. Fakat bu insanların dosyaları yeniden yargılanmaları için neden hâlâ açılmıyor anlamış değilim." (Osman Gülebak-İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan’ın Hankendi şehrindeki zirvede, "israilin Lübnan, Suriye ve İran'a saldırılarının arka planında hepimizin bildiği üzere Filistin halkına diz çöktürme siyaseti yatıyor." dedi.
Kur'an Nesli Platformu Batman İl Koordinatörü Rıdvan Üzümcü, Muharrem ayının onuncu günü olan Aşure Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada; Hazreti Hüseyin'in Kerbelâ'da şehid edilişinin İslam ümmetine bıraktığı mesajları hatırlatarak, bu anlamlı günün birlik, kardeşlik ve zulme karşı direniş bilinciyle değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın (EİT) 17. Zirvesi’ne katılmak üzere gittiği Azerbaycan’ın Fuzuli şehrine ulaştı.
HÜDA PAR, Cuma namazı saatinin mesai saatleri ile çakışması halinde kamu ve özel sektör çalışanlarının ibadetlerini eda etmelerine imkân tanıyacak şekilde düzenleme yapılması hakkında kanun teklifi verdi.