Mısır'da, geçtiğimiz hafta idam edilen İhvan mensubu 9 gence yapılan işkenceler, cunta vahşetini ortaya koyarkan gençlerin idamdan önceki sözleri gözleri yaşarttı.
Mısır'da Başsavcı Hişam Berekat'a düzenlenen bombalı saldırıdan sorumlu olduğu bahanesiyle idama mahkum edilen 9 İhvan üyesi genç, Sisi cuntası tarafından şehit edildi.
İdam edilen 9 gençten Mahmud Ahmedi, Ebul Kasım Ahmed Ali ve Ebu Bekir Seyyid Abdulmecid'in mahkemede, kendilerine yapılan işkenceleri anlattığı görüntüler ortaya çıkmış ve yapılan işkenceler cunta vahşetini ortaya koymuştu.
İLKHA, idam edilen gençlerin kısa biyografisi, idamdan önceki sözleri ve yakınlarıyla kurdukları iletişimi derledi. Yapılan derlemeler, idam edilen 9 gencin göz yaşartan dramını ortaya koydu.
Mahmud El Ahmedi:
Ezher Üniversitesi Tercümanlık ve Diller Fakültesi öğrencisi El Ahmedi, Mısır’ın doğusunda bulunan Şarkiyya kentindendi.
Askerden döndükten sonra kardeşi Muhammed’in kaybolduğunu öğrenen Mahmud El Ahmedi, 22 Şubat 2016 tarihinde kayıp başvurusu için gittiği Kahire’deki adliye binasında yanındaki arkadaşı İslam Makkawi ile birlikte gözaltına alındı, ardından tutuklandı.
El Ahmedi, cezaevinde girdikten sonra kardeşi Mahmud’un üç buçuk aydan beri tutuklu olduğunu ve kardeşiyle birlikte başsavcı suikastiyle suçlandıklarını öğrenir. El Ahmedi hakkında idam kararı çıkarken kardeşi Muhammed'in idam kararı ise müebbet hapse çevrilir.
El Ahmedi’nin mahkeme konuşması sosyal medyada yayılmış kendisi ve arkadaşları hakkında ortaya çıkan itiraf videolarının, ağır işkenceler altında alındığını ifade etmişti.
El Ahmedi hakkında kumpaslar ve iftiralarla dolu hazırlanan dosyada; "Kendisinin Mısır ile Filistin arasındaki duvardan atlayarak Gazze’ye geçtiği ve burada İslami direniş hareketi Hamas’tan 9 ay boyunca askeri eğitim aldığı, tekrar duvardan atlayarak Mısır’a geçtiği ve aldığı eğitimle savcı Hişam Berekat’a suikast planlarını hazırladığı" safsataları yer alıyordu.
El Ahmedi’nin, cuntacı mahkeme heyetine bu olayı anlatıp tüm bu olayların gerçekleştiği tarihte kendisinin askerde olduğunu ve savıcının ölüm tarihinden 3 ay sonra terhis ettiğini ve bu bilgilerin hepsinin askeriyeden alınabileceğini ifade etmesine rağmen hakkındaki idam kararı değişmemiştir.
Ebubekir Seyyid Abdulmecid
Mısır’ın doğusunda bulunan Şarkiyya şehrinde ailesi ile birlikte yaşayan 26 yaşındaki Abdulmecid, Zekazik Üniversitesi Makine Mühendisliği son sınıf öğrencisiydi.
Cuntacı mahkemenin verdiği karar ile idam edilenleler arasında bulunan Abdulmecid, idam kararını verilmesinin ardından annesine yazdığı mektupta "Anneciğim idam kararımı duyarsan sakın üzülme ve gevşeme. Allah’ım Hazreti Musa'nın annesine verdiğin sabrı benim annemin kalbine’de nakşet. Rabbim! Tıpkı beni küçükken koruyup yetiştirdikleri gibi sen de onlara acı. Allah’ım bize sabır ver. Allah’ım bize sabır ver. Allah’ım bize sabır ver." diye annesine teslimiyet yüklü ifadeler kullanmıştı.
Abdulmecid, annesine ve babasına gönderdiği mektubun devamında, "Bence insanların en şereflisi ve en sevdiğim annem ve babamdır. Allah’tan tek dileğim sizin dünya ve ahirete hayırlı bir mevkide olmanızdır. Allah’tan dileğim hakkımda çıkan idam kararının hayatınızda olumsuz bir etki yaratmamasıdır." demişti.
Mektubun sonunda ise kendisinin vefatından sonra annesinin üzülmemesi gerektiğini söyleyen Abulmecid, "Her şey Allah katında yazılmıştır ve onun dilediği olur. Allah’ın dileği olan bir şeye üzülmek ne içindir ki annecim? Allah iyilik edenlerin mükafatını zayi etmez ey babacım! Allah’a emanet olun. Hiçbir şeye endişelenmeyin." ifadelerini kullanmıştı.
Ebulkasım Ahmed Ali
23 yaşındaki Ahmed Ali, Ezher Üniversitesi İslami Davet Fakültesi öğrencisiydi. Mısır’ın kuzeyinde bulunan Asvan kentinde oturuyordu. Bir gün eve giderken yolda emniyet güçleri tarafından alıkonularak gözaltına alındı.
