Batman'da sivil toplum kuruluşlarının öncülüğünde düzenlenen basın açıklamasında, Mavi Marmara Şehitleri anıldı. Katılımcılar, siyonist işgal rejiminin artarak devam eden saldırılarına tepki göstererek, Gazze'deki işgalin son bulması için herkesi harekete geçmeye çağırdı.

Batman'da sivil toplum kuruluşları, siyonist işgal rejiminin 31 Mayıs 2010'da gerçekleştirdiği Mavi Marmara saldırısının 15'inci yılı dolayısıyla kitlesel bir basın açıklaması düzenledi.

"Sesimiz Gazze ve Kudüs İçin" temasıyla Gülistan Caddesi'nde gerçekleştirilen etkinliğe vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi.

Ellerinde pankartlar taşıyan katılımcılar, sık sık tekbir getirip, siyonist işgal rejimi aleyhine sloganlar attı.

Basın açıklaması Kur'an'ı Kerim tilavetiyle başladı.

Burada yapılan basın açıklamasını, STK'lar adına Mehmet Şah Keskin okudu.

Keskin açıklamasında, Mavi Marmara şehitlerinin unutulmadığını vurgulayarak, Filistin halkının yanında olmaya devam edeceklerini belirtti.

Mehmet Şah Keskin

"İşgalciler dünyanın gözleri önünde Gazze'de soykırım suçu işliyor"

Dünyanın gözleri önünde Gazze'de bir katliam yapıldığını, oradaki katliam ve vahşetin sadece seyredildiğini ifade eden Keskin, "Dünya, tarih boyunca görülen en büyük zulümlerden birine şahitlik ediyor. İşgalci israil; tüm dünyanın gözleri önünde Gazze’de soykırım suçu işliyor. Son bilgilere göre Filistin’de, büyük kısmı kadın ve çocuk olmak üzere 60 bine yakın kişi şehit oldu. 125 bine yakın kişi yaralandı ve binlerce insan ise hâlâ enkaz altında kayıp. Ne acı ki şehit sayısı her gün ve her saat artıyor." dedi.

"Saldırılar sebebiyle Gazze'de hiçbir yer güvenli değil"

Resmi rakamlara göre, işgalcilerin saldırıları sebebiyle 1 milyon 900 bin sivilin Gazze içerisinde en az bir kere göçe zorlandığını aktaran Keskin, "Siyonistler, Gazzelileri zorla göç ettirdiği yerlerde de rahat bırakmıyor. Şu ana kadar defalarca kez sivillerin kaldığı çadırlar ve yerleşim yerleri bombalandı. Çok sayıda Gazzeli kardeşimiz yanarak şehit oldu. Hiçbir sınır gözetilmeksizin yapılan israil saldırıları sebebiyle şu an Gazze’de hiçbir yer güvenli değil. Camiiler, hastaneler, okullar ve sivil yerleşim yerleri siyonistlerin hedefinde. Mesleklerini icra eden 220 gazeteci ve 1000’den fazla sağlık çalışanı da siyonist işgalcilerin vahşice saldırıları sonucu hayatını kaybetti." diye konuştu.

"Gazze’de açlık sebebiyle bebekler ölüyor"

Bir diğer hayati konunun ise sınır kapılarından Gazze'ye insani yardımların geçişinin siyonistler tarafından engellenmesi olduğuna vurgu yapan Keskin, şöyle devam etti:

"israil, binlerce tonluk bombalarla hedef aldığı Gazzelileri, insani yardımların girişini de engelleyerek topyekûn bir şekilde zorluklarla ve açlıkla karşı karşıya bırakıyor. Gazze’de açlık sebebiyle bebekler ölüyor, insanlar gıdaya ulaşamıyor. Haftalarca insani yardımın giremediği Gazze’nin bazı bölgelerinde insanlar, yabani otlarla beslenerek ayakta kalmaya çalışıyor. Ama Gazzeli kardeşlerimiz, haklı davalarından asla vazgeçmeden zalimlere karşı verdiği izzetli mücadelelerini sürdürüyorlar."

"Susuzluk çocukları hastalıklarla karşı karşıya bırakıyor"

Keskin, bugüne kadar gereken güçlü adımları atmayan İslam ülkelerinin, daha fazla gecikmeden kınamaların ötesine geçip, tüm gücünü insani yardımların girişini sağlamak ve siyonistlerin işgalini bitirmek için seferber etmesi gerektiğini kaydetti.

Gazze'deki insani krizin hafifletilmesi için şehrin enerji ve temiz su ihtiyacının acil olarak karşılanması gerektiğini ifade eden Keskin, susuzluğın, Gazzeli çocukları yetersiz ve kirli su kullanımının tetiklediği hastalıklar olan kronik ishal ve kolera gibi hastalık riskleriyle karşı karşıya bıraktığına dikkat çekti.

"Herkes Gazze'deki işgalin son bulması için mücadele etmeli"

Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından alınan tüm uluslararası kararlara rağmen işgalcilerin hukuku tanımadığını, zulme ve işgale devam etiğini belirten Keskin, şunları söyledi:

"Ne yazık ki, bu zulmü durduracak somut adımlar atılmıyor. Uluslararası mekanizmalar ve kuruluşlar; askeri, ekonomik ve diplomatik olarak büyük güçlere sahip devletler, olanları seyrediyor ve etkisiz kınama açıklamaları yapıyorlar. Oysa dünyadaki tüm vicdan sahipleri, israile somut ve etkili bir şekilde karşı durulmasını bekliyor. Yaşanan bu soykırım karşısında herkesin üzerine sorumluluklar düşüyor. Herkes bu büyük soykırıma karşı harekete geçmelidir. Herkes, Gazze’deki işgalin son bulması için mücadele etmeli."

"Bir an önce adım atılmalı"

Toplanmalarındaki asıl amacın, 31 Mayıs 2010 tarihinde, Filistin'e yardım götüren Mavi Marmara Gemisinin uluslararası sularda siyonist işgalciler tarafından saldırıya uğraması olduğunu dile getiren Keskin, sözlerini şöyle tamamladı:

"Burada Mavi Marmara şehitlerini anarak, onların cesaretleri ve barışa olan katkıları uluslararası dayanışma ve adalet arayışının simgesi haline geldiğini belirtmek istiyoruz. Şehit olan kardeşlerimizi buradan rahmetle anıyoruz. Mavi Marmara şehitlerini anacağımız bugünlerde, siyonist israil, İHH'nın Gazze’de yürüttükleri projede çalışan 5 kardeşimiz, işgalci israilin gerçekleştirdiği saldırılar sonucu şehit oldu, 2 kardeşimiz de ağır yaralandı. Mazlum Gazze halkına canı pahasına her gün yardım ulaştırmaya çalışan insani yardım görevlilerini hedef alan bu menfur saldırıyı lanetliyoruz. Uluslararası kuruluşlar ve devletler, siyonist rejim israilin zulümlerinin önüne geçmek için atılması gereken adımları daha fazla gecikmeden bir an önce atmalıdır."

Açıklamanın ardından edilen dua ile program sona erdi. (İLKHA)