Şanlıurfa’da düzenlenen “Hazreti Peygamberi Anlama ve Sünnetini Yaşama” programında konuşan Doğruhaber Gazetesi Yazarı Mehmet Yavuz, Hazreti Muhammed’in düzeninin hakim olduğu bir toplumda emniyetsizliğin ve güvensizliğin olamayacağını söyledi.
Peygamber Sevdalıları Platformu Şanlıurfa İl Koordinatörlüğü tarafından GAP Arena'da (Şehir Stadyumu) düzenlenen “Hazreti Peygamberi Anlama ve Sünnetini Yaşama” etkinliğinde konuşan Doğruhaber Gazetesi Yazarı Mehmet Yavuz, Hazreti Muhammed’in hayatından kesitler sunarak önemli açıklamalarda bulundu.
Peygamberin ve onun getirmiş olduğu düzenin, mevcut düzenin bizatihi kendisi olmayana kadar adaletsizliğin, emniyetsizliğin ve huzursuzluğun bu memleketi kasıp kavuracağının altını çizen Yavuz, Hazreti Muhammed’in, hayatın ve toplumun kendisine vurulmuş helal bir damga olduğunu vurguladı.
Toplumun ve İslam coğrafyasının huzursuzluk içerisinde olduğuna dikkat çeken Yavuz, bu huzursuzluğun kaynağında Hazreti Muhammed’in düzeninden uzak kalmak olduğunu söyledi.
Suriye’de yaşanan zulümlere de değinen Yavuz, ABD ve şer ittifakının Suriye’ye yaptığı hava saldırısına atıfta bulunarak, Müslümanların başına canı sıkılan her zalimin bomba yağdırdığına dikkati çekti.
Zulüm dolu kararların verildiğini bundan dolayı mazlumların feryat ettiğini, zalimlerin ise kendilerini kurtarabildiğini söyleyen Yavuz, “Kuşkusuz bizler Hazreti Muhammed’i seviyoruz. Ama ne hazindir ki, toplumumuz, komşularımız ve topyekûn bir İslam coğrafyası huzursuzluk içerisinde. O zaman burada bir terslik var. Allah, ‘Peygamberi severseniz huzur bulursunuz.’ diyor, bizim ise huzurumuz kaç zamandır kaybolmuş. Huzura hasret kalmışız. Emniyet kalmamış, insanlar birbirlerine güvenmiyor. Devlet vatandaşlarına suçlu gözüyle bakıyor. Vatandaş devlete ve devleti idare edenlere güvenmiyor. Tüccar, müşteri, esnaf birbirlerine güvenmiyor. Amir memuruna, memur ise amirine güvenmiyor. Eskiden evimizin anahtarını birbirimize teslim ettiğimiz komşularımızla, birbirine güvenmeyen bir toplum haline geldik. Maalesef aile içerisinde baba evlatlarına, evlatlar ise artık babalarına güvenmemeye başlamışlar. Peki, hem Peygamberi seviyoruz hem de bu huzursuzluğun kaynağı nedir, adalete bakıyoruz maalesef zulüm dolu kararların uygulandığını görüyoruz. Mazlumlar feryat ediyor, zalimler ise bir şekilde kendilerini kurtarabiliyorlar.” dedi.