Gözaltına alındıktan sonra ağır işkencelere maruz kaldı. Bu nedenle sağ gözünün kör olduğu ve 7 saat boyunca ayaklarından asıldığı belirtildi.
Yaklaşık 15 gün boyunca kendisinden haber alınamadı. Akrabaları, işkence zoruyla çekilen itiraf videolarının televizyonda çıkmasıyla kendisinden haber alabildi.
Kendisine dayatılan suçlamaları kameralar karşısında itiraf etmemesi halinde ailesinin de tutuklanacağı ve öldürüleceği şeklinde tehditlere maruz kaldı.
Ahmed Ali’nin suçsuz olduğunun delili ise annesinin ifadesi ile savcıya gerçekleştirilen suikast sırasında oğlunun kendi memleketi Asvan’da olduğudur.
Ahmed Cemal Hicazi
21 yaşındaki Fen Fakültesi öğrencisi Cemal Hicazi, Mısır’ın doğusunda bulunan Şarkiyya kentindendi.
Oda 9 suçsuz genç gibi emperyalist güçlerin uşaklığını yapan darbeci Sisi ve cuntacı mahkemeler tarafından idam sehpasına gönderildi.
Ahmed Heysem Eddecevi
Ezher Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğrencisi Ahmed Heysem, ailesi ile birlikte Mısır’ın doğusunda bulanan Şarkiyya şehrindendi.
16 Temmuz 2015’te Mısır’ın Medine-t Nasr kentinde arkadaşının evinde gözaltına alınan 25 yaşındaki Ahmed Heysem, gözaltına alındıktan sonra iki ay boyunca kendisinden haber alınamadı. Daha sonra savcıyı öldürdüğü gerekçesi yapılan haberler nedeni ile ailesi, oğullarının yaşadığı haberine ulaştı.
Tutuklandıktan bir yıl sonra hakkında her hangi bir hüküm çıkmayan Ahmed Heysem, sadece idam edilecek mahkûmların bulunduğu Akreb Yüksek Güvenlikli Cezaevine gönderildi.
Annesi, hukukçulara gönderdiği mektupta oğlunu ziyaret etmesinin engellendiğini ve oğlunun o hapishanede çok ağır şartlar altında yaşadığını belirtmiş ve bir an önce kurtarılması için hukukçulardan yardım istemişti.
Yine annesine ait başka bir mektupta şu ifadeler yer alıyordu:
"3 Nisan 2017 tarihinde oğlumu savcılık davası için getirdikleri emniyet müdürlüğünde gördüm. Sağlığı hiç iyi değildi. Kafesin içindeydi. Şekeri ve tansiyonunun düşmesi sebebi ile bitkin bir halde görünüyordu. Bazen baygınlık da geçiriyordu.
Oğlum tek hücreli odada kalıyordu. Şekeri ve tansiyonu düşüyor ve hep baygın kalıyordu. Cezaevi idarecileri onu mahkemeye çıkarana kadar orada baygın kalıyordu. Mahkemeye çıkaracakları gün onu uyandırmak için her türlü yolu deniyorlardı. Uyanmayınca mahkemeye ambulans ile getiriyorlardı."
Oğlunun kendisine gönderdiği mektupta vücudunun her zaman kasıldığını ve kramp girdiğini söyleyen annesi, "Vücudunun sol sinir damarlarından rahatsız olduğu için vücudunun sol tarafını hissetmediğini söylüyordu. Mahkemede oğlumla konuştuğumda bana dedi ki: 'Güvenlik güçleri benden mahkeme bitene kadar rahatsızlığımdan kimseye bahsetmememi istediler." ifadelerini kullandı.
Ahmed Mahrus Abdurrahman
Ezher Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Haberleşme Bölümü öğrencisi olan Abdurrahman, 25 yaşındaydı ve Mısır’ın kuzeyinde bulunan Beni Suveyf kentindendi.
Abdurrahman da diğer arkadaşları gibi kaçırılarak 10 gün boyunca şiddetli işkencelere maruz kaldı. O da savcıya suikast düzenlemek ve öldürmek suçundan yargılanıyor.
Savcılığa verdiği ifadede, kendisinin Mısır’ın Hurdaga kentinde bulunan işyerinden zorla alıkonulduğunu belirtmiş, savcının öldüğü gün kendisinin işyerinde olduğu ve olaya şahit olan iki arkadaşının ismini vererek şahitlik için çağırılmasını istedi. Fakat savcı veya mahkeme bu iki şahsı şahitlik için çağırmadı.
Abdurrahman Süleyman Kahhuş
Bir ilaç şirketi temsilcisi olarak çalışan 26 yaşındaki Süleyman Kahhuş, Mısır’ın Şarkiyya kentindendi.
Jeoloji yüksek lisansını birincilikle bitiren Süleyman Kahhuş, evlilik için hazırlık yapıyordu. İslami hizmetlerde arkadaşları arasında en çalışkanı ve insanlar nazarında en güzel ahlaka sahipti.
