HÜDA PAR, 22 yıldır cezaevinde bulunan 28 Şubat ve FETÖ mağduru Mustafa Demir'e taziye ziyaretinde bulundu.

HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Vedat Turgut beraberindeki bir heyet, 1994 yılından beri İslami hizmetlerinden dolayı cezaevinde bulunan 28 Şubat ve FETö mağduru Mustafa Demir'e taziye ziyaretinde bulundu.

90'lı yıllardaki İslami hizmetlerinden dolayı FETö/PDY'ye mensup polisler tarafından gözaltına alınan ve günlerce işkencelerden geçirilen, yine aynı yapının hâkim ve savcıları tarafından müebbet hapse mahkûm edilen Mustafa Demir'in kanser hastası babası Mehmet Demir vefat etti.

Cezaevinden izinli olarak babasının taziyesine gelen Demir'i HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Vedat Turgut ziyaret etti.

Turgut'a, Diyarbakır İl Başkanı Şeyhmus Tanrıkulu, Kayapınar İlçe Başkanı Mehmet Demir ve parti yönetimi eşlik etti. Taziye yerinde Demir'in yakınları tarafından karşılanan Turgut ve beraberindeki heyet, Hükümlü Mustafa Demir ile görüştü. Demir'in acısına ortak olan Turgut daha sonra taziye yerinden ayrıldı.

Taziye ziyaretinin ardından açıklamalarda bulunan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Vedat Turgut, Diyarbakır İl Başkanı Şeyhmus Tanrıkulu, 28 Şubat ve FETö mağdurlarına yeniden yargılanma yolunun açılmasını istediler.

28 Şubat ve FETö'nü mağduru yüzlerce kişinin cezaevinde olduğunu söyleyen HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Vedat Turgut, "Mustafa Demir kardeşimizin babası vefat etmişti, 3 gün önce taziyesine gelmiştik. Elbette ki şu an bir burukluk var. Düşünün Mustafa kardeşimiz yıllardır cezaevinde kalıyor. Kendisi cezaevindeyken babası vefat ediyor. Onun gibi yüzlerce kardeşimiz anne-babası cezaevindeyken vefat etti. İlk defa Mustafa kardeşimiz gibi birinin taziyeye gelmesine izin verildi." dedi.

"Müslüman mahkûmlara da tekrardan yargılanma yolu açılmalı"

ABD destekli 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türkiye'de birçok şeyin değiştiğini dile getiren Turgut, "Dolayısıyla 28 Şubat ve FETö mağduriyetinden kaynaklı yüzlerce Müslüman cezaevindedir. Bunların şu an bırakılma zamanı gelmiş ve geçmiştir. Zira bu insanlar doksanlı yıllarda Ergenekon ve Jitemvari yapılanmalardan dolayı ya da FETö'nün devlet içerisine sızmış hâkimlerinden dolayı müebbet hapis cezalarına çarptırıldılar. Ergenekon ve Jitem'den yargılanıp, beraat olanları, hatta tazminat verildiğini basından duyduk ve gördük. Dolayısıyla bu Müslüman mahkûmlara da tekrardan yargılanma yolu açılmalıdır. Bunlara ceza veren hâkimlerin birçoğu görevden alınmışsa, bir o kadarı örgüt üyeliğinden cezaevine atılmışsa, dolayısıyla bunların vermiş olduğu kararlarında göz önünden geçirilmesi ve tekrardan yargılanması gerekir. Bunun için hükümet birinci dereceden sorumludur. Bunu yapmadığı halde binlerce insanın eli ahirette yakalarında olur. Dolayısıyla bu vebal büyük bir vebaldir. Bunun ile yüz yüze gelinmek istenmiyorsa bu insanlara tekrardan yargılanma yolunun açılması lazım diye düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.

HÜDA PAR Diyarbakır İl Başkanı Şeyhmus Tanrıkulu ise kamuoyunun hükümetten 28 Şubat ve FETö mağdurlarına yönelik bir düzenleme beklediğini belirtti.

"Bu kardeşlerimiz af istemiyor, böyle bir beklentileri yok, suç işleyenler af ister"

Tanrıkulu, "Uzun yıllardır cezaevinde bulunan Mustafa Demir kardeşimizin babasının taziyesi nedeniyle kendisiyle görüştük. Gönül isterdi ki bu kardeşlerimizle daha güzel ve sevinçli ortamlarda görüşebilelim. Bildiğiniz gibi 28 Şubat ve daha sonraki süreçte özellikle FETö'ye yakın olan ve FETö'den tutuklanıp cezaevine atılan savcı, hâkim ve polislerin kurduğu kumpaslarla yüzlerce dindar insan cezaevinde bulunmaktadır. Bunlarla ilgili olarak kamuoyunda bir beklenti oluşmuş durumdadır. Bu kardeşlerimizin yeniden yargılanmalarının önünün açılması gerekiyor. Bununla ilgili farklı zamanlarda, çeşitli il ve ilçelerde gerekli çalışmalar yapıldı. Gerek Cumhurbaşkanı, Başbakan ve milletvekillerine bu konuyla ilgili talep iletildi. Bu kardeşlerimizi af istemiyor, böyle bir beklentileri yok, suç işleyenler af ister. Bu kardeşlerimizin yeniden yargılanması için hükümetin gerekli düzenlemeyi yapması gerekiyor." dedi. (M. Hüseyin Temel/M. Sıddık Bilge – İLKHA)