Devlet Su İşleri (DSİ) 10'uncu Bölge Müdürü Ali Gökyel, bu yıl ülke genelinde yaşanan kuraklık nedeniyle içme suyu ve barajlarda Diyarbakır’da bir sıkıntının olmadığını belirtti.
Devlet Su İşleri (DSİ) 10'uncu Bölge Müdürü Ali Gökyel, DSİ misafirhanesinde basın mensuplarıyla kahvaltıda bir araya geldi. Gökyel, bu yıl ülke genelinde yaşanan kuraklık nedeniyle içme suyu ve enerji sağlanan barajlardaki doluluk oranında bir sıkıntı yaşamadıklarını ifade etti.
DSİ 10'uncu Bölge Müdürü Ali Gökyel, kendi sorumluluk alanında bulunan 5 ilde yaptıkları çalışmalar ve Diyarbakır ili yatırımları hakkında bilgilendirmede bulundu.
Toplantıda, yapımı devam eden baraj, sulama kanalları ve içme suyu hatları ile ilgili detaylı bilgi veren Gökyel, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Diyarbakır'da barajlarda bir sıkıntının olmadığını dile getiren Gökyel, “Silvan Projesi kapsamında 8 barajımızın şu anda 4 tanesi tamamlanmış durumdadır. 3 tanenesin ise ihalesi yapılacak. Oradaki 230 bin hektarın projesi tamamen bitmiş vaziyettedir. Onlarda barajın bitmesiyle o sulamaların ihalesi yapılacak. Silvan’da 8 baraj Kral Kızıl'da şu anda devam eden 2 barajımız var.” dedi.
Sulama barajlarında ve göletlerinde sıkıntılarının olduğunu söyleyen Gökyel, “Diyarbakır’daki içme suyu ve barajlarda doluluk oranlarında bir sıkıntı yok. Önceki yılla neredeyse paralel gidiyor. Sulama barajlarında ve göletlerinde bir nebze sıkıntılarımız var. Bunlarda da tedbirlerimizi aldık. Ocak ayında toplantılar yaptık. 11-12'ye yakın sulama birliğinin başkanını çağırdık, toplantıda konuştuk. Suyun ekonomik olarak nasıl kullanılması gerektiğini ele alındı. Tarım politikası belirlediler. Tedbirli gidiyoruz, geçen yıl ne olduysa, bu yıl da aynısıdır. Geçen sene sulama anlamında sıkıntı olan yerlerde tedbirlerimiz devam edecektir. Çiftçileri mağdur etmeyeceğiz. Ufak tefek sıkıntıları da takviyelerle çözeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Büyükşehir Belediyesinin Dicle Vadisi Projesi'nin alt projelerinden biri olan Dicle Nehri Yatak Düzenleme Projesi kapsamıyla ilgili soruları yanıtlayan Gökyel, konuşmasının devam şunları söyledi:
“Dere yataklarında bakanlığımızın da bu yönde doğal hayata kesinlikle müdahale etmiyoruz. Göründüğü haliyle kalacak. Doğal hayat korunacak şekilde tedbirler alıyoruz. Dere yatağı şevlidir. Sadece şevli kısmını yapıp bırakıyoruz. Su samurları ile kaplumbağaların engelleyecek bir şey yapmıyoruz. Biz bunu yapmasaydık ne olurdu diye bakmak lazım. Bu tür dere yataklarında 10 yıl sonra olacak olan taşmanın yarın olmayacağı anlamına gelmez. Türkiye'de anlık yağışlarla taşkınlar oluşuyor. Bunun sonuçlarını Karadeniz ve Hatay’da görüyoruz. Haziran ayında bir yağış olur, bütün köyü alıp götürür. Dicle Nehri çok büyük bir nehirdir. Dicle Nehri'nde böyle bir hesap yapıyoruz. Diyarbakır için Dicle Nehri de nimet gibidir. Dünyada bakıldığı zaman böyle örnekler çok az. Şehrin ortasında bir nehir geçiyor. Bunu değerlendirememişsiniz. Ben bunu böyle görüyorum. Başka ülkelerde de bu tür yerleri hep korumuşlardır. Oradaki akımlar, düzenli akımlardır ama bizdeki akımlar düzenli akım değildir. Bunu düzenli akım haline getirmek için daha da baraj yapmamız lazım ki kontrol altına alabilelim.”
Gökyel, “Dicle Nehri'nin biz yaptığımız hesaplarda yüz yılda ve beş yüz yılda suyu hesaplıyoruz. O su oranını göz önüne alıyoruz. O suyun oraya vereceği ve yayılacağı alanı hesaplıyoruz. Buralara kadar su çıkarsa eğer, yüz ve beş yüz yıldaki alanları düşünüyoruz. Bunu engellemek için de hesaplamalar sürüyor. Onun içerisinde hapsetmeye çalışıyoruz. Feyezan geldiği zaman öyle ön görüyoruz. Çalışmalarımız doğal hayatı bozmayacak şekilde devam ediyoruz. Dere, çöplük değil ne bulurlarsa oraya atılmış, su akar götürür mantığı var. Amacımız bu temizliği yapmak hem de feyaz anında oluşabilecek taşkını önlemek. ” şeklinde konuştu. (Emrah Deniz, Mehmet Çelik-İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Ali Muhyiddin el-Karadaği, Gazze'deki ve diğer yerlerdeki mazlumları korumak ve saldırganlığı durdurmak için İslamiyet öncesi Hazreti Muhammed'in de katıldığı Hilfü'l-Fudul veya 1961'deki Bağlantısızlar Konferansı'na benzer uluslararası bir örgüt kurulması çağrısında bulundu.
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, "Anti siyonizm anti terörizmdir. Siyonizme karşı çıkmak terörizme karşı çıkmaktır, soykırıma karşı çıkmaktır ve yine siyonizme karşı çıkmak (anti siyonizm) insanlığa sahip çıkmaktır, insani değerlere sahip çıkmaktır." dedi.
ABD'li senatör Bernie Sanders, ABD üniversitelerindeki öğrenci ve akademisyenlerin, siyonist vahşete karşı başlattıkları gösterileri "Antisemitizm" olarak nitelendiren Netanyahu'ya videolu yanıt verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Honduras, Namibya, İzlanda, Mozambik, Mauritius, Nepal ve Laos büyükelçilerini kabul etti.