Oruç tutmanın psikolojiye etkileri nelerdir?

Oruç ibadetinin psikolojik açıdan önemli bir yere sahip olduğunu belirten Psikolojik Danışman Fatma Kaya, orucun manevi duyguları pekiştirmesinin yanı sıra psikososyal etkilerinin de bireylerin ruhsal durumunu iyileştirdiğini söyledi.
Oruç tutmak, kişilere temel ihtiyaçları olan yeme ve içmeye karşı sabır göstermeyi öğretir. Sabah erken saatlerden akşam vaktine kadar süren açlık ve susuzluk, sabır ve iradeyi güçlendirir. Bu süreç, bireylerin fiziksel zorluklarla başa çıkmayı öğrenmelerine yardımcı olur. Aynı zamanda duygusal kontrol geliştirme fırsatı da sunar, böylece ani öfke ya da huzursuzluk gibi duygusal tepkilerle başa çıkmayı öğrenirler.
İLKHA muhabirine konuşan Psikolojik Danışman Fatma Kaya, Ramazan ayında tutulan orucun bedensel faydalarının yanı sıra psikolojik faydalarının da olduğuna dikkat çekti.
Oruç tutan kişilerde iki farklı durum gözlemlenebileceğini belirten Kaya, "Uzun süre açlık yaşayan kişilerde hipoglisemi denilen beyin hücrelerinin glikoz ihtiyacının yeterince karşılanmaz. Bu gibi durumlarda adrenerjik sistemin devreye girmesi stres hormonunun salgılanmasına sebep olabilir. Bundan dolayı düzenli spor alışkanlığı olan kişilerin spor aktivelerini daha çok iftardan sonra yapmasını öneririz." diye belirtti.
"Oruç, bize sabır ve tahammülü öğretiyor"
Sigara ve kafein bağımlılığı olan kişilerde, kişinin toleransı azalabileceğini vurgulayan Kaya, "Hoş karşılayacağı bir duruma oruçlu bir haldeyken daha fazla tepki verebiliyor. Oruç, bize sabır ve tahammülü öğretiyor. Dürtüleri kontrol altına alabilmeyi ve belirli bir rutin düzeni oluşturabilmektedir. Orucun paylaşma duygusunu, birlik ve beraberliği artıran katkıları da vardır." dedi.
"Orucun etkisi cinsiyete göre farklılık gösterebilir"
Orucun etkisinin cinsiyete göre farklılık gösterdiğini söyleyen Kaya, "Yapılan araştırmalara göre, Ramazan orucu sonrası kadınlarda psikiyatrik hastalıklarda herhangi bir değişiklik gözlemlenmezken, erkeklerde psikolojik rahatsızlıkların belirtilerinde iyileşme gözlemlenmiştir. Orucun etkisinin cinsiyete göre farklılık gösterdiğini söyleyebiliriz. Oruç tutarken organlar dinlenir. Beyne daha az uyarı gider. Bu sebeple beynin tam kapasite çalışmasını sağlar. Uyarıların azlığı ve beyne giden az uyaran beynin kendini toparlanmasını sağlar. Algı ve öğrenme faaliyetleri özellikle artar. Ezber daha kolay bir şekilde gerçekleştirilebilir. Hafıza bellek daha çok boyutlara ulaşır." ifadelerini kullandı.
"Oruç, strese karşı direnci artırıyor"
Bilim insanlarının aralıklı orucu tedavi amaçlı için de kullandığını ifade eden Kaya, "Aralıklı orucun strese karşı direnci artırdığı sonucuna varılmıştır. Oruçta ilk iki hafta oldukça önemlidir. İlk iki hafta alışma sürecidir. İştah hormonu salgılanır. Çünkü beyin açlıkla karşı karşıya kaldığında hipotalamus daha fazla çalışır. Bu nedenle ilk iki hafta alışma sürecini biraz zorlaştırır. Daha sonra biraz daha rutin ve düzenli hale gelir." diye konuştu. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
30 Haziran’da başlayacak Yaz Kur’an kursları için tüm hazırlıklar tamamlandı. Bursa'da geçtiğimiz yıl 86 bin öğrencinin katıldığı kurslarda bu yıl hedef 100 bin öğrenciye ulaşmak. İl Müftü Yardımcısı Şevket Bulut, velilere çağrıda bulunarak çocuklarını bu manevi atmosfere yönlendirmelerini istedi.
Önümüzdeki pazartesi günü başlayacak yaz Kur'an kursları ile ilgili velilere çağrıda bulunan Malatya İl Müftüsü Ramazan Dolu, Kur'an-ı gönlüne yazmış, berrak bir zihinle Kur'an'la buluşmuş nesiller yetiştirmek için; dünya ve ahiret saadetini kazanmak adına, evlatlarımızı Kur'an'la buluşturmaya davet ediyorum." dedi.
Mardin Yetkili Emlakçılar Dernek Başkanı Nedim Bulut, hükümetin vergi politikasının ve rayiç bedel uygulamasının sektörü durma noktasına getirdiğini vurgulayarak, denetimsizliğin önüne geçilmesini ve sektöre yönelik sahadan görüş alınarak yeni düzenlemelerin yapılmasını talep etti.
Temiz Toplum Derneği Başkanı Bilal Ay, "Ülkemizde, şiddet olaylarının yüzde 60'ının, taciz-tecavüz olaylarının yüzde 33'ünün arkasında alkol ve uyuşturucu var. Hep beraber omuz omuza vermedikçe bu belanın üstesinden gelmemiz mümkün değildir." dedi.