​Adıyaman Müftüsü Mehmet Taşçı, Mevlid Kandili dolayısıyla düzenlenen programda yaptığı konuşmada, Allah'ın bahşettiği hayatın ancak Hazreti Muhammed ile yaşanması halinde bir anlamının olabileceğini söyledi.

Adıyaman Müftülüğü, Hazreti Muhammed'in dünyaya teşriflerinin 1447’nci sene-i devriyesi münasebetiyle tüm İslam âleminde idrak edilen Mevlid Kandili dolayısıyla merkez Ulu Camii'nde bir program düzenlendi.

Düzenlenen programda Adıyaman Müftüsü Mehmet Taşçı, cemaate hitaben bir konuşma yaptı. Mevlid Kandili gibi önemli gün ve gecelerin unutulanları hatırlatmak, terk edilenleri yeniden kazanmaya vesile olduğunu belirten Taşçı, toplumun her bir bireyinin mutlu olması ve hayatında başarılı olabilesi için Allah Resulünün hayatını kendisine örnek alması gerektiğini vurguladı.

Taşçı,  "Zira Allah'ın bize bahşettiği bu hayat Resulullah ile beraber yaşanırsa bir anlamı olur. Allah bu hayatı bize o güzeller güzeli ile el ele, kol kola, diz dize, göz göze yaşamak için vermiştir. 'Vallahi muhakkak Allah resulünde sizler için güzel örnekler vardır.' Ne demek bu? Kaliteli bir hayat yaşamak istiyorsanız O’nun örnekliğinden faydalanacaksınız." dedi.

Allah Resulünü tanıyan, O’nun hayatından haberdar olan insanların kötü insanlar olamayacağını, hayatlarını daima güzellikler ile geçireceğini söyleyen Taşçı, "Onun rahle-i tedrisatından geçen, onun ab-ı hayatından içmiş, bir şekilde onunla yolu kesişen kalitesiz birini duydunuz mu? 'Bu da bir işe yaramaz' diyebileceğiniz birini duydunuz mu? O’nun ile beraber olanlar kaliteyi bulmuşlardır, huzura kavuşmuşlar, mutlu olmuşlardır. Dünyaya barış ve adaleti hâkim kılmışlardır. Biz O’na muhtacız." ifadelerini kullandı.

"Sünnet olmadan Müslüman olunmaz"

Günümüzde Hazreti Peygamber'in sünnetini gereksiz gören fikirlerin olduğunu ancak bu fikirlerin yanlış olduğunun altını çizen Taşçı, Hazreti Muhammed olmadan hayatın anlaşılamayacağını dile getirerek şöyle devam etti: "Peygamber olmasa da olur. Peygamber postacı, sünnete gerek yok' gibi ifadeler bu asrın hastalıklarıdır. Bizim ecdadımız böyle değildi. Bakın, peygambersiz Müslüman olmaz, sünnet olmadan Müslümanlık olmaz, işin içinden çıkamazsınız. Cenab-ı Allah diyor ki ‘Habibim! Rabbine yemin olsun ki o emrin altındaki ashabın ve kıyamete kadar gelecek olan Müslümanlar aralarında çıkan çekişmelerden, tartışmalarda seni hakem tayin etmedikçe -kıyamete kadar Müslümanın hakemi Resullah olacak- seni hakem tayin ettikten sonra da senin vereceğin karara kalben ve gönülden teslim olmadıkça, kabul etmedikçe Rabbine yemin olsun ki onlar Mümin olamazlar.' Ne ile uğraştığımızı görüyor musunuz? Bu kandiller, gün ve geceler bizim aslımıza rücu etmemiz için birer vesiledir. Unuttuğumuz, unutmaya yüz tuttuğumuz Peygamber Efendimiz ve hayatı O’nun sünneti ve yolunu yeniden hayatımıza ilmek ilmek dokuyabilmemize vesile vasıtaları ve hatırlatıcılarıdır." diye konuştu.

Bazı sahabelerin pusuya düşürülerek şehid edildiği Reci Vakasını (Bi’rimaûne Faciası) anlatan Taşçı, "Biz de aslında bazen Kur'an ile menfaatlerimiz arasında tercihe zorlanıyoruz. Ve tercihlerimizi yanlış tarafa yapıyoruz. Biz de günümüzde Resulullah ile makamımız, menfaatimiz, çıkarlarımız, rantlarımız ile tercih yapmak zorunda kaldığımız zaman tercihimizi yanlış yapıyoruz. Bir an Hazreti Hubeyb'in yerinde biz olsak acaba ne diyeceğiz? Ne filmler düşüneceğiz oradan kurtulmak için. 'Bir evet desem ne olur' gibi bir şeyler düşünebiliyoruz. Nasıl oyunlar aklımıza geliyor? Hazreti Hubeyb bir saniye bile düşünmeden Allah Resulü kendi nefsine tercih etmiştir." şeklinde konuştu.

Kandil programı okunan Mevlid-i Şerif, ilahiler ve yapılan dua ile son buldu. Namaz sonrasında camiye gelen cemaate ikramlarda bulunuldu. (Cemil Özdaş- İLKHA)