Baharın müjdecisi kuzular doğuyor

Baharın müjdecisi olarak görülen kuzuların doğmaya başlaması, yetiştiricilerin yüzünü güldürüyor.
Baharın müjdecisi olarak görülen kuzu doğumlarının başlamasıyla yetiştiricileri tatlı bir telaş sardı. Şubat ayının ilk günlerinde başlayan kuzu doğumları, küçükbaş hayvan yetiştiricilerinin mesaisini artırdı.
Yetiştiriciler, gün doğmadan başlayıp gece saatlerine kadar sürdürdükleri zahmetli ve yorucu uğraşın verdiği yorgunluğu, dünyaya gelen kuzuları kucaklarına alarak unutuyor. Kış mevsimi nedeniyle ağıllarda beslenen kuzuların sesleri, yetiştiricilere farklı bir sevinç yaşatıyor.
Koyunları kuzularıyla 24 saat boyunca başka bir ağılda bekleten küçükbaş hayvan yetiştiricileri, kuzuların süt emme alışkanlığı edinmesi için yaptıkları bu uygulamanın ardından hayvanları tekrar diğer ağıllara alıyor.
Küçükbaş hayvancılık ile uğraşan Diyarbakır merkeze bağlı Keklik köyünde ikamet eden Ayetullah Ekici, küçükbaş hayvancılığın zor bir meslek olduğunu dile getirerek, doğan kuzular ile sevindiklerini ifade etti.
Yağışın olmamasından dolayı meralarda otların yetişmediğini ve koyunların doğal beslenemediğini dile getiren Ekici, "Bu sene kuzulama hiç iyi değil. Hastalık çok, yağmur yağmadığı için otta yok. Bu sene hayvanlar vitaminsizdir. Gebe olan hayvanlar kuzuları attı ve öldü. Geçen sene 270 koyunum vardı, bunlardan 170 kuzu dünyaya geldi." dedi.
Kuzuların bakımı hakkında bilgi veren Ekici, "Kuzuların annelerini saat 10.00 gibi ağıldan çıkarıp meraya götürüyoruz, saat 17.00 gibi de getiriyoruz. Koyunları getirdiğimizde kuzuları yanlarına bırakıyoruz. Kuzular süt ihtiyacını aldıktan sonra tekrar ağıla bırakıyoruz. Ağıllarda kuzulara yem veriyoruz." ifadelerini kullandı.
Hastalık nedeniyle kuzu doğumları azaldı
Kuzu doğumlarının mart ayında da devam ettiğini söyleyen Ekici, "Kuzuların doğumu ocak ayında başlar, şubat ve mart aylarına kadar devam eder. Eğer koyunlara yem verip, ilaçlarını verirseniz kuzu doğumları artar. Mesela bu sene bizim koyunlar 2 defa doğum yaptı. Her sene etrafımızdaki köylerde doğan koyunlar bir defa doğum yaparken, bizim ise iki defa doğum yaptı. Bu da bizim koyunlara iyi baktığımız gösterir. Biz bu sene borç edinip, koyunlarımıza ilaç aldık. Arpa ve ilaçlar çok pahalı oldu. Ayrıca çok hastalık da var. Suriye'de savaş oldu. O savaşta kullanılan gaz bombaları hayvanlarda hastalık meydana getirdi. Türkiye'ye gelen hayvanlar üzerinden bu hastalık yayıldı ve hastalık çoğaldı. Şimdi bir koyun hasta olduğunda da iyileşmiyor. Baytarlara gidiyoruz ilaç da veriyoruz yan etki yapıyor. " şeklinde konuştu.
"Hayvanlarımızın hırsızlar tarafından çalınmasından korkuyoruz"
Son zamanlar bölgede artan hayvan hırsızlığı nedeniyle ağıllarda nöbet tuttuklarını söyleyen Ekici, "Biz geceleri yatmıyoruz, devlet bu hırsızlığa bir çare bulsun. Mesela ben saat 00.00'a kadar nöbet tutuyorum daha sonra abim 05.00'a kadar nöbet tutuyor. Biz hayvanlarımızın hırsızlar tarafından çalınmasından korkuyoruz. Hırsızlar bize bela oldu. Amcamın inekleri vardı 5 tane çaldılar. Hatta 12 taneydi götürdüler arabaya sığmadığından dolayı 7 tanesine bıraktılar. Başka bir köylünün çalmaya kalkıştılar başaramadılar." ifadelerini kullandı. (M. Hüseyin Temel, Emrah Deniz-İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Yaz aylarında soğuk içecek tüketiminin arttığını belirten uzmanlar, içeceklere konulan buzların besin zehirlenmesine neden olabileceğini söylüyor.
Malatyalı Naciye Erkek, büyük bir fedakârlık göstererek, 52 yıldır evli olduğu hayat arkadaşına bir böbreğini vererek, yaşama tutunmasını sağladı.
Üroloji Uzmanı Op. Dr. Javanshir Bakirov, toplumda yaygın olarak uygulanan sünnetin, yalnızca geleneksel değil, aynı zamanda tıbbi açıdan da önem taşıyan bir cerrahi işlem olduğunu belirterek, sünnetin sağlık açısından da birçok fayda sağladığını ancak doğru zamanda, doğru koşullarda ve uzman hekim tarafından yapılmasının hayati önem taşıdığını vurguladı.
Batman Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 27 haftalık ve 905 gram doğan prematüre bebek, 60 gün süren yoğun bakım tedavisinin ardından 2 kilo 70 gram ağırlığa ulaşarak taburcu edildi.