Mısır’ın kuzeyinde bulunan Dekahliye kentinde, düğün hazırlığı için nişanlısı ile birlikte damatlık ve gelinlik almak için çıktığı alışveriş sırasında 13 Şubat 2016 tarihinde gözaltına alındı. Gözaltına alındıktan uzun bir süre ailesi kendisinden haber alamadı.
Akrabalarının ifadesine göre; uzun süre gözaltında kalan Kahhuş, gözaltında kaldığı süre boyunca bir çok işkence ve hukuksuzluğa maruz kaldı. İşlemediği suçları üstlenmesi için ölüm ile tehdit edilmesinin yanı sıra çok ağır işkence ve elektriğe alındı. Uzun süre boyunca gözleri kapalı bir şekilde hareket edemeyeceği bir dolabın içine kapatıldı.
Eski savcı Hişam Berekat’ı öldürmek ile suçlanan ve uzun bir süre haber alınamayan Süleyman Kahhuş'un, avukatsız bir şekilde savcı davasından yargılandığı bilgisi mahkemede ortaya çıktı.
Ahmed Muhammed Taha Vahdan
İnşaat mühendisliği yapan 30 yaşındaki Ahmed Taha, Müslüman Kardeşler Teşkilatı Rehberlik Konseyi Başkan Vekili Muhammed Taha’nın oğludur.
Evlendikten beş ay sonra kaçırılarak gözaltına alınan Vahdan'nın, Kahire'nin güneyinde yer alan ve Mısır'ın en sıkı korunan cezaevi olarak bilinen Akreb Yüksek Güvenlikli Cezaevinde tutulduğu öğrenildi.
Geçen hafta idam edilenlerden biri olan Vahdan, hanımının mahkeme salonundaki bir aylık kızı Leyla’yı havaya kaldırdığını gösteren fotoğraflarıyla tanındı.
Mahkemenin başka bir duruşmasında hanımı Rana’nın, kızı Leyla’nın dişinin çıktığını babasına göstermek için dişini işaret ettiği ve kendisinin de kızına elleri ile kalp işareti yaptığı görüntüler de hafızlara kazındı.
Ahmed Taha'nın idam edilmesinden sonra kızı Leyla için kaleme aldığı duygusal mektup, eşi ve kızının duruşmalar sırasındaki fotoğrafları yürek burktu.
Ahmed Taha, iki yıl süren zindan ve işkenceler sonrası idamından önce küçük kızı Leyla’ya şu satırları yazdı: "Babasının sevgilisi, biricik kızım... Şunu iyi bil ki baban hiçbir suç işlemedi. Benim derdim seni korumak ve sana seni koruyacak bir vatan bırakmaktı, büyük bir hapishane değil. Sana son kez sarılamadığım ve o temiz anlından öpemediğim için beni affet. Seni veda ve ayrılıkların olmadığı cennetin kapısında bekleyeceğim. Kıymetlim benim, seni seviyorum…"
İslam Muhammed Makkavi
23 yaşındaki Ezher üniversitesi Eğitim Fakültesi öğrencisi İslam Muhammed, işlemediği suçlardan yargılananlardan biri.
22 Şubat 2016 tarihinde arkadaşı Mahmud El Ahmedi'nin kaybolan kardeşini sormak için geldiği Kahire Adliye Binasında arkadaşı ile birlikte alıkonularak gözaltına alındı.
O da diğer arkadaşları gibi işlemediği suçlarla itham edilerek tutuklandıktan sonra götürüldüğü Emniyet Müdürlüğünde ağır işkencelere maruz kaldı.
Uzun bir süre kendisinden haber alınamayan İslam Muhammed'in, daha sonra askeri bir kampta tutulduğu öğrenildi. Savcı öldürmek bahanesiyle yakalanan İslam Muhammed, savcılıkta işlemleri sırasında avukatına yaşadığı haberini verdi.
Daha sonra Akreb Yüksek Güvenlikli Cezaevine gönderilerek 2016 yılının temmuz ayına kadar ailesi ile görüşülmesine izin verilmedi. (Ahmet Karavil, Hasan Morad- İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Mil-Diyanet Sen Genel Başkanı Celaleddin Gül, okul yönetiminin hakkı olmayan bir şeyi talep etmekle suç işlediğini, ayrıca öğrenciyi rencide edip velisini ise psikolojik baskı altına aldığını bildirdi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, "Söz konusu nüfus sayımında etnik kökene dair veri toplanmamış olsa da yoğun nüfus hareketliliği Iraklı Türkmen ve Arap kesimleri haklı olarak endişeye sevk etmiştir." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Her ne kadar günümüzde enerji arzında bir kriz yaşanmıyorsa da, enerji arz güvenliğinin temini noktasında her zaman hazırlıklı olmak önemlidir." dedi.
İçişleri Bakanlığı, Tunceli ve Ovacık (Tunceli) Belediye Başkanlarının PKK ile bağlantılı suçlardan ceza almaları ve soruşturmaları devam etmesi nedeniyle bu belediyelere ilgili vali ve kaymakamların kayyum olarak atandığını duyurdu.