İşgal rejiminin suikast saldırısıyla şehid olan HAMAS Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’nin şehadetiyle duyduğu üzüntüyü dile getiren Gazeteci-Yazar Zülküf Yel, mücadeleye devam edeceklerini söyledi.
Şehid İsmail Heniyye’nin şehadeti ile ilgili İLKHA muhabirine konuşan Gazeteci-Yazar Yel, Şehid İsmail Heniyye’nin şehadetiyle beraber haçlı-siyonizm ittifakı, İslam cephesine karşı yeni bir aşamaya geçtiğini ve İslam ümmetinin vereceği tepkiyi test ettiklerini belirtti.
Yel, "Kamuoyuna şunu net bir şekilde ifade edelim; biz bir savaşın ortasındayız. Sadece Filistinlileri ilgilendiren bir savaş değil. Tüm Müslümanları, insanlığı ilgilendiren bir savaş söz konusudur. Büyük bir İslam aliminin, mücahidin, şehidin deyişiyle 'Bu dava çok büyüktür. En iyilerimizi feda etmemiz lazım.' Allah yolunda küfre ve zulme karşı olan savaşta, İsmail’imizi feda ettik.” diye konuştu.
“Haçlı-siyonizm ittifakı, İslam cephesine karşı yeni bir aşamaya geçti”
Yel, "Bir komutan şehit olur. Onun yerine başka bir komutan gelir. Şehit İsmail Heniyye’nin söylediği gibi 'bir güzel insan giderse, onun yerine başka güzel bir insan gelir.' Biz buna inanıyoruz. Dolayısıyla şimdi ortada çok ciddi bir savaş söz konusu iken, milletin hiçbir ferdi ve aynı zamanda insanlık ailesinin hiçbir mensubu hiçbir şey olmamış gibi davranmamalıdır. Özellikle şehit İsmail Heniyye’nin şehadetiyle beraber haçlı-siyonizm ittifakı, İslam cephesine karşı yeni bir aşamaya geçti. İslam ümmetinin bunun gibi büyük olaylar karşısında nasıl tepki vereceği noktasında bizim reflekslerimizi ve hassasiyetlerimizi test ediyor. Emin olun ki burada gereken tavrı, reaksiyonu, Muhammedî duruşu ortaya koymayacak olursak, bunu başka cüretkâr adımlar takip edecek ve başka insanlara karşı suikastler düzenlenecektir.” şeklinde konuştu.
“Bu yolda niceleri şehit olup nice bedeller ödeyeceğiz”
"siyonizm çetesi için sınır yoktur." diyen Yel, son olarak şunları aktardı:
"Kural yoktur, kaide yoktur. Onların anladıkları tek güç savaştır. Tek güç onlara karşı askeri bir gücün, direnişin ortaya konulmasıdır. Anladıkları tek şey budur. O halde diyoruz ki bugüne kadar İslam ümmeti birçok yöntem denedi. Ama bu yöntemlerle siyonistleri durduramadılarsa ki onların duracakları da gözükmüyor. Bugünden sonra mü’minler her şeylerini koyarak bu cephede nitelikli bir savaş vermek durumundadırlar. Bu yolda niceleri şehit olup nice bedeller ödeyeceğiz. Bu savaş hepimizin savaşıdır. Biz topyekûn bir savaşın içerisindeyiz. Allah'ın izniyle diyoruz ki son nefesimize ve son damlamıza kadar biz bu mücadeleye devam edeceğiz. Bu yolda sadece Filistinli kardeşlerimiz değil, bütün İslam ümmeti bu yükü omuzlamalıdır. Altını çizerek tekrar ediyoruz bu savaş hepimizin savaşıdır. Biz düştüğümüz yerden kalkmasını bilen bir topluluğuz. Dizlerimizin üzerine asla çökmeyiz. Tekrar ayağa kalkar mücadeleye devam eder ve küllerimizden tekrar doğarız. En kül halinde olduğumuz durumda bile birisi o küle üflediği zaman onun altında büyük bir kor ateş olduğunu elbette ki görecektir." (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Hava sıcaklıklarının düşmesiyle birlikte inşaat işçileri, kötü hava koşullarından dolayı fazla çalışamadıklarını belirterek, kışın çalışma koşulları hakkında ifadelerini aktardılar.
İslam'da yardımlaşma anlayışı ve dayanışmanın önemini anlatan İTTİHADUL ULEMA üyesi Molla Mehmet Ali Altun, günümüzde insanların birbirlerine yardımcı olmaya ve iyiliği yaygınlaştırmaya büyük bir ihtiyacın olduğunu söyleyerek önemli tavsiyelerde bulundu.
Festival ve konser adı altında özellikle gençliğin ifsada sürüklendiğini vurgulayan Molla Abidin Er, yapılan bu ifsat etkinliklerinin, gençlerin ahlaki değerlerini zayıflatıp ahlaksızlığa sürüklediğini belirtti.
Cizre İlçe Müftülüğü Vaizi Abdullah Gökalp, kumarın gençleri ve aileleri yok ettiğini, çözümün Kur’an ve sünnete dönmek olduğunu belirterek, "Kumar bağımlılığı, son yıllarda yalnızca bireysel bir sorun değil, toplumsal bir tehdit haline gelmiş durumda." dedi.