Samsat’ta 2 Mart 2017’de yaşanan 5,2’lik depremin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen hiçbir çalışmanın yapılmadığını söyleyen vatandaşlar mağdur olduklarını ve bu durumdan tedirgin olduklarını söylediler.

Adıyaman’ın Samsat ilçesinde yaşanan depremin ardından ilçe sakinleri AFAD tarafından kurulan konteyner ve çadırlarda yaşamlarını sürdürmeye devam ediyorlar.

Samsat’ın ovacık köyünde oturan vatandaşlardan Abdülmecit Ertan, çektikleri sıkıntıları şöyle dile dile getirdi:

“Geçen yıl 2 Mart 2017 tarihinde bir deprem yaşadık. Köyümüz depremde zarar gören köylerde bir tanesi. Bizim köyün evleri genelde kerpiçlerden yapıldığı için evlerin birçoğu yıkıldı. Aradan bir yıl geçti. Bizde yaşanan depremden sonra da yaşanan depremler oldu ancak onların konutları bitirilip teslim edildi. Biz ise aradan geçen bir yıla rağmen halen konteynerlerde kalıyoruz.”

Konteynerleri ısıtmak için kurulan klimalar olduğunu ve bunların elektrik sarfiyatının kendilerini zor durumda bıraktığını belirten Ertan, “Bizim buradaki vatandaşların aylık geliri 400 TL’nin altında. Devlet, daha önce bizlere kömür veriyordu. Ve kömür ile ısınıyorduk ama şu an yağmur yağıyor ve biz klimaları açamıyoruz çünkü bir klimanın ısıtmada kullanımı aylık olarak bize 600 TL’ye mal oluyor. Bunu ödeyecek durumumuz yok.” ifadelerini kullandı.

“Konutlar ne zaman yapılacak bilmek istiyoruz”

“Bizlere konut yapılacağı söylendi. Bu konutlar ne zaman yapılacak şu anda 364 gün geçmiş Allah rızası için ne zaman başlayacaksınız ne zaman bitireceksiniz?” diyerek tepkisini dile getiren Ertan daha konuşmasına şöyle devam etti:

“Kurumlardan gelip incelemelerde bulunuyorlar. Biz dedik ki; bize konut yapın, bizim hastalarımız var. 78 yaşındaki amcan konteynerde yatalak olarak kalıyor. Bir yandan serum, bir yandan oksijen tüpleri bağlı ve 12 çocuğu ile beraber 2 tane konteynerde yaşıyor. Ben burada yetkililere şunu sormak istiyorum: Gerçekten, bize konut yapacak mısınız, yapacaksanız ne zaman yapacaksınız? Bugün başlasanız bir yıl içerisinde bize teslim edemeyeceksiniz. Yapmayacaksanız bize söyleyin, biz yine kerpiçler ile kendi evlerimizi yapalım. İnsanlarımız, çoluk çocuklarımız dışarıda, hayvanlarımız dışarıda, büyük bir mağduriyet yaşıyoruz. Biz derdimizi burada mülki amirlerimize de bildiriyoruz. Bize kesin bir şey söylesinler. ‘Şu tarihte başlanacak, şu tarihte bitecek, maliyeti şu olacak.’ diye bize kesin bir şey söylesinler.”

“Devlet sıkıntılarımızı gidermek için var”

Bu devletin bir vatandaşı olarak vergi verdiğini, vatandaşlık görevini yaptığını söyleyen Ertan “Devlet sıkıntılarımızı gidermek için var. En kısa zaman da diyorlardı gama aradan bir yıl geçti ve halen bize gelip ‘Siz hak sahibisiniz size konut yapacağız’ demekten başka bir şey yaptıkları yok.” dedi.

Yapılacak konutların da uygun bir fiyata verilmesi gerektiğinin altını çizen Ertan, konutların 200 bin TL’nin üzerinde bir maliyetinin olduğunun ifade edildiğini belirterek, “Ben bir vatandaş olarak 200 bin lira ödeyemem. Benim gelirim belli. Siz beni 200 bin lira borçlandırırsanız sizin bana ne faydanız olacak. Devletin bana nasıl bir faydası olacak. Ben bir afet yaşamışım ve devlet benim bu sıkıntılarımı gidermek zorundadır. Devlet bunun için vardır. Ben devletime vergi veriyorum, ben devletime vatandaşlık görevi yapıyorum. Bu vatandaşlar ne yapacak? Benim hayvanlarımdan 11 tanesi telef oldu. Ahırlarımız yıkıldı. Küçükbaş hayvanları olanların birçoğunun da yavruları telef oldu. Elimiz kolumuz bağlı hiçbir şey yapamıyoruz.”

“Her sene su sıkıntısı çekiyoruz”

Bir senedir hiçbir şey yapılmadığını dile getiren Tevfik Güleşan ise “Bir senedir Adıyaman Samsat’ta deprem olmuş ve bugüne kadar Samsat’ta bir çivi çakılmış değildir. Şimdiye kadar biz dört tane milletvekili çıkarıyorduk ama inşallah bu saatten sonra dört milletvekili çıkarmayız. Su sorunumuz için tonlarca para döküldü ama halen daha halledilmiş değil. Millet, su yüzünden baya bir zarar etti. Her sene su gelecek diye bütün toprakları sürüyor, pamuk ekiyoruz. Ama sulama zamanı geldiğinde ise su bulamıyoruz. Herkes neyin ne olduğunu gayet iyi biliyor.” şeklinde konuştu.  (Cemil Özdaş – İLKHA)