Fetva Kurulu, "nezrin" gönül hoşnutluğuyla verilen "şükür sadakasıyla" bir tutulamayacağını, bu bakımdan İslam'ın teşvik etmediği bu davranıştan uzak durulmasının daha evla olduğunu belirtti.
İTTİHADUL ULEMA Fetva Kurulu, "Peygamber Efendimiz nezretmeyi neden uygun görmemiştir?" sorusuna yanıt verdi.
Fetvada, şu ifadelere yer verildi.
"İslam, herhangi bir sebep için nezretmeyi teşvik etmez. Bunun yerine şükür için sadaka vermeyi tavsiye eder. Eğer bir kimsenin Allah'u Teâlâ'dan herhangi bir isteği varsa ve bu istek yerine gelirse şükür niyetiyle sadaka vermesi, 'Ya Rabbi, şu talebim yerine gelirse şu hayırda ya da bu ibadette bulunacağım.' demesinden çok daha hayırlıdır.
Ebu Hureyre'den (radiyallahu anh) rivayet edildiğine göre Efendimiz (aleyhissalatu vesselam) şöyle buyurmuştur:
'Nezir, âdemoğluna, Allah'ın kendisine takdir etmediği hiçbir şeyi yakınlaştırmaz. Ancak nezir, kadere muvafık olur. Nezir sayesinde, cimrinin kendi arzusu ile çıkarmak istemediği, cimriden çıkarılır. (Müslim).'
Hadiste de geçtiği üzere nezir gönülsüz ve karşılıklı vermek demektir. Dolayısıyla gönül hoşnutluğuyla verilen 'şükür sadakasıyla' bir tutulamaz. Bu bakımdan İslam'ın teşvik etmediği bu davranıştan uzak durmak daha evladır." (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Ramazan ayında yerine getirilen başta farz namazlar olmak üzere oruç, zekât, sadaka ve sünnet ibadetlerin Ramazan ayı sonrasında da devam ettirilmesi çağrısında bulunan Molla Abdulkuddüs Yalçın, farz ve sünnet ibadetlerin Ramazan ayıyla sınırlı olmadığını hatırlattı.
Fetva Kurulu "Hastalık ve seferilik durumunun devam etmesi nedeniyle kaza imkânı bulamadan vefat edenlerden oruç sorumluluğu düşer. Bu kimseler için herhangi bir şey yapılmaz." diye belirtti.
Fetva Kurulu, kazayı geciktirmenin caiz olmadığını, mazeret olmaksızın geciktirilirse ve üzerinden bir sene geçerse Şafiî mezhebine göre hem fidye verilmesi hem de kazasının yapılması gerektiğini belirtti.
Fetva Kurulu "Kasıtlı olarak tutulmayan oruçların kazasını geciktirmek haramdır. Bu sebeple böylelerinin sünnet orucu tutmaları caiz değildir." diye belirtti.