Kurban ibadeti hakkında konuşan Bingöl İl Müftüsü Muharrem Genç, kurban ibadetinin Allah'a manen yaklaşmak için yapılan bir ibadet olduğunu söyledi.

Kurban ibadetine dair önemli açıklamalarda bulunan Bingöl İl Müftüsü Muharrem Genç, kurban ibadetinin Allah'a manen yaklaşmanın, O'nun emrine boyun eğmenin ve kulluk bilincini canlı tutmanın bir örneği olduğunu söyledi.

Kurbanın Allah'a yakınlık ifade ettiğini söyleyen Müftü Genç, temelinin ise Hazreti İbrahim Aleyhisselam tarafından atıldığını belirtti.

Kurbanların etleri ve kanlarının Allah’a ulaşmadığını, Allah’a ulaşanın kulun takvası olduğunu vurgulayan Genç, “Esasen bütün ibadetler, zaten Cenabı Allah'a kurbiyet içindir. Yani O’na manen yaklaşmak, takvamızı arttırmak ve rızasını kazanmak içindir. Kurbanda bu ibadetlerden birisidir. Cenabı Allah ayet-i kerimede, ‘Kurbanların, etleri ve kanları Cenabı Allah'a ulaşmaz, takvanız ulaşır’ buyuruyor. Onun için bunun içerisindeki niyetimiz, samimiyetimiz, Cenabı Allah'ın rızasını kazanmak içindir.” dedi.

“Hayvanlarımızın kesimi için bazı şartlar lazım”

Kurbanlık hayvanların kesimi için bazı şartların olduğuna işaret eden Genç, “Hayvan kör, memeleri kesik olmayacak. Kulakları kesik olmayacak. Boynuzları kırık olmayacak. Yolda yürüyemeyecek kadar hasta olmayacak, zayıf olmayacak ve benzeri önemli hasletleri taşıması gerekiyor. Efendimiz aleyhissalatu vesselam, ‘Kurbanlık edeceğiniz hayvanlar arasından ortasını seçerek kurban ediniz’ tavsiyesinde bulunuyor.” diye konuştu.

“Hali vakti yerinde olan kurban kesmeli”

Kurban kesmenin önemine değinen Genç, Hazreti Muhammed’in Sallallahu Aleyhi ve Sellem, ‘Hali vakti yerinde olan, dinen zengin sayılan kişinin kurban kesmesi’ gerektiğini ifade eden bir sürü hadisi şerifleri mevcut olduğunu hatırlattı.

Konuşmasının devamında Genç şunları söyledi: “Öncelikle kurbanlık hayvanlarımızın bakımlı olması gerekir. Diğer hayvanlara da aslında iyi davranmamız lazım. Zira hayvanlar bizim için Cenabı Allah'ın bir emanetidir, bize hizmet etmektedirler. Bunlar vasıtasıyla işlerimizi sağlıyoruz. Aynı zamanda da hayvanlardan da ticaretimiz ve ibadetimizi sağlıyoruz. Bunun için hayvanların tümüne iyi davranmamız lazım. Özellikle kurban için keseceğimiz hayvanı Cenabı Allah'ın rızasını kazanacağım düşüncesiyle onu kurban kesmeye hazır hale getirmemiz lazım.”  

“Kurbanın eti satılmaz, fakirin hakkıdır”

Kurbanlık hayvanın etinin satılamayacağını, bunun fakirin hakkı olduğunun altını çizen Genç, “Kurban kesildikten sonra üçe bölünüp bir bölümünü yakınlarımıza, diğer bölümünü ihtiyaç sahiplerine ve diğer bölümünü de kurbanın bereketinden istifade etmek için evimize yani ailemize getirmemiz lazım. Sakatatı da yine öyle ihtiyaç sahiplerine verilmesi gerekiyor.  Diğer taraftan derisi de satılarak yine fakirlere, öğrencilere ve talebelere o parayı harcama imkânı vardır.” ifadelerini kullandı.

“Kurbanın erken kesilip dağıtılmasında fayda var”

Kurban kesimin zamanına da değinen Müftü Genç, “Kurban birinci günden Kurban Bayramı'nın 4’üncü günü ikindi namazına kadar da kesilebilir deniliyor, ama 3’üncü günde bitirmemizde çok yarar vardır. Hızlıca bunu keserek ihtiyaç sahiplerine dağıtmamızda yarar vardır. İhtiyaç sahiplerine kurban etlerini ulaştırarak onların da kurban bayramının bu nimetinden istifade etmelerini sağlamalıyız.” açıklamasında bulundu.

“Müslümanların ibadetlerine halel getirmeye çalışan bazı art niyetli insanlar var”

Kurban kesimi, hac ve Müslümanlar için önem arz eden diğer bazı ibadetlerin yapılmasına karşı çıkan art niyetli insanların olduğuna dikkat çeken Genç, Müslümanların ibadetlerine halel getirmeye, niyetlerini tahrip etmeye yönelik bazı girişimlerin olduğunu ifade etti. Genç, bunlara karşı Müslümanların uyanık olması gerektiğine vurgu yaptı.

Genç, son olarak şunları kaydetti: “İslam bir ibadet dinidir. Kurban kesimi düzgün, usullere göre hijyenik olması gerekir. Zaten Müslümana yakışan da odur. Müslümanın her işinin temiz ve düzgün olması gerekir. Zira Allah güzeldir güzel olanı sever, temizdir temiz olanı sever. Yaptığımız bütün ibadetleri dini kurallara uygun bir şekilde yapmamız gerekir.”(Nihat Kanat-İLKHA)