Gaziantep'te "Peygamberimiz ve Aile Ahlakı" konulu konferans düzenlendi

Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Akpınar, örnek bir ailenin Peygamberi metotla mümkün olabileceğini belirtti.
Gaziantep İl Müftülüğü Konferans Salonunda düzenlenen seminere katılan Prof. Dr. Akpınar, Günümüz Müslümanlarının Peygamberi örnek almada kendilerini sorgulamaları gerektiğini, boşanmaların artmasının altında yatan sebeplerin de Peygamberin ahlakını hayatımıza yansıtamamaktan kaynaklandığını ifade etti.
"O'nun örnekliği sadece seccadede kalmaz"
Peygamber Efendimizin hayatın her alanında bizler için bir rehber olduğuna vurgu yapan Prof. Akpınar, "O, seccadesinde namaz kılarken Allah'a nasıl samimiyetle ibadet edileceği konusunda bize örneklik sunar. Ama O'nun örnekliği sadece seccadede kalmaz, namazda kalmaz, mescitte kalmaz. O, evinde bir aile reisi nasıl olur, bir baba, bir dede, bir eş, bir ailenin parçası nasıl olur, bu konuda da bizim için örnektir. İş hayatında, ekonomik hayatta da bizim örneğimizdir. En kritik zamanlarda, en zorlu anlarda o bizim örneğimizdir. On bin kişilik bir ordunun başında, Mekke fatihi olarak Mekke'ye gelirken, o devesinin üzerinde bir taraftan Nasr suresini titreyen sesiyle okuyordu, bir taraftan da tevazuundan başını yere eğmiş, mübarek sakalı neredeyse devenin yularına değecek şekilde Mekke'ye giriyordu. Bu bize bir mesajdı. Zaferden zafere koşsanız da şımarmayacaksınız, kibirlenmeyeceksiniz. Tam tersine, O'ndandır, O'nun hikmetindendir, lütfundandır diyerek şükür secdelerine varacaksınız. Müslümanı başkalarından farklı kılan da budur." dedi.
"O'nun ahlakı bütünüyle Kur'an'dır"
Prof. Dr Ali Akyazı
Peygamber Efendimizin yürüyen Kur'an olduğuna değinen Prof. Akpınar, "Sürur anlarında da, işrete, israfa, kibre, gurura götürmez. Sıkıntılarda da 'Hoştur bana senden gelen; ya hılkatu yahut kefen, ya goncagül yahut diken.' demesini bilir. Sınandığını bilir ve yine Allah'ı hatırlar. Sabrederek, 'acayiptir müminin işi; çünkü o hep hayırdadır. Bir nimete ererse şükreder, kazanır. Bir musibetle karşılaşır, sabreder, yine kazanır.' Zaten bütün bunları bize O öğretti. O'ndan öğrendik. (Sallallahu aleyhivessellem). Peygamberin (Sallallahu aleyhivessellem) ahlakı dediğimiz zaman, bugün bazıları ahlakı birkaç kalemle sınırlandırmaya çalışır. Hazreti Aişe annemiz onun ahlakını tanımlarken 'Onun ahlakı Kur'an'dı.' demiştir. Onun ahlakı bütünüyle Kur'an'dır. Kur'an'da ne varsa o, yürüyen Kur'an'dır, yaşayan Kur'an'dır. Ahlak sadece dürüstlükten ibaret değildir. Elbette dürüstlük ahlaktır, namuslu olmak ahlaktır. Ama Kur'an namazla ilgili ayetlerle doludur; o halde namaz kılmak da ahlaktır. Cömert olmak, infak etmek de ahlaktır. Çünkü Kur'an infakla ilgili ayetlerle doludur. Zinadan, kumardan, alkolden, uyuşturucudan uzak durmak da ahlaktır. Çünkü Kur'an, bu yasaklarla ilgili ayetlerle doludur. Onun için o bizim ahlakta da önderimizdir." ifadelerini kullandı.
"Biz Peygamberi (Sallallahu aleyhivessellem) tanıyor muyuz?"
Peygamberi tanımanın O'nun yolundan, izinden gitmek olduğunun altını çizen Prof. Akpınar, "Bu sene 'aile yılı' olması sebebiyle onun aile hayatındaki örnekliği biraz daha öne çıkarılacaktır. Peki, biz Peygamberi (Sallallahu aleyhivessellem) tanıyor muyuz? Eğer tanımak sadece 571'de Mekke'de doğdu, 632'de Medine'de vefat etti, kabri Medine'dedir, annesi Amine, babası Abdullah, dedesi Abdülmuttalib, amcaları Hazreti Hamza, Hazreti Abbas, ilk eşi Hazreti Hatice, eşi Hazreti Aişe, kızı Hazreti Fatıma, torunları Hasan ve Hüseyin' bilgisinden ibaretse, bunu 4-6 yaş grubu çocuklarımız da ezbere söyleyebiliyor. Ama ümmeti Muhammed olarak bize verilen ömür sermayesinin içinde biz Peygamber Aleyhisselamı ne kadar tanıyoruz? Bu soruyu kendimize sorup tekrar tekrar okumalı, bir siyer kitabı yahut İslam tarihi kitabıyla Peygamberimiz hakkında doğru bilgiler edinmeliyiz." şeklinde konuştu.
