Tarihi Ulu Camide mukabele geleneği devam ediyor

Mardin'in en önemli ve en eski mabetlerinden olan, tarihi 12’nci yüzyıla dayanan Ulu Camii’nde Ramazan ayına özel mukabele geleneği sürüyor.
Üstündeki yazıta göre 1176 yılında Artuklu Sultanı Kutbettin İlgazi zamanında inşa edilip 9 asra yakın ayakta olan Mardin Ulu Camii'nde mukabele heyecanı devam ediyor.
Artuklu Dönemi mimari özelliklerini taşıyan, dilimli kubbesi ve minaresiyle şehrin sembolü olan Ulu Camii'nde yıllardır Ramazan ayına özel mukabele geleneği aralıksız sürdürülüyor.
Ramazan ayının başlamasıyla birlikte Mardin’deki tüm camilerde olduğu gibi Ulu Camii’de de mukabele geleneği sürdürülüyor. Ancak caminin konumu itibariyle esnaf yoğunluğunun fazla olması ve yerleşik nüfusun az olması nedeniyle katılım düşük seviyede kalıyor.
Mardin Ulu Cami İmamı Süleyman Demir, mukabeleye katılımın az olmasına rağmen geleneği devam ettirmeye kararlı olduklarını vurguladı.
Demir "Bütün İslam âleminin Ramazan ayı mübarek olsun. Yüce Allah bu ayın sonunda cehennem ateşinden azat edilmişlerden eylesin. Malum olduğu üzere mukabele Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi vesellem)'den başlayarak günümüze kadar süregelen Müslümanların Ramazan geleneğidir. Dünyanın birçok yerinde devam ettiği gibi Mardin Ulu Camii'nde de devam ediyor. Daha önce hafızlar tarafından mukabele okunuyordu. Yukarı Mardin tarafı nüfusu azalınca haliyle mukabeleye katılım da az oluyor. Her şartta bu geleneği devam ettirmeye çalışıyoruz. Mardin’de hafızların mukabele okuduğu birkaç cami var.” şeklinde konuştu.
Mukabeleye yoğunluğun az olmasının nedenini belirten Demir “Tarihi Ulu Camiin’de mukabeleye yoğunluğun fazla olmamasının nedeni caminin komşularının çoğunlukla esnaf olmasındandır. Namazın ardından esnaf kendi işine gitmek zorunda kalıyor. Bununla beraber caminin bulunduğu mahalle 450 nüfuslu. Ulu cami dışında 500 metrekare alanı içinde 7 cami daha var. Dolayısıyla cami cemaati farklı camilere dağıldığından yoğunluk az oluyor. Öğlen ve ikindi olmak üzere yarımşar cüz okuyoruz. Mardin’deki tüm camilerde bu geçerlidir. Kırsal mahalle ve köylerde belirlenen bir vakitte bir cüz okunuyor. Tarihi camimizde çok şükür bugüne kadar mukabele geleneğini aksatmadık.” ifadelerini kaydetti. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Fetva Kurulu, "Anne karnında olan ceninin fıtır sadakası veliye vacip değildir." diye belirtti.
Kur'an Nesli Platformu, Ramazan ayında Kur'an'a olan sevgiyi ve bağlılığı daha da artırmak amacıyla "Kur'an Ziyafeti" programı düzenliyor. Dünyaca ünlü Kur'an karîlerinin katılımıyla düzenlenecek programa tüm halk davet edildi.
Halk arasında fitre olarak bilinen fıtır sadakası, Ramazan Bayramı'na ulaşmanın bir şükrü olarak kabul edilir. Kişi dinen zengin sayılanlara, usûlüne (anne, baba, dedeler ve nineler), fürûuna (çocuk ve torunlar) ve eşine fıtır sadakası veremez.
Fetva Kurulu, "Zekât olarak verilecek miktar fazlaysa Şafiî mezhebinin 'eşit dağıtım' ile ilgili görüşlerine tabi olmak daha evladır." diye belirtti.