Diyarbakır Tarih ve Kültürel Değerleri Koruma ve Tanıtma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı, geçmiş medeniyetlerin inşası olan kültürel değerlere sahip çıkılmadığını vurguladı.

Diyarbakır Tarih ve Kültürel Değerleri Koruma ve Tanıtma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Eyyüp Karakaş, tarihin her döneminde büyük uygarlıkların, kültürel ve ekonomik hareketlerin merkezi olarak kabul edilen Diyarbakır'ın kültürel mirasının durumuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Kentin, birbirini izleyen yaklaşık 26 değişik uygarlığa beşiklik ettiğini dile getiren Karakaş, geçmiş medeniyetlerin inşası olan kültürel değerlere sahip çıkılmadığını vurguladı.

Tarihi eserlerin sergilenmesinin maddi ve manevi anlamda şehre büyük katkılar sunacağına değinen Karakaş, "Diyarbakır'ımızın surları, hanları, hamamları, evleri, köşkleri, kiliseleri ve çeşmeleri var. Beklentimiz, bunların hızlı bir şekilde restorasyonunun yapılıp halka açılmasıdır. Çünkü bunlar geçmişimizi simgeleyen şeylerdir. Eserler, geçmişte iman gücüyle yapıldı. Bu eserleri sergileyebilme imkânı bulursak Diyarbakır'ımıza ve ülkemize büyük katkılar sunulacaktır." dedi.

Sahabeler diyarı Diyarbakır'ın geçmişte karpuzla tanıtılıp, şimdilerde de şiddet olaylarıyla anılmasının kendilerini üzdüğünü ifade eden Karakaş, şunları söyledi:

"Hakkari'de, Van'da olan bir olayın Diyarbakır'da gösterilmesi, bu kentin kamuoyunda terör şehriymiş gibi gösterilmesi bizi korkunç derecede rahatsız ediyor. Eğer kültürel miras muhafaza edilmiş olsaydı ilimiz bu halde olmazdı. Eserlerimiz yıkık vaziyette olmazdı. Ne tarihi taşlarımıza ne de kültürel mirasımıza sahiplik yapabildik."

Son dönemde yaşanan çatışmaların Diyarbakır'ın kültürel varlığını olumsuz yönde etkilediğine dikkat çeken Karakaş, Sur'da bulunan tarihi Kurşunlu Camii gibi eserlerin bir an önce onarılması gerektiğini kaydetti.

"Kültürümüze sahip çıkabilmek için çaba sarf etmeliyiz"

Söz konusu kültürel eserlerin korunması amacıyla kentteki yetkililerin bir araya gelip, çalışmalar yapmalarının önemli olduğunu vurgulayan Karakaş, "Kültürümüzün ne olduğunu hem kendimize hem halkımıza anlatıp, burayı sahiplenmemiz lazım. Maalesef şu ana kadar bir organize boşluğu vardı. İl Kültür Müdürlüğü ve sivil toplum kuruluşları bir araya gelip, şehrimizin güzelliklerini dillendirecek imkâna sahip olmadı. Umarım bu saatten sonra hepimiz şehrimize daha güzel şeyler yapabilmek ve kültürümüze sahip çıkabilmek için çaba sarf ederiz." şeklinde konuştu. (Hamza Adiyaman-İLKHA)