Çukur siyasetinin camilerde oluşturduğu tahribat ortaya çıktı
Mardin’in Nusaybin ilçesinde PKK’nin çukur siyaseti sonrası başlayan çatışmalı süreçte ilçedeki camilerde oluşan tahribat ortaya çıktı.
Sokağa çıkma yasağının kısmen kaldırıldığı Mardin'in Nusaybin ilçesinde tellerin bir bölümünün geri çekilmesiyle camilerde oluşan tahribat da ortaya çıktı.
PKK'nin barikat ve çukur siyasetinin ardından ilçede 14 Mart'ta başlayan çatışmalı süreçte ev ve işyerlerinin yanı sıra ibadet yerleri de büyük oranda tahrip oldu.
İlçede 3 Haziran'da sona eren operasyonların ardından 25 Temmuz'da kısmen kaldırılan sokağa çıkma yasağı sonrası Zeynelabidin, Kışla, Fırat, Dicle, Yenişehir ve Abdülkadir Paşa Mahallelerinin etrafı güvenlik tedbirleri kapsamında tellerle kapatılmıştı.
Söz konusu mahallelerden, tuzaklanan patlayıcıların temizlendiği Kışla ve Zeynelabidin Mahallelerini birleştiren Lozan Caddesi üzerindeki güvenlik telleri sökülerek bir kademe geri çekilmesiyle tellerin arkasında kalan Molla Musa Camii, Selman-i Pak Camii ile Paşa Camii'nde oluşan tahribat ortaya çıktı.
PKK'lilerin mevzi olarak kullandığı camilerde raflardaki Kur'an-ı Kerim'lerin yanı sıra minare, minber, kapı, kolon, kiriş, pencere, duvar, halı, dolap ve diğer tüm malzemelerin tamamen tahrip olduğu gözlendi.
Cemaat cami temizliğine başladı
Tellerin kaldırılmasıyla camiyi temizlemeye geldiklerini söyleyen Abdullah Akdoğan camide tahribatın çok olduğunu belirtti.
Akdoğan, "Camimiz mahallemizle birlikte yıkılmış durumda. Biz de hayrımıza camimizi temizlemeye geldik, görüyorsunuz her taraf yıkılmış durumdadır. Geldiğimizde kitaplar ve Kur'an'ı Kerimler yerlerdeydi." dedi
Sokağa çıkma yasağının devam ettiği diğer mahallerde durum aynı
Operasyonların yapıldığı ve sokağa çıkma yasağının devam etmesi nedeniyle girilemeyen Abdülkadir Paşa, Fırat, Dicle ve Yenişehir mahallelerinde bulunan diğer camilerin de büyük çapta hasar gördüğü belirtiliyor. (Cihat Şayık- İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Ekim ayı, Gazze'de iki yıl süren soykırımın ardından varılan ateşkes anlaşması ve ardından yaşanan esir takasıyla damgasını vurdu ancak siyonist ihlaller hız kesmedi. Türkiye, bu süreçte önemli bir arabuluculuk rolü üstlenirken, iç politikada "Türk, Kürt, Arap İttifakı" vurgusu ve PKK'nın çekilme açıklamasıyla öne çıkan adımlar attı.
Âlimler ve Medreseler Birliği (İTTİHADUL ULEMA), son dönemde sosyal medyada namaza yönelik alaycı ve küçümseyici tutumlara ilişkin yazılı bir basın açıklaması yayımladı. “Namaz kırmızı çizgimizdir” başlığıyla yayımlanan açıklamada, namazın İslam’daki yeri ve müminin kimliğini belirleyen temel bir ibadet olduğu vurgulandı.
Eylül ayı, Filistin Devletinin İngiltere, Fransa, Kanada gibi önemli ülkelerce tanınmasıyla uluslararası arenada dönüm noktası yaşanırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM ve Beyaz Saray'daki temasları yoğun diplomasi trafiğine sahne oldu. Türkiye'de ise HÜDA PAR'ın anayasa çalıştayı ve hükümetin yeni eğitim yılı temasları iç politikada öne çıktı.
HAMAS, işgal rejimi ile Somaliland arasındaki karşılıklı tanıma girişiminin Filistin halkına karşı işlenen suçları örtme amacı taşıdığını belirtti.