Uygur Araştırma Enstitüsü Başkanı Doç. Dr. Erkin Ekrem, Doğu Türkistan'ın yer altı ve yer üstü kaynaklarının Çin tarafından sömürüldüğünü, insanlarına da zulmedildiğini belirterek İslam ülkelerine Uygurlara sahip çıkması çağrısında bulundu.
Komünist Çin yönetiminin asimile etmeye çalıştığı milyonlarca Uygur Müslümana siyasi baskı ve işkence, akıl almaz boyutlara ulaşarak devam ediyor.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet ve beraberindeki heyet ile birlikte Çin’e bir ziyaret gerçekleştirmelerinin ardından bazı yabancı basın organlarına Çin’in Uygur Müslümanlarına yönelik işkence belgeleri servis edilerek dünya kamuoyuyla paylaşılmıştı.
Komünist Çin'in uyguladığı zulüm ve baskılar neticesinde birçok âlim, aydın, akademisyen ve halkını şehid veren Doğu Türkistan, bunca zulme rağmen inandığı değerlerden vazgeçmeyerek topraklarına sahip çıkma gayretinde.
Uygur Müslümanlarının son durumu ve Komünist Çin’in Doğu Türkistan planları hakkında İLKHA’ya açıklamada bulunan Uygur Araştırma Enstitüsü Başkanı Doç. Dr. Erkin Ekrem, batı dünyasının Doğu Türkistan’a sahip çıktığı kadar İslam aleminin ve Türki cumhuriyetlerin de en az onlar kadar sahiplenmesi gerektiğinin söyledi.
“Soykırımı yapanların cezalandırılması gerekir”
Ekrem, “Birkaç yıl içinde, (2020-2022 arasında) Doğu Türkistan'daki kampların sayısı azalıyor. Azalmanın sebebini hepimiz biliyoruz. Dışarıdan baskılar ve yaptırımlar var. Bazı mahkemeler Doğu Türkistan'daki zulmü bir ırk soykırımı olarak tanımladı. Dolayısıyla Çin'in bu baskısından dolayı Çin hükümeti en azından dışa iyi görünmek için bazı kampları kapattı. Kampta Çinliler, kendi kriterlerine göre olan bazı kimseleri zaten bıraktı. Bir kısmı yaşından dolayı bırakıldı. Ancak kamp tamamen kapanmış değil. Çin, bu sefer biraz milli, biraz dindar olanları da kamptan alıp hapishaneye atıyor. Hala birçok insan kendi akrabasıyla temas kuramıyor. Az bir kesim ancak bağlantısı kurabilmiş. Yani en azından babası, annesi, akrabası ya da kardeşlerinin hayatta olduğunu öğrenen var. Ama hayatta olmayanları öğrenenler de var. Son günde polis dosyası diye bir şey çıktı. Dosyada kampa alınırken çekilmiş 2 bin 800'den fazla fotoğraf çıktı. Bazı arkadaşlar akrabasını orada tanıdı. Bu zulüm henüz devam ediyor. Tamamen kalkmış değil.” dedi.
“Doğu Türkistan'ın her gerçeği zaten kendi başına bir acıdır”
Uluslararası toplumun Çin’in tutumunu ‘soykırım’ diye tanımlamadan önce, Enstitü olarak bir rapor şeklinde bunu ortaya koyduklarını belirten Ekrem, “Bu raporun çok etkisi oldu. Hukuki anlamda buna bir soykırım tanımlaması yapılmasına çok faydası oldu. Doğu Türkistan'daki siyasi-ekonomi, toplumsal yaşam, din, itikat; bunların hepsi bizim araştırma konumuz. İmkanlar olduğu kadar bilimsel metoda uygun olan çalışmaları yapmaya gayret ediyoruz.” şeklinde konuştu.
“Çin şu anda bir Çin İslam'ı uyduruyor”
Uygur Araştırma Enstitüsü Başkanı Doç. Dr. Erkin Ekrem
Ekrem, şunları söyledi:
“Uygurların iki kimliği var. Bunlardan biri de Müslüman kimliğidir. Çin, şu anda bir Ç'in İslam'ı uyduruyor. Yani bir Arap İslam'ı var bir de Çin İslam'ı. Yani İslamiyet'i ikiye böldü. Aslında İslamiyet tektir. Müslüman bin çeşit olabilir. Yani Doğu Türkistanlılara sahip çıkmasa da bu dine karşı, Peygamberimize yapılanlara karşı çıkabilmelidir. Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) ile ilgili film yapıyor. İslam akidemize pek de uygun olmayan birtakım şeyler de var. En azından bunu eleştirebilirler. Tabi bunu Batılılardan çok, İslam dünyasından daha çok bekleriz.”
Çin’in Doğu Türkistan’da zulmü neden?
Çin’in Doğu Türkistan’da yapmış olduğu zulümlerin sebeplerini anlatan Ekrem, “Çin kaynaklarına göre Doğu Türkistan, Orta Asya tüm bu bölgeler daha önce Hunların toprağıydı. Daha sonra 'biz ele geçirdik' diyor. Tarihte birkaç kez Doğu Türkistan'ı işgal etti. Doğu Türkistan, Çinlilerin Batıya çıkış yoludur. Orası onlar için bir kapı ve köprüdür. Petrol ve doğalgaz ortaya çıktığından bu yana Çin’in buraya bakışı değişti. Örneğin Çin piyasasında tüketilen petrol ve doğalgazın yüzde 33'ü Doğu Türkistan'dan temin ediliyor. Yani bu pazar büyük bir pazar. Çin'de tüketilen pamuğun yüzde 90'ı Doğu Türkistan'dan karşılanıyor. Onun yanında Doğu Türkistan, kömür (yüzde 28), altın (yüzde 20’ni üzerinde), uranyum ve buna benzer nadir görünen madenler bakımından zengin bir bölge. Ayrıca son yıllarda Çin’in ‘İpek Yolu’ stratejisi var. Bütün bu sebeplerden dolayı işgal ettiği Doğu Türkistan'da bir zulüm siyaseti yapmakta. Onların derdi bu topraklardır. Dolayısıyla Çin hükümeti açısından 'ölü bir Uygur, en iyi Uygur’dur.” şeklinde konuştu. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Bakan Tekin, "2023-2024 eğitim öğretim yılında, öğrenci taşıma uygulaması ile toplam 1 milyon 146 bin 213 öğrenciye taşıma ve 1 milyon 29 bin 250 öğrenciye de ücretsiz öğle yemeği verilmiştir." dedi.
Sosyal Güvelik Kurumu (SGK), Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin prim borçları hakkında açıklama yaptı. Açıklamada "Kurum olarak amacımız; birikmiş ve sürdürülemez bir seviyeye ulaşan prim borçlarının tahsil edilmesidir." ifadelerine yer verdi.
Dışişleri Bakanlığı, Almanya'nın Duisburg şehrindeki bir ilkokulda saldırıya uğrayan çocuğun durumuyla ilgili açıklama yaptı.
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "Türkiye'nin doğurganlık oranı 1970'lerde 5,1 iken bugün 1,5'e kadar düşmüş durumdadır. Bu hem toplumun geleceğini hem de aile yapısını tehdit etmektedir." dedi