Elazığ'da dünya mustazafları anıldı

Elazığ'da Bilge Der tarafından “Dünya Mustazaflar Haftası” münasebetiyle düzenlenen programda, Kürtlerin tarih boyunca müstekbirlerin zulümlerine maruz kalan yeryüzünün musatazafları olduğu vurgulandı.
Elazığ'da faaliyet gösteren Bilge Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği (Bilge Der), "Dünya Mustazaflar Haftası" münasebetiyle bir program düzenledi.
Kur'an tilavetiyle başlayan program sinevizyon gösterimi ve Grup Kervan'ın seslendirdiği ilahilerle devam etti. Program yapılan konuşmanın ardından Molla Zeki Dinç hocanın yaptığı dua ile son buldu.
Programa konuşmacı olarak katılan Hasan Şahin, Ümmetin yetimleri, ümmetin mazlumları ve ümmetin mahrumlarının Kürtler olduğunu ifade ederek, Oysaki İslam'ı kabul ettikten sonra İslam'a en çok bağlı kalan kavim Kürtlerdir. 1071'lerde Alparslan Anadolu sınırlarına dayandığı zaman Molla Yahya Munzur 10 bin kişilik ordusuyla Anadolu'yu sırf İslamileştirme amacıyla Alparslan'a destek verdi ve Alparslan Anadolu'ya girdi." dedi.
"Kürtler ümmet anlayışına sahiptir"
Şeyh Mahmud Berzenci'nin Sevr antlaşmasını eline aldığında yırtarak İngilizlerin yüzüne fırlattığını belirten Şahin, şöyle devam etti: "Bu şu anlama gelir, 'Sizin çizdiğiniz sınırları biz kabul etmiyoruz. Çünkü biz ümmet bilincine sahip bir topluluğuz.' Ama İran coğrafyasında Şahlık döneminin, Irak coğrafyasında Saddam'ın, Türkiye coğrafyasında resmi ideolojinin anlayışı, Suriye'de Esed'in zulmü hep Kürtlerin üzerine patladı. 1980'de İran ile Irak arasında şu veya bu sebeplerle tabi batılı güçlerin de devreye girmesiyle bir savaş çıkar. Bu savaşta yine faturayı Müslüman Kürtler öder. 16 Mart 1988'de savaşın sonlarına doğru Halepçe'de Müslüman Kürt halkının üzerine hala etkisi süren kimyasal bombalar atıldı. 20 bine yakın insan katledildi ve on binlercesi sakat kaldı. Bu gün de bu coğrafyada 2000'li yılları yaşayan herkes bilir. Ne katliamlar yapıldığını ne zulüm yapıldığını şuanda yüzlerce Müslüman cezaevlerinde yüzlercesi hicrettedir."
Mustazaf ve Müstekbir kavramları üzerinde duran Şahn, "Mustazaf, zaafa uğramış, ezilen, özgürlüğü elinden alınan, haksızlığa uğratılan, hakkı gasp edilen. Kendisine fıtrattan verilen ve ya dünyada elde etmiş olduğu hakkı elinden alınan kişi demek. Müstekbir ise zorba, diktatör, hak gaspını elinde tutan despot kişi demektir. Bu iki kavram Hz. Adem ile şeytan arasındaki olaylardan, Habil ile Kabil ile devam eden ezen ve ezilen iki sınıfın ortaya çıkışıyla devam ede gelmiştir. Dünyada gelişen tüm çatışmaların özünde bu iki kavram vardır." dedi. (Yasin Kavaklı/Emre Sezer - İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Tokat’ın Pazar ilçesine bağlı Ballıca Köyü’nde bulunan ve yaklaşık 3,5 milyon yıl önce oluştuğu tahmin edilen Ballıca Mağarası, hem tarihi hem de doğal güzellikleriyle Türkiye’nin en önemli turizm merkezlerinden biri olma özelliğini taşıyor.
Binlerce yıllık tarihiyle sadece kültür, sanat ve edebiyatın değil, aynı zamanda yöresel mutfağın da merkezi olmaya devam eden, Hz. Nuh’un şehri Cizre, mutfağın en özel tatlılarından biri olan Cizre Bırınczer ile hem tarihi geçmişi hem de benzersiz lezzetiyle sofraların vazgeçilmezi durumunda
Kütahya’daki Tavşanlı Höyük kazılarında, 4 bin 500 yıl öncesine ait mermer, kemik ve topraktan yapılmış idoller bulundu. Buluntular Tunç Çağı'na ışık tutuyor.
12 bin yıllık geçmişe sahip Hasankeyf'teki Şaab Vadisi ve Küçük Saray, tarihi dokusu ve doğal güzellikleriyle ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.