Ankara Kızılay merkezinde Afrikalı esnafa polis tarafından, dükkanlarını kapatmaları yönünde baskı yapıldığı iddia edildi.
Ankara’nın Çankaya ilçesinde bulunan Kızılay bölgesindeki Afrikalılara, 2021 Eylül ayı başından bu yana hukuksuz uygulamalar yapıldığı iddia ediliyor.
Yıllardır Kızılay’da esnaf olan Somalililerin Çankaya ilçesinin dışına taşınmaları konusunda baskıya maruz kaldıkları belirtiliyor. Polisin, Afrikalı esnafa, iş yerlerini kapatma yönünde baskıda bulunduğu iddia edildi.
İş yeri sahibi bazı Afrikalı esnaf, aylardır yapılan baskılardan dolayı işyerlerini kapatıp Türkiye’den ayrıldı.
Türkiye'den ayrılmayan ve işlerine devam eden diğer Afrikalı esnaf ise polisin iş yerlerinin adlarının değiştirilmesi dayatmasına maruz kaldıklarını iddia etti.
İddialara göre son günlerde bu uygulamalar sadece Sümer Sokak'ta değil, Kızılay AVM önünde, GMK Bulvarı'nda da yapılmaya başlandı.
İLKHA'ya konuşan Mohammed Isse Abdullahi, bazı kamu kurumlarına başvuru yaptıkları halde polisin uygulanmalarında bir iyileşme olmadığını ifade etti.
"Günde birkaç kere polisin gelmesi bizi çok yıpratıyor"
Abdullahi, "2012 Şubat'tan beri Türkiye'deyim. Bursa Uludağ Üniversitesi'nde yüksek lisans yaptım. Lisansı da Samsun da okudum. 2019'dan beri ticaretle uğraşıyorum. Ankara'da yaşıyorum. Biz 2019 yılının sonunda dükkanlarımızı burada açtık. Somalilere ait ilk dükkanı Ankara'da açtım. Bütün yasal evraklarımız mevcuttur. Ondan sonra salgın döneminde kapattık. Yine 2021 Nisan ayında tekrar açtık. Açtıktan sonra ağustos ayının sonundan beri ciddi bir sorunla karşı karşıyayız. Polis baskısıyla karşı karşıyayız. Tabi ki biz bunun amacını bilemiyoruz. Yani bizim işyerlerimizde her gün veya günde birkaç kere polisin gelmesi bizi çok yıpratıyor. Hem maddi-manevi hem de fiziki olarak çok yıpratıyor." dedi.
"İş yerimizi her gün kapatma tehdidiyle karşı karşıyayız"
İş yerlerinin isimlerinin değiştirildiğini belirten Abdullahi, "İş yerimizi her gün kapatma tehdidiyle karşı karşıyayız. Müşterilerimiz gözaltına alınıyor ve biz de gözaltına alınıyoruz. Bu durumu 7 aydır yaşıyoruz. Biz gereken yerlere şikayet etmeye çalıştık ama sesimizi ulaştıramadık. Ama maalesef 7 aydır hiç sonuç alamadık. Bu durumun düzeltilmesini istiyoruz. Bizim yaptığımız bir suç varsa ödemeye hazırız. Biz Türkiye halkından hiçbir kötülük görmedik. Sadece son 6-7 aydır, iş yerimizin isminin değiştirilmesi, müşterilerin gözaltına alınması, iş yeri içinde kimlik kontrolü yapılması gibi uygulamalarla polis baskısıyla karşı karşıyayız. Bizim dükkanımızın eskiden ismi Somali Sofrası idi. Gelen polisler 'Somali Sofrası' isminin değiştirilmesini istediler. Türkçe bir isim olmasını istediler. Biz onlara söyledik, Somali Sofrası'nın başka bir Türkçesi yokken daha nasıl bir Türkçe yazabiliriz, dedik. Ondan sonra ismini değiştirdik. 'Güzel Yurt Sofrası' yaptık. Burada 2 tane daha Somali iş yeri vardı. Onlar da isimleri Türkçe olmasına rağmen baskıdan dolayı onlar da isimi değiştirdiler. Bize gelen polisler, bu isimleri burada istemiyoruz, diyorlar. Sizi burada barındırmayız, diyorlar. Mülk sahiplerini arıyorlar. Yapılanların amacının ne olduğunu bilmiyoruz. Biz Türkiye ve Somali arasındaki kardeşliğini biliyoruz. Elimizden gelen katkıda bulunmaya çalışıyoruz. İki ülke arasındaki güzel ilişkiye de şahidiz. Biz de onun vasıtasıyla geldik. Bu durumun düzeltilmesini talep ediyoruz." ifadelerini kullandı.