“Muhammedi düzeninin hâkim olduğu bir toplum düzeninde, emniyetsizlik ve güvensizlik olmaz”
Şehirlerin her tarafında mobese kameraları olmasına rağmen suç oranlarının her geçen gün yükseldiğini söyleyen Yavuz, “Yanı başımızda Suriye’de bir ateş var. Müslümanların başına canı sıkılan her zalim bomba yağdırıyor. Bazen Amerika’sı, bazen Rusya’sı, bazen de Suriye’deki zalimin bizatihi kendisi. Peki, bu yanlışlık nereden kaynaklanıyor onun sebepleri üzerinde duralım. Muhammedi düzeninin hâkim olduğu bir toplum düzeninde, emniyetsizlik ve güvensizlik olmaz. Şehirlerimizin her tarafında kameralar olmasına rağmen suç oranları her geçen gün yükseliyor. Her gün bu toplum felakete doğru gidiyor. Çünkü yeni yetişen bu nesil bizim çocuklarımız olmaktan çıkıyor. Kimin çocukları oluyor biliyor musunuz? Biz Muhammed (SAV)’i ve onun getirdiği düzeni çocuklarımıza içirmediği için ilkokullarda, ortaokullarda, liselerde, üniversitelerde, kampüslerde ve askeri kışlalarda evlatlarımıza içirmediğimiz için bakın neler oluyor. 12 bin kilometre uzaktan yeryüzünün şeytanları bir tıkla çocuklarımızın nasıl giyineceklerine, nasıl besleneceklerine, nasıl düşüneceklerine karar veriyor. Şanlıurfa’da şeytanların tuzağına kapılan gençlerle Ankara’da bu tuzağa düşen gençler arasında fark yok. Hakkâri’de, İstanbul’da, Edirne’de, Yozgat’ta, Konya’da birbirlerinden bir farkları kalmamış.” ifadelerini kullandı.
“Muhammed Aleyhisselam hayatın ve toplumun kendisine vurulmuş helal bir damgadır”
Peygamberin ve onun getirmiş olduğu düzenin, mevcut düzenin bizatihi kendisi olmayana kadar adalette, emniyette, huzursuzlukta bu memleketi kasıp kavuracağının altını çizen Yavuz, “Biz Hazreti Muhammed (AS)’ı kalbimizden çıkararak onun sevgisini ve düzenini; devlete, adalete, emniyete, ticarete ve hayata hâkim kılmamız gerekiyor. Peygamberi sevmekle sadece bu sorunlar hal olunmuyor. Demek ki en büyük eksiklik budur. Muhammed Aleyhisselam ve onun getirmiş olduğu düzen, bu düzenin bizatihi kendisi olmayana kadar adalette, emniyette, huzursuzlukta bu memleketi kasıp kavuracaktır. Artık söylemekten hayâ ettiğimiz iğrençlikler bu toplumda normal bir hale gelmeye başlamış. Ters giden bir şeyler var. Oysaki Muhammed Aleyhisselam hayatın ve toplumun kendisine vurulmuş helal bir damgadır. Bu damga toplumun bütün unsurlarına, devletin bütün sistemlerine, bütün kurumlarına ve bütün mekanizmalarına vurulmadığı takdirde; dışarıdan ithal ettiğimiz bu damgalar bize huzur vermeyecek. Suriye’de yaşananlar, bir insan olarak insanlığımızdan utandırıyor. Anasının sımsıcak kucağından soğuk denizlere akan çocuk cesetleri her gün kıyılarımıza vuruyor. İğrenç yöntemlerle insanlar katlediliyor. Bu durum durup dururken olmuş bir şey değil.” şeklinde konuştu. (Hüseyin Sayhar- Ramazan Casuk-Mustafa Gül-İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından düzenlenen ve büyük bir katılım gösterilen Mevlid-i Nebi etkinliğinde minik çocuklar duygularını paylaştı.
Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından Diyarbakır'da düzenlenen Mevlid-i Nebi etkinliğine katılan Peygamber aşıkları, 3 yıl aradan sonra yeniden düzenlenen etkinliğe katılmalarıyla çok memnun olduklarını ve her yıl düzenli olarak yapılmasını arzu ettiler.
Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından Diyarbakır'da düzenlenen programa katılan vatandaşlar, etkinliğin son 3 yıldır gerçekleşmediğine dikkat çekerek bu seneleri hüzünle geçirdiklerini ifade etti.
Peygamber Sevdalıları Vakfı, 3 yıl aradan sonra "En Güzel Örnek Hazreti Muhammed" temasıyla Diyarbakır'da düzenlediği Mevlid-i Nebi etkinliğine katılan minikler, peygambere olan aşklarının kendilerini, buraya getirdiğini belirtti.