​Kamu görevlilerinin ve öğrencilerin mesai saatleri dolayısıyla Cuma namazını eda edememesinin Müslüman bir ülke açısından bir garabet teşkil ettiğini ifade eden Yalçın, Cuma Namazı düzenlemesinin kendilerini sevindirdiğini söyledi.

Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, son günlerde Türkiye'de yaşanan gelişmeleri İlke Haber Ajansına (İLKHA) değerlendirdi.

Kamu görevlileri ve öğrencilerin Cuma namazı sorununu çözmek için Başbakanlık tarafından yayımlanan Cuma Namazı Genelgesi, bölgedeki bazı sağlık çalışanlarının görevini kötüye kullanma tutumunu değerlendiren Yalçın, önemli mesajlar verdi.

2016-2017 için iki dönemlik olarak kamu işveren heyetiyle beraber gerçekleştirdikleri 3. dönem toplu sözleşmede Cuma izni konusunda masada bir mutabakat sağlandığını belirten Yalçın, vesayet düzenlemesinin kalkmasına sebep olan bu adımından dolayı sevindiklerini söyledi.

Türkiye gibi Müslüman bir ülkede kamu görevlilerinin ve öğrencilerin mesai saatleri dolayısıyla farz ibadeti olan Cuma namazını eda edememesinin Türkiye açısından bir garabet teşkil ettiğini ifade eden Yalçın, bunu Müslüman bir coğrafyaya izah edebilmenin hakikaten çok zor olduğunu söyledi.

Bu saatten sonra asıl işin yetkili amirlere düştüğünü belirten Yalçın şöyle devam etti: "Kamu kurum ve kuruluşlarının, yöneticiler, mülki amirler ve bakanlıklar bu anlamda ayrı ayrı bunu değerlendirecek çünkü her bakanlığın kendine ilişkin bazı çalışma sistematiği var." dedi.

Bu konuda özellikle Milli Eğitim Müdürlüğü'nün çalışma saatleri yönüyle diğer kurumlardan farklılaştığını ifade eden Yalçın, "Masa başı çalışan memurların durumu ile Milli Eğitim yan yana getirildiğinde ikisinin arasında bir fark söz konusu. Milli Eğitim'de sabahçı öğlenci diye ikili eğitim yapan okullar söz konusu ve öğle araları tam Cuma vakitleri öğrenci mübadelesinin, değişimin olduğu saate denk geliyor." diyerek bunun düzenlemesinin de Milli Eğitim'de yeniden kurgulanması gerektiğini kaydetti.

Yalçın, yeni düzenlemenin kamu görevlilerinin haftalık çalışma süresi olan 40 saatlik süreye göre yapılması gerektiğini belirterek, bu genelgenin TSK'yı da kapsadığını ifade etti.

PKK'ye destek veren sağlık çalışanları

Bölgede yaşanan çatışmalarda bazı sağlık çalışanlarının PKK'lilere destek vermesini de değerlendiren Yalçın, şöyle devam etti: "Kamu görevlilerinin görevi, toplumun huzuruna katkı sağlamak, toplumun bu anlamdaki beklentilerini gerçekleştirmek, devletin verdiği görevleri yerine getirmektir. Yoksa kamu kurumlarında çalışan insanların görevi bir terör örgütüne yardım yataklık yapmakla, kamu imkânlarını transfer edebilmek değildir. Bu anlamda oluşan örnekler konusunda devletin yapması gereken şey bu anlamdaki mevzuat neyse o mevzuatı uygulamakla görevini yerine getirmektir."

Bu ülkede kamu görevlilerinin yaralarının sarılması, mali durumlarının ve ekonomik durumlarının iyileştirilmesi noktasında gayret göstermesi gereken emek örgütlerinin bazı illegal örgütlerin yaralılarını tedavi etmek için seferber olmasının kabul edilemeyecek bir durum olduğunu ifade eden Yalçın, bu tür tavırların sendikacılığa gölge düşürdüğünü söyledi.

Bölgede yaşanan çatışmalardan dolayı eğitimin olumsuz etkilendiğini belirten Yalçın, bölgeden arayan öğretmenlerin kendi hayat standartlarının zorlaşması noktasında şikâyet belirtmek yerine öğrencilerin eğitimden geri kalmasının endişesini taşıdıklarını bunun da sevindirici bir durum olduğunu söyledi. (Ramazan Casuk, Osman Gülebak- İLKHA)