"Her gün her gün gözaltına alınmaktan bıktığım için iş yerimin işletme hakkını devrettim"
Birçok Somalili esnafın dükkan kapattığını dile getiren Abdullahi, "Mesela bizim karşımızda bir dükkan vardı. Onun sahibi Somali asıllı Hollanda vatandaşı idi. Türkiye'yi sevdiği için gelmiş. Para kazanmak derdinde değildi. Sadece Müslüman ve güzel bir ülke olduğu için geldi. O arkadaş bu baskılara dayanamayıp Hollanda'ya döndü. Ben de dükkanların işletme hakkını bir Türkiyeliye devrettim. Çünkü ben hem polisle muhatap olamıyorum hem de her gün her gün gözaltına alınmaktan bıktım. Benim gibi bir çok Somalili var, işletme hakkını devrediyor. Biz bu uygulamanın sadece ve sadece Somalilere özel olduğunu kanaatindeyiz. Ben polise de sordum, bana 'Sen dikkat çektiğin için seni hemen bulabiliyorum' dedi bana." ifadelerini kullandı.
"İş yeri ruhsatı neredeyse 30-50 kere istendi"
Konuşmasının devamında Abdullahi, şunları söyledi:
"Gelen giden müşterileri tutup karakola ve emniyete götürüyorlar. Bu uygulamaların neden olduğunu polise sorduk. Onlar da talimat aldıklarını ve gözaltına almak zorunda olduklarını söylediler. İş yerlerimize her gün baskın yapılıyor. O baskının amacını da bilmiyoruz. İş yeri ruhsatı neredeyse 30-50 kere istendi. Her gün gelip bizden aynı belgeyi istiyorlar. Amacın ne olduğunu da bilemiyoruz."
"Polis baskısından dolayı itibarımız zedelenmiş durumda"
Yetkililere seslenen Abdullahi, "Türkiye yetkililerinden burada yaşadığımız sorunların giderilmesini talep ediyoruz. Türkiye'nin kardeş ülke olduğunuzu biliyoruz. Şimdiye kadar da Türkiye'den bir kötülük görmedik. Kanaatimce bazılarının şahsi kararlarıyla bunlar bize yapılıyor. Bu durumun düzeltilmesini talep ediyoruz. Biz Türkiye'de yaşadığımız süreçte iki ülke kardeş arasındaki ilişkiyi güçlendirmeye, ekonomik ve sosyal açısından katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Bizim burada bütün komşularımız ile güzel ilişkilerimiz var. Hiç sorun yaşamadık. Hepsi bize destek veriyorlar. Artık bu 6-7 aydır devam eden süreçten ve sıkıntılardan dolayı farklı bir gözle bakılmaya başlandı. Artık bize farklı bir gözle bakılıyor. Bizim komşularımızın yanında bir itibarımız vardı, bir saygınlığımız vardı. Polis baskısından dolayı itibarımız zedelenmiş durumda." şeklinde konuştu. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Mil-Diyanet Sen Genel Başkanı Celaleddin Gül, okul yönetiminin hakkı olmayan bir şeyi talep etmekle suç işlediğini, ayrıca öğrenciyi rencide edip velisini ise psikolojik baskı altına aldığını bildirdi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, "Söz konusu nüfus sayımında etnik kökene dair veri toplanmamış olsa da yoğun nüfus hareketliliği Iraklı Türkmen ve Arap kesimleri haklı olarak endişeye sevk etmiştir." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Her ne kadar günümüzde enerji arzında bir kriz yaşanmıyorsa da, enerji arz güvenliğinin temini noktasında her zaman hazırlıklı olmak önemlidir." dedi.
İçişleri Bakanlığı, Tunceli ve Ovacık (Tunceli) Belediye Başkanlarının PKK ile bağlantılı suçlardan ceza almaları ve soruşturmaları devam etmesi nedeniyle bu belediyelere ilgili vali ve kaymakamların kayyum olarak atandığını duyurdu.