Prof. Dr. Aygan: Zekât bilinci olmadan ekonomik adalet sağlanamaz

Kur’an-ı Kerim’de zekâtın mümini arındıran ve temizleyen bir ibadet olarak tanımlandığını ifade eden Siirt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fadıl Aygan, zekâtın temel amacının sosyal ve ekonomik adaleti sağlamak olduğunu söyledi.
Öncelikle aile ve yakın çevreden başlayarak zekâtın ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması gerektiğini vurgulayan Siirt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fadıl Aygan, Gazze ve diğer mazlum coğrafyalardaki Müslümanları da unutmamanın önemine dikkat çekti. Eğer bir toplumda yoksulluk devam ediyorsa, zekât sisteminin yeterince işletilmediğini ifade eden Aygan, bu konunun titizlikle ele alınması gerektiğini söyledi.
"Zekât, temizleme ve tezkiye anlamına gelir"
Prof. Dr. Aygan, zekâtın kelime anlamı itibariyle temizleme anlamına geldiğini belirterek, "Kur'an-ı Kerim’de de zekâtın emredildiği ayetlerde bu özelliği vurgulanmakta, mümini tezkiye ettiği ve temizlediği belirtilmektedir. Zekât, mali bir ibadettir ve İslam’ın beş şartından biridir. Bedenî ibadetlerimiz olduğu gibi, mali ibadetlerimiz ve bilişsel ibadetlerimiz de vardır. Zekât, mali ibadetler kategorisine girer." dedi.
"Zekât, toplumsal adaletin sağlanmasına katkı sunar"
Zekâtın temel amacının toplumsal ve ekonomik adaleti sağlamak olduğunu belirten Aygan, "Kişinin mülkiyetle olan irtibatını sağlam bir zemine oturtması gerekir. Çünkü insan, mal kazandığında mülkiyetle olan ilişkisini farklı bir boyuta taşıyabilir, hatta Allah ile bağını zayıflatabilir. Ancak zekât, malın yerine geçip doğrudan bir ibadet haline gelmez. Onun ibadet haline gelmesi için bilinçli bir şekilde yerine getirilmesi gerekir." ifadelerini kullandı.
Zekâtın, toplumda yeme, içme ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılayamayan insanların olmaması için önemli bir araç olduğunu belirten Aygan, "Müslümanların görevi, ihtiyaç sahiplerinin eksiklerini gidermektir. Zekât ibadeti, temelde açlık, susuzluk ve barınma gibi temel ihtiyaçları karşılamaya yöneliktir. Aynı zamanda, insanı da temizleyen bir ibadettir. Bu nedenle bilinçli bir şekilde yerine getirilmelidir." dedi.
“Zekât, sorumluluğumuzun bir gereğidir”
Prof. Dr. Aygan, zekâtın sadece bir ibadet değil, aynı zamanda bir sorumluluk olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: "Allah’ın bize bahşettiği nimetleri bir emanet olarak görmeli, bu bilinçle hareket etmeliyiz. Ömrümüz en fazla 70-80 yıl sürer; sonunda bu dünyadan göçüp gideriz. Malımızı, mülkümüzü burada bırakırız. Öbür tarafa götüreceğimiz asıl şey, burada yaptığımız hayır ve hasenattır. Zekât başta olmak üzere infak ettiğimiz her şey, ahirette bizimle birlikte olur. Bu yüzden, zekât son derece önemli bir ibadettir ve kesinlikle ihmal edilmemelidir. Tarım ürünlerinden, altın ve gümüşten, paradan ve ticaret mallarından zekât vermek gereklidir."
"Zekât tevazu ile verilmeli"
Zekât verirken gösterişten kaçınılması gerektiğini ifade eden Aygan, "Zekât vermekle aslında bir görevimizi ifa ederiz. Cenab-ı Hakk’ın bize verdiği nimetlerden, O’nun emrettiği yerlere pay ayırarak bir sorumluluğumuzu yerine getiririz. Ancak zekât verirken kibirlenmemek, tevazu ile hareket etmek, ihtiyaç sahiplerini incitmemek, rencide etmemek gerekir. Çünkü bu, bir ibadettir." şeklinde konuştu.
“Zekât, öncelikli olarak en yakın çevreye ulaştırılmalı”
Zekât ibadetinin, en yakından başlayarak geniş bir çevreye yayılması gerektiğini belirten Aygan, "Zekât ibadeti, mali bir ibadet olduğu için öncelikli olarak ailemizden, mahallemizden, şehrimizden başlayarak mümin kardeşlerimize ulaştırılmalıdır. Tıpkı Gazze’deki kardeşlerimiz gibi, uzak coğrafyalardaki mazlum Müslümanları da unutmamak gerekir. Eğer bir toplumda zekât sistemli ve düzgün bir şekilde verilirse, temel ihtiyaçlarını karşılayamayan kimse kalmaz. Ancak bugün hâlâ yoksulluk varsa, zekât verme sistemimizde bir hata var demektir. Bu konuyu göz ardı etmemeli, çözüm önerileri geliştirmeliyiz." dedi.
“Zekât, toplumsal dayanışmanın temel taşıdır”
Son olarak zekâtın toplumsal bir ibadet olduğunu vurgulayan Aygan, "Zekât, bireysel bir ibadetten öte, toplumsal bir ibadettir. Bir toplumda barınma, yeme ve içme gibi temel ihtiyaçlarını karşılayamayan kesimlerin olmaması için mücadele etmeli ve bu bilinçle hareket etmeliyiz. Kur'an-ı Kerim, infakı ve mali ibadetleri "Allah’a borç vermek" olarak nitelendirir. Allah’ın hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, ancak infak eden kişi için bu, büyük bir kazançtır. Dolayısıyla zekât ve infak, hem dünyamızı hem de ahiretimizi mamur edecek ibadetlerdir. Bu bilinçle hareket etmek gerekir." ifadelerini kullandı. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Bursa'da Ramazan etkinlikleri kapsamında "Hadimü'l Haremeyn Kutsal Emanetler" sergisi ziyarete açıldı. Sergide, İslam dünyasının en değerli emanetlerinden olan Kabe örtüleri, Sakal-ı Şerif ve Kadem-i Şerif gibi kutsal eşyalar yer alıyor.
Tarım ve Orman Bakan Danışmanı Dr. Ali Recep Nazlı, Türkiye'nin orman alanlarını artıran nadir ülkelerden biri olduğunu belirterek, ormanların korunmasının herkesin ortak sorumluluğu olduğunu söyledi.
Batman'da kimi bölgelerin imara açık olmasına rağmen ruhsat alamadıkları gerekçesiyle inşaat yapımına başlayamadıklarını iddia eden müteahhitler, yetkililere seslerini duyurmaya çalıştı.