"Aile toplumun temelidir"
Ailelrin İslami şuurla kurulması gerektiğine değinen Prof. Akpınar, "Ailelerimizin sağlam ve meşru temeller üzerine kurulması gerekir. Peygamberin aile örnekliğinde bunu görüyoruz, bunu öğreniyoruz. İslam ailesinin bir şiarı vardır: 'Allah'ın emri, Peygamberin kavliyle' kurulur aile yuvalarımız. Ama bu sadece söylemde kalmamalıdır. Gerçekten Allah'ın emrine ve Peygamberin sünnetine uygun bir aile yuvası olmalıdır. Kur'an-ı Kerim hayat kitabımızdır. Kimlerin kimlerle hangi şartlarda evleneceğini anlatan ayetlerle doludur. Demek ki aile, Allah'ın emridir. Aile yuvasının temeli ilk insanla cennette atılmıştır. Hazreti Adem ve Havva'ya 'Sen ve eşin cennete yerleşin' denilmiştir. Böylece ilk aile cennette kurulmuş, dünyada sınav için geldiklerinde insanlığın varlığı yine aileyle devam etmiştir." dedi.
"Aile yuvalarımız Allah'ın emri, Peygamberin kavliyle kurulur"
Evliliğin önemine değinen Prof. Akpınar, "Peygamberimizde (Sallallahu aleyhivessellem) şöyle buyurmuştur, 'Nikah benim sünnetimdir. Kim sünnetimden yüz çevirirse benden değildir.' Evliliği zorlaştıranlar, evliliği öteleyenler yüzünden evlilik yaşı gittikçe yükseliyor ve insanlar evlilikten korkar hale geliyor. Halbuki aile yuvalarımız Allah'ın emri, Peygamberin kavliyle kurulmuştur. Evlilik, Cennet'te temeli atılan bir yuvanın adıdır. Dünyada devam edeceği gibi ahirette de devam edecektir. Cenab-ı Hak, 'Onları, eşlerini, zürriyetlerini beraberce cennette ağırlayacağız.' buyurur. Biz evliliği böyle görüyoruz. Nikah, İslam hukukuna göre hem akittir hem de ibadettir. Kur'an-ı Kerim'de nikahla ilgili ayetlerde 'nikah sağlam bir sözleşme, sağlam bir akittir.' diye geçer. Bugün toplumda bazı problemler vardır ama emin olun ki bu problemlerin sorumlusu İslam değildir. Bizim yanlış yaşantılarımız, eksikliklerimizdir. Ne olur bu noktada Allah ve Resulünü hatırlayalım. Allah ve Resulünün ölçülerine, ilkelerine dönelim. İşte o zaman aile yuvasının önemini kavramış oluruz. Nikahın bir ibadet olduğunun farkına varırız. Ve bu ibadeti bozmadan Allah'ın huzuruna götürmenin gayreti içinde oluruz." ifadelerini kullandı.
"Karanlık yerini nura bıraktı, zulüm yerini adalete bıraktı"
Gaziantep İl Müftüsü Hüseyin Hazırlar
Günün anlam ve önemine dair konuşan Gaziantep İşl Müftüsü Hüseyin Hazırlar, "Bu yıl Resûl-i Ekrem'in (Aleyhissalatu vessellem) veladetinin 1500'üncü yıldönümünü kutluyoruz. Ona sonsuz salat ve selam olsun. 1500 yıl değil, 1500 asır geçse de onun insanlığa takdim ettiği ilkeler, insanlığa hayat veren o merhamet verici mesajlar, insanlığın ufkunu aydınlatan o mesajlar, hala tazeliğini koruyan, hala insanlığın aradığı muhteşem mesajlar. Cenab-ı Hak kıyamet sabahına kadar onun yolundan, onun izinden bizleri ayırmasın. Resulü Ekrem'in veladetiyle cehalet yerini aydınlığa bıraktı, karanlık yerini nura bıraktı, zulüm yerini adalete bıraktı ve aslında onun gelişiyle kadın saygı ve onurlu bir varlık olduğunu öğrendi. Çocuklar gülmeyi, sevinmeyi onunla bildi. Gençler de onunla neşe buldu. Yaşlılar saygıyı, hürmeti Allah Resulü ile öğrendi. Dolayısıyla Efendimizin (Aleyhisselatu vessellem) örnekliği çağı için ne kadar önemliyse kıyamet sabahına kadar gelen bütün insanlar için önemlidir." şeklinde konuştu. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Gaziantep Şehitkamil ilçe Müftüsü Abdullah Bekiroğlu, 4-6 yaş grubuna yönelik verilen eğitimlerin önemine değinerek çocukların gelişimine katkısını vurguladı.
Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed'in dünyayı teşriflerinin Müslümanlar tarafından Kur'an-ı Kerim okumak, salavatlar getirmek ve dua etmek gibi ibadetler ile değerlendirildiği Mevlid Kandili, bugün idrak edilecek.
Hazreti Peygamberin dünyaya teşriflerinin 1.500'üncü yıldönümünün özel bir anlam taşıdığını belirten Malatya İl Müftüsü Ramazan Dolu, Mevlid-i Nebi etkinliklerinin 2025-2026 dönemi boyunca ana temasının aile olacağını söyledi.