15 Temmuz Derneği Genel Başkanı Abdurrahman Tarık Şebik, 15 Temmuz’un ne yakından ne uzaktan hiçbir şekilde yerli bir olay olmadığını söyledi.
ABD destekli kanlı 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminin üzerinden bir yıl geçti. O meşum gecenin tanıkları, şahit oldukları katliamı anlatmaya devam ediyor. 248 kişinin şehid olduğu 15 Temmuz gecesinin önemli tanıklarından biri de hiç şüphesiz 15 Temmuz Derneği Genel Başkanı Abdurrahman Tarık Şebik'ti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın baş danışmanları, 15 Temmuz’da şehit olan Erol Olçok’un kardeşi Cevat Olçok ve birçok üst düzey kişinin kuruculuğunu yaptığı 15 Temmuz Derneği Genel Başkanı Abdurrahman Tarık Şebik, o geceyi İlke Haber Ajansı’na (İLKHA) anlattı.
Darbe girişiminin başladığı saatlerde Üsküdar’da olduğunu belirten Şebik, kanlı geceye dair şunları dile getirdi:
"Üsküdarlıyım ve ben o gece Üsküdar’daydım. Saat 20.30'da Kısıklı’daydım. 21.30 trafik olmaya başladı. Tabii televizyonun olduğu bir yerde değiliz. Sohbet ortamındayız. Sonra televizyonu açtık ve ardından kendimizi meydanlarda bulduk. 21.45 gibi Kısıklı’da Altunizade Köprüsü'nün üzerindeyim. Yukarıya doğru Cumhurbaşkanımızın evinin önüne geçmek istiyoruz. Millet Parkı’nın başında polisler yukarıya çıkış vermiyor. Orda bir haykırış var. İnsanlar 'köprüye yürüyelim' diyor. Orada bir kısım insan da diyor ki 'Köprüye yürümeyin, şu anda bir tank çıkmış Cumhurbaşkanımızın evine doğru geliyor; eğer çıkarsak bu tank buraya gelir, bunlar başarılı olur.' Biz bir kalkışmanın olduğunu kulaktan kulağa, konuşa konuşa orada öğreniyoruz. Orada yüzler binler var. O hengâme anını anlatmaya çalışıyorum. Sonra biz bekledik orada, saat 23.00’a kadar. Tank gelir de çıkarsa öyle bir görüntü verilmesin. Cumhurbaşkanı her ne kadar evinde olmasa bile, çünkü Cumhurbaşkanı cumhuru temsil ediyor, milleti temsil ediyor. Dolaysıyla ona yapılmak istenen şey millete yapılmak isteniyor."
"Tanklar aşağı doğru arabaları parçalayarak gidiyor"
Sözlerinin devamında saat 23.00’e kadar Kısıklı’da beklediklerini belirten Şebik, "Neyse ki öğrendik tank durdurulmuş. Sonra dedik ki Boğaziçi Köprüsü'ne gidelim. Saat 23.00’ten sonra oraya doğru yürümeye başladık. Millet telefonlardan Cumhurbaşkanının çağrısını izliyor. O saatle çağrının yapıldığı saat arasında çok fark var meydanlarda." dedikten sonra yaşanan süreci şöyle anlattı:
"Biz Kısıklı’dan köprüye doğru yürüyoruz. Bir defa şunu gördüm; askerin yüzünde bir bakış var. Yani sizin elinize silah veriyorlar. Ve siz bunu millete karşı sıkabiliyorsunuz. Şimdi bu hangi sapık zihnin ürünü. Orada tanklar aşağı doğru arabaları parçalayarak gidiyor. Hatta belli bir zaman sonra bir askeri otobüs gitmeye başladı. Artık orada asker yetersiz miydi bilmiyorum. Önündekine bakmadan nasıl gidiyor, yani kendini kenara atan otobüsten yırtmış oluyor. Otobüsü durdurduk, askerlerin silahları alındı, çekilen çekildi. O anda böyle bir hengâme anı vardı orada."
"Burada millete sıkılan bir kurşun var, milletin göğsüne yöneltilmiş tankın namlusu var"
Şebik, "Ondan sonra biz saat 04.00'e kadar köprüdeydik. Orada ben neyi gördüm; köylüsünden işçisine, patronundan çalışanına, dini, siyasi, parti, mezhep gözetmeksizin herkes orada. Benim normalde bir araya gelmeyeceğim, sosyal ortamı paylaşmayacağım insanlar orada. Kol kola yürüyoruz. Bu haykırışa, bu kahpece isyana, hepimiz isyan ediyoruz. Şimdi burası önemli bir manzara. Burada millete sıkılan bir kurşun var, milletin göğsüne yöneltilmiş tankın namlusu var. Tüm millet burada siper durmuş, göğsünü açmış, buyur demiş." ifadelerini kullandı.
"Türkiye bu hain bir darbe girişimini asla unutmayacak"
"Türkiye o gün asker kıyafeti giymiş ve içeri girmiş hainlerin yapmaya çalıştı darbe girişimini asla unutmayacak." diyen Şebik, "Çünkü bir darbe düşünün ki sivillerin üzerine ateş ediliyor. 15 Temmuz’a bakıyorsunuz ne yakından ne uzaktan hiçbir şekilde yerli bir durum değil. Tek söylenecek bu. Ben Kenan Evren güzellemesi yapacak değilim ama bakıyorsunuz 1980 darbesine profesörler oturuyor kanunlar yazıyor, parlamento kuruluyor senatolar kuruluyor. Yine dışarının aklı olsa da yerli unsurlar vicdanını kaybetmemiş. Orayı güzelleme yapmak istemiyorum. Ama buraya bakıyorsunuz. Siz her şeyinizle satılmış bir beden ve zihin olarak görevinizi yerine getiriyorsunuz." ifadelerini kullandı.
Kan ve acı dolu gecenin sorumlularının gereken cezalara çarptırılmasını beklediklerini ifade eden Şebik, son olarak şunları söyledi:
"Biz 15 Temmuz Derneği olarak, yargıdan beklentimiz, adaletin bir an önce yerine gelmesini ve tecelli etmesidir. Mahkeme başkanlarımızdan, savcılarımızdan, avukatlarımızdan bu süreci yürüten tüm birimlerden, kurumlardan bir defa bu hainlerin en hızlı şekilde ve toplumun bu manada gönlünü zedelemeyecek şekilde cezalandırılmalarını istiyoruz." dedi. (Zeki Aras, Mustafa Bikeç – İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Mil-Diyanet Sen Genel Başkanı Celaleddin Gül, okul yönetiminin hakkı olmayan bir şeyi talep etmekle suç işlediğini, ayrıca öğrenciyi rencide edip velisini ise psikolojik baskı altına aldığını bildirdi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, "Söz konusu nüfus sayımında etnik kökene dair veri toplanmamış olsa da yoğun nüfus hareketliliği Iraklı Türkmen ve Arap kesimleri haklı olarak endişeye sevk etmiştir." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Her ne kadar günümüzde enerji arzında bir kriz yaşanmıyorsa da, enerji arz güvenliğinin temini noktasında her zaman hazırlıklı olmak önemlidir." dedi.
İçişleri Bakanlığı, Tunceli ve Ovacık (Tunceli) Belediye Başkanlarının PKK ile bağlantılı suçlardan ceza almaları ve soruşturmaları devam etmesi nedeniyle bu belediyelere ilgili vali ve kaymakamların kayyum olarak atandığını duyurdu.