Diyarbakır’daki izlenimlerini paylaşan Uluslararası Kültürel Ekonomi ilişkiler Birliği Başkanı, bölgede sözde halkların kardeşliği noktasında çalışan farklı yapılara mensup çok sayıda aktiviste rastladığını belirtti.

Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Diyarbakır'da bulunan Uluslararası Kültürel Ekonomi ilişkiler Birliği Başkanı Aktivist İbrahim Danacılar, bölgedeki izlenimlerini İlke Haber Ajansı'na paylaştı.

Diyarbakır halkının baskılara rağmen PKK/HDP'nin taleplerini yerine getirmediğini belirten Aktivist Danacılar, HDP'nin ciddi bir kışkırtma içerisinde olduğuna dikkat çekti.

15 gün boyunca çeşitli temaslarda bulunduklarını ifade eden Danacılar, "Dikkatimi çeken bir anekdotu da sizinle paylaşmak istiyorum. Burada yabancı aktivistlere ciddi anlamda rastladım. Daha çok Almanlar olmak üzere birçok Avrupa ülkesinden gelen aktivistler sözde Halkların kardeşliği noktasında bölgedeler. Halkların demokratiğini dinlemiyorlar, kendi ülkelerine bunu öyle rapor ediyorlar. Bu çok yanlış. Bugün ülkemizde siyasi bir parti misyonunda faaliyet gösterenlerin, maalesef farklı ülkelerin istihbarat servisleri ile iş birliği içerisinde olmaları ve ülkemizin bölünmez bütünlüğünü zedeleyici tavır içerisinde olmaları, kabul edilemez bir durumdur. Bu minvalde 1 Kasım'da yapılacak olan seçimlerin ciddi ölçüde güvenliğinin baz oluşturulup iyi bir sonuç alınması ve tüm bölgeye hitap eden demokratik bir platformun oluşması gerekir. Devlet ve hükümet güvenlik meselesinin üzerinde çok durması gerekiyor."

Bölgede Kürt meselesinden öte, terörizmle sivil halk arasında bir çatışma olduğuna vurgu yapan Danacılar, son dönemlerde buhranlı akreditasyonların da yaşandığını belirtti.

"Tehdit sadece PKK değildir"

Danacılar, "Diyarbakır çeşitli parti ve Sivil Toplum Kuruluşlarını ziyaret ettim. Bütün bu görüşmelerin sonunda şunu buldum. Gerçekten ciddi bir tabaka ‘müminler ancak kardeştir' inancındadır. Ancak bazı yöneticilerimizin, parti kimliklerini biraz geride bırakıp, bu teoriğin çatısı altında, gerek Diyarbakır'da, gerekse de Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde toplanmaları gerekmektedir. Zira tehdit sadece PKK değildir. PKK'nin arkasındaki derin güçler, bölgemiz üzerinde kirli bir plan yapmaktadırlar. Bunların asimilasyon edilmesi gerekir. Burada görev tabi ki devlete düşmektedir. Devlet ile halkın çok daha kaynaşması gerektiğini düşünüyorum. Bunun için gerekli çalışmaların yapılması gerekiyor. Burada STK'lara da çok iş düşüyor. STK'lar meseleyi toplumun mutabakatı ve barışı çerçevesinde değerlendirmeliler." dedi. (M.Hüseyin Temel / Mustafa Kaynak – İLKHA)